Cinsiyetlendirilmiş Bedenler –Judith Butler’ı Anlamak

Stok Kodu:
9786258242386
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
198,00TL
138,60TL
Taksitli fiyat: 1 x 138,60TL
Tedarikçi Stoğu 41 Adet
9786258242386
776091
Cinsiyetlendirilmiş Bedenler  –Judith Butler’ı Anlamak
Cinsiyetlendirilmiş Bedenler –Judith Butler’ı Anlamak
138.60

Cinsiyetler gerçekten biyolojik, fizyolojik, ‘doğal’ şeyler midir? Yoksa toplumsal olarak yazılan, kültürel üretimin ve toplumsal cinsiyet normlarının şekillendirdiği ilişkilerin meyvesi midir? Doğumhane önünde (veya nadiren de olsa içinde) bekleyen yakınları ve hemşirenin muştusunu hayal edin: “Kız/erkek oldu!” Bu söz aslında bir gerçeğin ifadesi değil, ‘kızlaşma/erkekleşme’ (yani cinsiyetlendirme) sürecini başlatan bir edimdir. Böylece erkek ve kadın arasında algılanan ve aşılanan farklılıklara dayanan süreç başlamış olur. Kısacası beden, söylemsel olarak inşa edilen bir anlamlandırma pratiği değil midir?
Bu kitap, Butler’ın görüşlerini kuramsal ve felsefi açıdan belirli bir bağlama yerleştirir. Yazar bizlere Butler düşüncesinin evrimini hayranlık verici bir üslupla sunar: Hegelci kökenlerinden başlayarak, Freud ve Lacan’ın psikanalizine, Austin’in söz edimleri kuramına neler borçlu olduğunu ele alır. Kojève, Hyppolite, Althusser, Sartre, Foucault ve Derrida okumalarını, bunların teorisinin oluşumdaki etkisini ve bu düşünürlerle hesaplaşmasını ortaya koyar. Kısacası fenomenolojiden ‘kadınlık’ durumuna kadar Butler düşüncesinin izini sürer. Butler’ın Simone de Beauvoir okuması, Nussbaum ve Fraser’ın kendisine yönelttiği eleştiriler de yine kısaca bu kitapta ele alınan konulardır.
Politik felsefe, dil ve psikanalizin, teorisinin oluşumundaki yerinin yanında, özne, performatiflik, kimlik ve öteki kavramlarının eleştirel bir bakışla ele alındığı bu eser, Butler düşüncesine ve kuir teoriye giriş niteliğindedir.

Cinsiyetler gerçekten biyolojik, fizyolojik, ‘doğal’ şeyler midir? Yoksa toplumsal olarak yazılan, kültürel üretimin ve toplumsal cinsiyet normlarının şekillendirdiği ilişkilerin meyvesi midir? Doğumhane önünde (veya nadiren de olsa içinde) bekleyen yakınları ve hemşirenin muştusunu hayal edin: “Kız/erkek oldu!” Bu söz aslında bir gerçeğin ifadesi değil, ‘kızlaşma/erkekleşme’ (yani cinsiyetlendirme) sürecini başlatan bir edimdir. Böylece erkek ve kadın arasında algılanan ve aşılanan farklılıklara dayanan süreç başlamış olur. Kısacası beden, söylemsel olarak inşa edilen bir anlamlandırma pratiği değil midir?
Bu kitap, Butler’ın görüşlerini kuramsal ve felsefi açıdan belirli bir bağlama yerleştirir. Yazar bizlere Butler düşüncesinin evrimini hayranlık verici bir üslupla sunar: Hegelci kökenlerinden başlayarak, Freud ve Lacan’ın psikanalizine, Austin’in söz edimleri kuramına neler borçlu olduğunu ele alır. Kojève, Hyppolite, Althusser, Sartre, Foucault ve Derrida okumalarını, bunların teorisinin oluşumdaki etkisini ve bu düşünürlerle hesaplaşmasını ortaya koyar. Kısacası fenomenolojiden ‘kadınlık’ durumuna kadar Butler düşüncesinin izini sürer. Butler’ın Simone de Beauvoir okuması, Nussbaum ve Fraser’ın kendisine yönelttiği eleştiriler de yine kısaca bu kitapta ele alınan konulardır.
Politik felsefe, dil ve psikanalizin, teorisinin oluşumundaki yerinin yanında, özne, performatiflik, kimlik ve öteki kavramlarının eleştirel bir bakışla ele alındığı bu eser, Butler düşüncesine ve kuir teoriye giriş niteliğindedir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 138,60    138,60   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat