Setin İçindeki Kitaplar;
Karikatürler
Pek Yakında
Pek Yakında filmini 8 haftada İstanbul’da çektik. Belki fark edilmeyen –ki bu iyi bir şey– birçok iç mekânı tasarım/dekor olan filmin renkleri ve kostümleri özenlidir. Gulyabani gibi, Hafize Ana’nın Hababam Sınıfı’ndaki zili gibi, Badi Ekrem’in eşofmanı gibi, Davaro filmindeki mikserden Sadri Alışık’ın şapkasına kadar birçok nostaljik ve asıl “kıymetli” objeyi barındırır film. Ve tabii teneke zannedilen bir oyuncak… O oyuncak şu anda bende, yazıhanemizde duruyor ve bize hep o güzel günleri, film yapmanın bir yalanı doğruya dönüştürebileceğini hatırlatıyor.
-Cem Yılmaz
Hokkabaz
“Bu taslağı, filmi hayata geçirecek arkadaşlarımla bir toplantıda, böyle bir olay olmuşçasına anlattım. Yalan olmasın, ekipten bir arkadaşım, kimdi unuttum, ‘Nerde olmuş bu?’ deyince, ‘Olmamış, biz yapıcaz işte,’ dediğimi hatırlıyorum.”
-Cem Yılmaz
Hokkabaz
Hayalindeki işi yapıp mutlu olurken ebeveyninin onu yetiştirirken kurduğu hayalleri yıkmamak, bir yetişkin olarak geçimini sağlayıp maddi sorumluluklarını yerine getirirken âşık olup ayaklarının yerden kesilmesini, çılgınlık yapmayı göze almak...
Sahnede biraz illüzyon biraz el çabukluğu marifetiyle sihirbazlık yapabilirsiniz; ama birey olarak hem kendi amaçlarınıza ulaşıp hem başkalarının beklentilerini karşılamak için sihirbazlıktan öte bir şey gerekir.
Hokkabaz’ın özünde bireyin bu bitmek bilmez mücadelesi yatar. İskender’in tutkusu sihirbazlık olduğu için süprizlere açık bir macera yaşar o! Babası Sait’in onu aşağılamak için tercih ettiği “hokkabaz“ sıfatı, İskender’i hayatının özeti olacak bir yolculuğa sürükler. Çıkılan fiziksel yolculuktan ziyade bireyin kat ettiği içsel mesafeyi simgeleyen yol filmi formatında, baba ile oğul, kadın ile erkek, iki sadık dost gibi insanlık tarihinin kutsal ikilikleri sinemanın sihrine karışır.
-Alin Taşçıyan
Alibaba ve 7 Cüceler
Ali Baba’nın ben “Pek anlamadım abi” tarzı eleştiriler aldığını, “Hiç sevmedim” curcunasını yaşadığını hatırlamakla beraber, benim şahsi kanaatim çok eğlenceli ve sert görünümünün altında pamuk kalpli bir komedi olduğudur. Ne zaman açıp bir sahnesine baksam akıp gitmiş, şu da vardı, dur onu da izleyelim dedirtmiştir.
Hafif, eğlenceli komedilerde biraz da aksiyon, biraz da resim olsun diye zorlamaya devam edeceğim. Bence öyle daha güzel her şey.
İyi okumalar.
-Cem Yılmaz
Setin İçindeki Kitaplar;
Karikatürler
Pek Yakında
Pek Yakında filmini 8 haftada İstanbul’da çektik. Belki fark edilmeyen –ki bu iyi bir şey– birçok iç mekânı tasarım/dekor olan filmin renkleri ve kostümleri özenlidir. Gulyabani gibi, Hafize Ana’nın Hababam Sınıfı’ndaki zili gibi, Badi Ekrem’in eşofmanı gibi, Davaro filmindeki mikserden Sadri Alışık’ın şapkasına kadar birçok nostaljik ve asıl “kıymetli” objeyi barındırır film. Ve tabii teneke zannedilen bir oyuncak… O oyuncak şu anda bende, yazıhanemizde duruyor ve bize hep o güzel günleri, film yapmanın bir yalanı doğruya dönüştürebileceğini hatırlatıyor.
-Cem Yılmaz
Hokkabaz
“Bu taslağı, filmi hayata geçirecek arkadaşlarımla bir toplantıda, böyle bir olay olmuşçasına anlattım. Yalan olmasın, ekipten bir arkadaşım, kimdi unuttum, ‘Nerde olmuş bu?’ deyince, ‘Olmamış, biz yapıcaz işte,’ dediğimi hatırlıyorum.”
-Cem Yılmaz
Hokkabaz
Hayalindeki işi yapıp mutlu olurken ebeveyninin onu yetiştirirken kurduğu hayalleri yıkmamak, bir yetişkin olarak geçimini sağlayıp maddi sorumluluklarını yerine getirirken âşık olup ayaklarının yerden kesilmesini, çılgınlık yapmayı göze almak...
Sahnede biraz illüzyon biraz el çabukluğu marifetiyle sihirbazlık yapabilirsiniz; ama birey olarak hem kendi amaçlarınıza ulaşıp hem başkalarının beklentilerini karşılamak için sihirbazlıktan öte bir şey gerekir.
Hokkabaz’ın özünde bireyin bu bitmek bilmez mücadelesi yatar. İskender’in tutkusu sihirbazlık olduğu için süprizlere açık bir macera yaşar o! Babası Sait’in onu aşağılamak için tercih ettiği “hokkabaz“ sıfatı, İskender’i hayatının özeti olacak bir yolculuğa sürükler. Çıkılan fiziksel yolculuktan ziyade bireyin kat ettiği içsel mesafeyi simgeleyen yol filmi formatında, baba ile oğul, kadın ile erkek, iki sadık dost gibi insanlık tarihinin kutsal ikilikleri sinemanın sihrine karışır.
-Alin Taşçıyan
Alibaba ve 7 Cüceler
Ali Baba’nın ben “Pek anlamadım abi” tarzı eleştiriler aldığını, “Hiç sevmedim” curcunasını yaşadığını hatırlamakla beraber, benim şahsi kanaatim çok eğlenceli ve sert görünümünün altında pamuk kalpli bir komedi olduğudur. Ne zaman açıp bir sahnesine baksam akıp gitmiş, şu da vardı, dur onu da izleyelim dedirtmiştir.
Hafif, eğlenceli komedilerde biraz da aksiyon, biraz da resim olsun diye zorlamaya devam edeceğim. Bence öyle daha güzel her şey.
İyi okumalar.
-Cem Yılmaz
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 52,48 | 52,48 |