Yazarın "Ben ve BensizlikSen ve Sensizlik" kitabının devamı niteliğinde olan "Çile Kalemi" kavramların kökenine inmekte ve yaşadığımız çağın düşünsel kökeni hakkında ipucu vermektedir. Hayatın ayrıntılarda gizlendiğini ve bu anlamı keşfedebilmenin yolunun da iyi bir gözlem ve eleştirel bir bakış açısına sahip olmaktan geçtiğini ifade etmektedir yazar. Sıra dışılığın aslında bizlere "Anlam"ın farklı boyutlarının kapılarını aralayacağına olan inancıyla 'alışagelimişlik'in kucağında insanlığın sadece hatalarını tekrar edeceğini düşünmektedir. Yazar; romanda geçen ütopya, kitap, yalnızlık ve televizyon bağlamında ayrı ayrı parçalarından bütünü oluşturabileceği yerin romanın sayfaları değil, okuyucunun düşünsel dünyası olacağını ifade etmektedir.
"Yeterli kelimelerimiz yoksa hayatı anlamlandırmamız da hep eksik kalacaktır. Kelimelere hükmedenler, bize de hükmediyorlar. Ve hükmettikleri kelimleler bir anlamda bizim prangalarımızı oluşturmaktadırlar" sözleriyle aslında neden yazma ihtiyacı duyduğu konusun da ipucu vermektedir.
"Sadece nesneler değil, hayatlar da tüketilmekte. Ve o hayatların içerisinde umutlar ve hayallerde bulunmakta." Tüketim kültürünün belki de en çok hasar gören tarafının da bu olduğunu ifade etmektedir. Bu anlamda romanın farklı bir tarz ve farklı bir anlam taşıdığını ve sorgulattırdığı müddetçe okurun kendi "özgür düşünsel dünyası"nı oluşturacağına inanmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Yazarın "Ben ve BensizlikSen ve Sensizlik" kitabının devamı niteliğinde olan "Çile Kalemi" kavramların kökenine inmekte ve yaşadığımız çağın düşünsel kökeni hakkında ipucu vermektedir. Hayatın ayrıntılarda gizlendiğini ve bu anlamı keşfedebilmenin yolunun da iyi bir gözlem ve eleştirel bir bakış açısına sahip olmaktan geçtiğini ifade etmektedir yazar. Sıra dışılığın aslında bizlere "Anlam"ın farklı boyutlarının kapılarını aralayacağına olan inancıyla 'alışagelimişlik'in kucağında insanlığın sadece hatalarını tekrar edeceğini düşünmektedir. Yazar; romanda geçen ütopya, kitap, yalnızlık ve televizyon bağlamında ayrı ayrı parçalarından bütünü oluşturabileceği yerin romanın sayfaları değil, okuyucunun düşünsel dünyası olacağını ifade etmektedir.
"Yeterli kelimelerimiz yoksa hayatı anlamlandırmamız da hep eksik kalacaktır. Kelimelere hükmedenler, bize de hükmediyorlar. Ve hükmettikleri kelimleler bir anlamda bizim prangalarımızı oluşturmaktadırlar" sözleriyle aslında neden yazma ihtiyacı duyduğu konusun da ipucu vermektedir.
"Sadece nesneler değil, hayatlar da tüketilmekte. Ve o hayatların içerisinde umutlar ve hayallerde bulunmakta." Tüketim kültürünün belki de en çok hasar gören tarafının da bu olduğunu ifade etmektedir. Bu anlamda romanın farklı bir tarz ve farklı bir anlam taşıdığını ve sorgulattırdığı müddetçe okurun kendi "özgür düşünsel dünyası"nı oluşturacağına inanmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 6,67 | 6,67 |