1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları, Rus milliyetçiliği temelinde 70 yıl boyunca sürdürülen Ruslaştırma ve pekiştirilerek bağımlı kültür konumuna düşürülme politikalarının etkisinden -bir ölçüde- kurtulmaya olanak bulmuşlardır. Böylece elde edilen fırsatı değerlendirerek kendilerine özgün millî kimliklerini yeniden inşa etme süreçlerini başlatabilmişlerdir. Sovyetlerin egemenliğinden çıkan ulusların temel sorunu, millî kültürlerine olan inancın “millî kimlik” kavramıyla sentezlenerek ön plana çıkartılması ihtiyacı olmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın konusunu, 1990’larda Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin milli kimlik tanımlaması sürecinde yaşadığı ve yaşamakta olan sorunlar oluşturmaktadır.
1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları, Rus milliyetçiliği temelinde 70 yıl boyunca sürdürülen Ruslaştırma ve pekiştirilerek bağımlı kültür konumuna düşürülme politikalarının etkisinden -bir ölçüde- kurtulmaya olanak bulmuşlardır. Böylece elde edilen fırsatı değerlendirerek kendilerine özgün millî kimliklerini yeniden inşa etme süreçlerini başlatabilmişlerdir. Sovyetlerin egemenliğinden çıkan ulusların temel sorunu, millî kültürlerine olan inancın “millî kimlik” kavramıyla sentezlenerek ön plana çıkartılması ihtiyacı olmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın konusunu, 1990’larda Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin milli kimlik tanımlaması sürecinde yaşadığı ve yaşamakta olan sorunlar oluşturmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 108,00 | 108,00 |