Dağların Efendisi Çoban Kırsal Turizmde

Stok Kodu:
9786256403697
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
292
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
240,00TL
168,00TL
9786256403697
746343
Dağların Efendisi Çoban Kırsal Turizmde
Dağların Efendisi Çoban Kırsal Turizmde
168.00

Bu kitapta, 2007 yılından beri çoban ve mesleği hakkında yaptığım gözlem, araştırma çalışmamı; Adana, Amasya, Ankara, Antalya-İbradı, Bingöl, Bitlis, Bursa-Mustafakemalpaşa, Edirne, Elazığ, Kahramanmaraş, Karaman, Kastamonu, Kocaeli, Manisa-Salihli, Samsun-Canik, Sivas, Şanlıurfa, Şebinkarahisar, Tekirdağ, Van, Yalova ve daha birçok il ve çevrelerinden edindiğim bilgilerin harmanlanmasıdır.

Gittiğim yerlerde çobanlık mesleğinin yapılışında kullanılan sözcüklerin söylenişinde (ağız) farklılık oluyordu; mesleğin işleyişi hemen hemen her yörede aynı şekildeydi. Yaz çobanı, güz çobanı olmak üzere iki ayrı dönem için iki ayrı çoban tutulur. İki çobanlık da altı ay sürer; kimi zaman aynı kişi iki dönemi de götürebilir. Kimi yerlerde baş çoban, ayak çobanı denilen iki kişiyle sürdürülen çobanlık mesleğinin, geçmişten gelen tecrübeyle sabit incelikleri olduğu anlaşılmıştır.

Birlikteliği, dayanışmayı gerektiren faktörlerden biri geleneklerdir. Geleneklerden uzak kalmak kimliğimizden kaybetmek demektir; geleneklerle yaşamak, bir yüzümüzün onlara dönük olması insanın kendisini bilmesi demektir. Millet olarak ortak değerlerimizin önemi büyüktür. Bizi biz yapan değerlerimizi bilmenin, korumanın, nesilden nesile aktarmanın boynumuzun borcu olduğunu kabul etmenin, işin bir ucundan tutmanın doğru olacağını düşünüyorum.

Dağlar, suların mühendisidir, yer altı, yer üstü suları onlardan sorulur. Dağlar, suları tutmasa, karaları istila ederler. "Biz yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık" (Nebe Suresi; 6-7) Dağlar, aynı zamanda yerin kazığıdır. Dünyanın efendisi olarak onun dengede kalmasını sağlarlar. Çobanlar, suları ve dünyayı tutan dağların kadirşinas efendisidir.

Dağlar, çobansız düşünülemez.



Bu kitapta, 2007 yılından beri çoban ve mesleği hakkında yaptığım gözlem, araştırma çalışmamı; Adana, Amasya, Ankara, Antalya-İbradı, Bingöl, Bitlis, Bursa-Mustafakemalpaşa, Edirne, Elazığ, Kahramanmaraş, Karaman, Kastamonu, Kocaeli, Manisa-Salihli, Samsun-Canik, Sivas, Şanlıurfa, Şebinkarahisar, Tekirdağ, Van, Yalova ve daha birçok il ve çevrelerinden edindiğim bilgilerin harmanlanmasıdır.

Gittiğim yerlerde çobanlık mesleğinin yapılışında kullanılan sözcüklerin söylenişinde (ağız) farklılık oluyordu; mesleğin işleyişi hemen hemen her yörede aynı şekildeydi. Yaz çobanı, güz çobanı olmak üzere iki ayrı dönem için iki ayrı çoban tutulur. İki çobanlık da altı ay sürer; kimi zaman aynı kişi iki dönemi de götürebilir. Kimi yerlerde baş çoban, ayak çobanı denilen iki kişiyle sürdürülen çobanlık mesleğinin, geçmişten gelen tecrübeyle sabit incelikleri olduğu anlaşılmıştır.

Birlikteliği, dayanışmayı gerektiren faktörlerden biri geleneklerdir. Geleneklerden uzak kalmak kimliğimizden kaybetmek demektir; geleneklerle yaşamak, bir yüzümüzün onlara dönük olması insanın kendisini bilmesi demektir. Millet olarak ortak değerlerimizin önemi büyüktür. Bizi biz yapan değerlerimizi bilmenin, korumanın, nesilden nesile aktarmanın boynumuzun borcu olduğunu kabul etmenin, işin bir ucundan tutmanın doğru olacağını düşünüyorum.

Dağlar, suların mühendisidir, yer altı, yer üstü suları onlardan sorulur. Dağlar, suları tutmasa, karaları istila ederler. "Biz yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık" (Nebe Suresi; 6-7) Dağlar, aynı zamanda yerin kazığıdır. Dünyanın efendisi olarak onun dengede kalmasını sağlarlar. Çobanlar, suları ve dünyayı tutan dağların kadirşinas efendisidir.

Dağlar, çobansız düşünülemez.



Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 168,00    168,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat