Nuray Gök Aksamaz, geçen yüzyılda bilişim teknolojileri alt yapısı üzerinden hız kazandırılan kapitalist küreselleşme sürecinde bilimsel gelişmelerin ve paradigma değişimlerinin bütünleşme politikalarına, insansız teknolojilere, felsefeye ve topluma yansımalarını değerlendiriyor. Kapitalizmin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla değiştirilen üretim biçim ve organizasyonlarının iklim değişikliğine ve ağlardaki bilişim ikliminin toplumsal değişime etkilerini çok yönlü bir bakış açısıyla sorguluyor. Kapitalist dünya ekonomisi üzerinden teknolojik belirlenimcilikle rekabete ve kaynak sömürüsüne dayalı olarak sürdürülen sistemde, devletlerin bağımsız kimliğine karşın küresel organizasyonların ve çokuluslu şirketlerin gücünün karşılıklı bağımlılık yaratan ilişkilerle arttığını, gelişmiş ülkeler dışında kalan ülkelerde yoksullaşmanın artarak sürdüğünü, para dışındaki tüm kültürel değerlerin anlamsız kılınarak yok edilmekte olduğunu vurguluyor. Baskısını artıran adaletsiz sistemin ve insanın nesneleştirilerek siber fiziksel sistemler ve diğer gelişmiş teknolojilerle denetim altına alınışının yarattığı tehlikeler açısından farkındalık yaratıyor. Üzerinde uzlaşma sağlanacak insani kültürel hedeflerin belirlenmesiyle insanın evrensel haklarına sahip çıkması gerektiğine dikkati çekerek adaletin gerçekleştiği bir iklimi yapılandırmak için toplumsal mücadeleyi savunuyor. “Sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir insanlık ile anlamlı olacaktır,” diyor.
Nuray Gök Aksamaz, geçen yüzyılda bilişim teknolojileri alt yapısı üzerinden hız kazandırılan kapitalist küreselleşme sürecinde bilimsel gelişmelerin ve paradigma değişimlerinin bütünleşme politikalarına, insansız teknolojilere, felsefeye ve topluma yansımalarını değerlendiriyor. Kapitalizmin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla değiştirilen üretim biçim ve organizasyonlarının iklim değişikliğine ve ağlardaki bilişim ikliminin toplumsal değişime etkilerini çok yönlü bir bakış açısıyla sorguluyor. Kapitalist dünya ekonomisi üzerinden teknolojik belirlenimcilikle rekabete ve kaynak sömürüsüne dayalı olarak sürdürülen sistemde, devletlerin bağımsız kimliğine karşın küresel organizasyonların ve çokuluslu şirketlerin gücünün karşılıklı bağımlılık yaratan ilişkilerle arttığını, gelişmiş ülkeler dışında kalan ülkelerde yoksullaşmanın artarak sürdüğünü, para dışındaki tüm kültürel değerlerin anlamsız kılınarak yok edilmekte olduğunu vurguluyor. Baskısını artıran adaletsiz sistemin ve insanın nesneleştirilerek siber fiziksel sistemler ve diğer gelişmiş teknolojilerle denetim altına alınışının yarattığı tehlikeler açısından farkındalık yaratıyor. Üzerinde uzlaşma sağlanacak insani kültürel hedeflerin belirlenmesiyle insanın evrensel haklarına sahip çıkması gerektiğine dikkati çekerek adaletin gerçekleştiği bir iklimi yapılandırmak için toplumsal mücadeleyi savunuyor. “Sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir insanlık ile anlamlı olacaktır,” diyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 15,00 | 15,00 |