Bu kitap kimler için?
Daha önce kodlama bi̇len ya da bi̇lmeyenler
Çocuğuyla bi̇rli̇kte kodlama öğrenmek i̇steyen ebeveynler
Kodlama öğretmek i̇steyen öğretmenler
Yaratıcı ve si̇stemati̇k düşünmeyi̇ öğrenmek i̇steyen herkes
Kodlama öğrenmek i̇steyen tüm çocuklar ve gençler
Merak duygusunu di̇ji̇tal araçlarla teti̇klemek i̇steyen herkes
Bu kitap çalışma kartlarına dönüşen yapısıyla 6 Yaş ve üstü çocuklarınızın Scratch ile programlama yapmasına olanak sağlıyor. Kurulumdan uygulamaya tüm detaylar çalışma kartlarının içinde en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor.
Üretmekten Korkma!
“Teknoloji, bilim ve sanattan uzak çocuklar yetiştirerek dünyayı değiştirmemiz mümkün değil, aksine bu kavramları bizden iyi anlayan ve doğru şekilde kullanan çocuklara ihtiyacımız var.”
Teknoloji konusunda verilen kararları, politika belirleyenlere ve şirketlere bırakmaya devam edersek halimiz yaman. Çocuklarınızın çıkarını sadece siz koruyabilirsiniz ve bunu nasıl yapacaklarını onlara öğretebilirsiniz. Bunu yapabilmek için, ne ile uğraştıklarını anlamanız gerekiyor, bundan kaçışınız maalesef yok.
Çocuğunuzun yediği kekin içindeki kimyasalların türü ilginizi çekiyor ise, kullandığı yazılımın ve donanımın lisansları da çekmeli. Sürekli “bilgisayar oynadığı” şikayeti ile bize gelen velilerin büyük bir çoğunluğu, çocuklarının bilgisayar başında ne yaptıklarını bilmiyorlar. Hangi yazılımı kullanıyor diye sorduğumuzda, “bilgisayar işte” demek, pek iyi bir cevap değil. Aslında konu çok karışık değil, dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var. Umarız ki, bu kitap sadece çocuğunuza değil size de faydalı olur. Yaşasın beraber üretmek! Yaşasın hata! Yaşasın merak!
Hakan Ataş & Bager Akbay
Küçük dostum,
Ben bu dünyada en büyük hediye olan MERAK ile ödüllendirilmiş biriyim. Hayatım boyunca her şeyi merak ettim. Öğrenene kadar da pes etmedim.
Radyonun, televizyonun içinde ne var, musluktan su nasıl çıkıyor, banyodaki sıcak suyu ne ısıtıyor, Güneş nereye batıyor, karasineğin kaç tane bacağı var, otomobil motoru nasıl çalışır, flüt nasıl çalınır, mandolin akordu nasıl yapılır gibi milyonlarca sorunun cevabını arayıp durdum. Hiç yorulmadım, doymadım, bıkmadım. Hala büyük bir iştahla merak etmeye ve öğrenmeye devam ediyorum.
Ben çocukken radyo çok kıymetli bir şeydi. Kurcalarken bizimkini bozmuştum ama içinde ne olduğunu öğrenmiştim. O küçük, garip parçaların ne işe yaradığını da ‘aşağı yukarı’ anlamıştım. Kitaplardaki resimlerde değişik insanlar, ülkeler gördüm. Hayvanların dünyasını bisküvi kutularıyla avladığım sinek ve böceklerle tanıdım. Ateşin elimi yaktığını, elektriğin çarptığını, bazı ilaçların insanı fena yaptığını bana hep bu merak öğretti.
Televizyonda bir müzik aleti görüp hayran kaldım. Adına kanun diyorlarmış. Babam üçgen bir tahta kesti. Çiviler çakıp, arasına teller gerip bana bir kanun yaptı. Babam marangoz değil; memurdu. Böylece bana herkesin kendi elleriyle bir şeyler üretebileceğini gösterdi.
Naylon kovalardan davul, tencere kapaklarından zil yapmayı böylece keşfettim. Duvar saatinden söktüğüm minik ampulün pilin ucuna bağlayınca yandığını görünce hayatımı aydınlattı.
Okumayı öğrenince kitaplarda aklıma asla gelmeyen şeylerle karşılaştım. Hiç bilmediğim yerlerde, hiç tanımadığım insanlar, hiç duymadığım şeyler yapmışlardı.
Öyleyse ben de yapabilirdim!
Öğrendiğim her yeni bilgi beni biraz daha meraklı yaptı. Elime geçen her şeyi okudum. Okuyacak bir şey kalmayınca komşularımızı dolaşıp dergi, kitap, gazeteler topladım. Hala elime geçen her fırsatta okumaya, öğrenmeye devam ediyorum.
Bu zamanda, senin yerinde, yeniden çocuk olabilmeyi çok isterdim. Merak ettiğin her şeyin cevabını internetten bulmak ne büyük bir hediye, farkında mısın? Davul çalmak için tencere kapağı dizmek ya da bir şeyler öğrenmek için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmamak da güzel olmalı.
Senin imkanlarına bakınca benim çocukluğum taş devri gibi görünüyor. Ama senin de sorumluluğun büyük. Bizim tabletimiz, bilgisayarımız yoktu fakat sana tablet ve bilgisayarlar yaptık. Peki sen o tablet ve bilgisayarlarla ne yapacaksın?
Merak et, araştır ve öğrendiklerinle hepimiz için daha güzel bir dünya kur. Daha rahat bir sandalye, daha hızlı bir uçak, daha becerikli bir robot, daha sessiz bir motor, daha hızlı bir bilgisayar, daha güzel sesli bir mızıka, daha eğlenceli bir oyun, daha az acıtan iğne, dişleri çürütmeyen çikolata, şişmanlatmayan makarna yap.
Kolay gelsin!
M. Serdar Kuzuloğlu
Bu kitap kimler için?
Daha önce kodlama bi̇len ya da bi̇lmeyenler
Çocuğuyla bi̇rli̇kte kodlama öğrenmek i̇steyen ebeveynler
Kodlama öğretmek i̇steyen öğretmenler
Yaratıcı ve si̇stemati̇k düşünmeyi̇ öğrenmek i̇steyen herkes
Kodlama öğrenmek i̇steyen tüm çocuklar ve gençler
Merak duygusunu di̇ji̇tal araçlarla teti̇klemek i̇steyen herkes
Bu kitap çalışma kartlarına dönüşen yapısıyla 6 Yaş ve üstü çocuklarınızın Scratch ile programlama yapmasına olanak sağlıyor. Kurulumdan uygulamaya tüm detaylar çalışma kartlarının içinde en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor.
Üretmekten Korkma!
“Teknoloji, bilim ve sanattan uzak çocuklar yetiştirerek dünyayı değiştirmemiz mümkün değil, aksine bu kavramları bizden iyi anlayan ve doğru şekilde kullanan çocuklara ihtiyacımız var.”
Teknoloji konusunda verilen kararları, politika belirleyenlere ve şirketlere bırakmaya devam edersek halimiz yaman. Çocuklarınızın çıkarını sadece siz koruyabilirsiniz ve bunu nasıl yapacaklarını onlara öğretebilirsiniz. Bunu yapabilmek için, ne ile uğraştıklarını anlamanız gerekiyor, bundan kaçışınız maalesef yok.
Çocuğunuzun yediği kekin içindeki kimyasalların türü ilginizi çekiyor ise, kullandığı yazılımın ve donanımın lisansları da çekmeli. Sürekli “bilgisayar oynadığı” şikayeti ile bize gelen velilerin büyük bir çoğunluğu, çocuklarının bilgisayar başında ne yaptıklarını bilmiyorlar. Hangi yazılımı kullanıyor diye sorduğumuzda, “bilgisayar işte” demek, pek iyi bir cevap değil. Aslında konu çok karışık değil, dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var. Umarız ki, bu kitap sadece çocuğunuza değil size de faydalı olur. Yaşasın beraber üretmek! Yaşasın hata! Yaşasın merak!
Hakan Ataş & Bager Akbay
Küçük dostum,
Ben bu dünyada en büyük hediye olan MERAK ile ödüllendirilmiş biriyim. Hayatım boyunca her şeyi merak ettim. Öğrenene kadar da pes etmedim.
Radyonun, televizyonun içinde ne var, musluktan su nasıl çıkıyor, banyodaki sıcak suyu ne ısıtıyor, Güneş nereye batıyor, karasineğin kaç tane bacağı var, otomobil motoru nasıl çalışır, flüt nasıl çalınır, mandolin akordu nasıl yapılır gibi milyonlarca sorunun cevabını arayıp durdum. Hiç yorulmadım, doymadım, bıkmadım. Hala büyük bir iştahla merak etmeye ve öğrenmeye devam ediyorum.
Ben çocukken radyo çok kıymetli bir şeydi. Kurcalarken bizimkini bozmuştum ama içinde ne olduğunu öğrenmiştim. O küçük, garip parçaların ne işe yaradığını da ‘aşağı yukarı’ anlamıştım. Kitaplardaki resimlerde değişik insanlar, ülkeler gördüm. Hayvanların dünyasını bisküvi kutularıyla avladığım sinek ve böceklerle tanıdım. Ateşin elimi yaktığını, elektriğin çarptığını, bazı ilaçların insanı fena yaptığını bana hep bu merak öğretti.
Televizyonda bir müzik aleti görüp hayran kaldım. Adına kanun diyorlarmış. Babam üçgen bir tahta kesti. Çiviler çakıp, arasına teller gerip bana bir kanun yaptı. Babam marangoz değil; memurdu. Böylece bana herkesin kendi elleriyle bir şeyler üretebileceğini gösterdi.
Naylon kovalardan davul, tencere kapaklarından zil yapmayı böylece keşfettim. Duvar saatinden söktüğüm minik ampulün pilin ucuna bağlayınca yandığını görünce hayatımı aydınlattı.
Okumayı öğrenince kitaplarda aklıma asla gelmeyen şeylerle karşılaştım. Hiç bilmediğim yerlerde, hiç tanımadığım insanlar, hiç duymadığım şeyler yapmışlardı.
Öyleyse ben de yapabilirdim!
Öğrendiğim her yeni bilgi beni biraz daha meraklı yaptı. Elime geçen her şeyi okudum. Okuyacak bir şey kalmayınca komşularımızı dolaşıp dergi, kitap, gazeteler topladım. Hala elime geçen her fırsatta okumaya, öğrenmeye devam ediyorum.
Bu zamanda, senin yerinde, yeniden çocuk olabilmeyi çok isterdim. Merak ettiğin her şeyin cevabını internetten bulmak ne büyük bir hediye, farkında mısın? Davul çalmak için tencere kapağı dizmek ya da bir şeyler öğrenmek için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmamak da güzel olmalı.
Senin imkanlarına bakınca benim çocukluğum taş devri gibi görünüyor. Ama senin de sorumluluğun büyük. Bizim tabletimiz, bilgisayarımız yoktu fakat sana tablet ve bilgisayarlar yaptık. Peki sen o tablet ve bilgisayarlarla ne yapacaksın?
Merak et, araştır ve öğrendiklerinle hepimiz için daha güzel bir dünya kur. Daha rahat bir sandalye, daha hızlı bir uçak, daha becerikli bir robot, daha sessiz bir motor, daha hızlı bir bilgisayar, daha güzel sesli bir mızıka, daha eğlenceli bir oyun, daha az acıtan iğne, dişleri çürütmeyen çikolata, şişmanlatmayan makarna yap.
Kolay gelsin!
M. Serdar Kuzuloğlu
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 52,00 | 52,00 |