Büyük adamlar zor zamanlarda ortaya çıkar ya da zor zamanlar büyük adamları sahneye sürer. Zor zamanlarda hasbilik, maddi refah yıllarında ise hesabîlik öndedir. Bu yüzden münafıklar Mekke devrinde değil, Medine’de boy gösterir.
Minarelerin tepesindeki işaretlere, sınırdaki direklere ve de dağlara alem denir. İnsana İslamî sorumluluklarını hatırlatıp, Cennet’in yolunu göstermesi cihetiyle alimler de lafız ve mana itibariyle alemdir.
Her dönemde İslâm’a hizmet yolunda memurlar kadrosunda yüz binlerce insan görev almıştır. Lakin küfrün yıkıcı hamlelerine karşı göğsünü siper eden alimlerin sayısı yekûna göre çok azdır. Milyonların istikametine de, hidayetine de o azlar vesile olmuştur. Onların etrafında yetişenler -ümmeti bölmedi bilakis- bölünen ümmete şöyle diyerek camilerde omuz omuza olmaya çağırdı: “’Mesleğim haktır veya daha güzeldir.’ demeye hakkın var. Fakat ‘Yalnız hak benim mesleğimdir’ demeye hakkın yoktur.”
Hasbi Müminler bizden önce geldiler, İslam Milleti’nin varoluş savaşında en ön safta durdular, yılmadılar, korkmadılar, kalemle, kelamla ümmeti uyanmaya çağırdılar. Hayatlarıyla destan yazdılar. Yol açtılar, iz bıraktılar, çağa şeref verdiler, Cennet’e alem oldular.
İdeologlar da ideolocyalar da fânidir. Tek bir mevsim yaşayıp yok olurlar. Hz. Adem’den Kıyamet’e kadar bekası bozulmayacak İslam’a tabi olanlara ise Allah Azze ve Celle belli bir vakte kadar “beka” hükmü vermiştir. Bu yüzden ideoloclar “canlı cenazelerin” omuzlarında taşınıp toprağa verilince unutulur. Heykeller, tenleriyle birlikte davaları da ölenleri hatırlamak için dikilir. Alimler, arifler, mümin mütefekkirler ve dava adamları ise bedenleriyle ölür, mücadeleleriyle yaşarlar:
“Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil”.
Önden gidip İslam’a yol açanların hayatında bizim için işaretler, hikmetler ve ibretler var.
Büyük adamlar zor zamanlarda ortaya çıkar ya da zor zamanlar büyük adamları sahneye sürer. Zor zamanlarda hasbilik, maddi refah yıllarında ise hesabîlik öndedir. Bu yüzden münafıklar Mekke devrinde değil, Medine’de boy gösterir.
Minarelerin tepesindeki işaretlere, sınırdaki direklere ve de dağlara alem denir. İnsana İslamî sorumluluklarını hatırlatıp, Cennet’in yolunu göstermesi cihetiyle alimler de lafız ve mana itibariyle alemdir.
Her dönemde İslâm’a hizmet yolunda memurlar kadrosunda yüz binlerce insan görev almıştır. Lakin küfrün yıkıcı hamlelerine karşı göğsünü siper eden alimlerin sayısı yekûna göre çok azdır. Milyonların istikametine de, hidayetine de o azlar vesile olmuştur. Onların etrafında yetişenler -ümmeti bölmedi bilakis- bölünen ümmete şöyle diyerek camilerde omuz omuza olmaya çağırdı: “’Mesleğim haktır veya daha güzeldir.’ demeye hakkın var. Fakat ‘Yalnız hak benim mesleğimdir’ demeye hakkın yoktur.”
Hasbi Müminler bizden önce geldiler, İslam Milleti’nin varoluş savaşında en ön safta durdular, yılmadılar, korkmadılar, kalemle, kelamla ümmeti uyanmaya çağırdılar. Hayatlarıyla destan yazdılar. Yol açtılar, iz bıraktılar, çağa şeref verdiler, Cennet’e alem oldular.
İdeologlar da ideolocyalar da fânidir. Tek bir mevsim yaşayıp yok olurlar. Hz. Adem’den Kıyamet’e kadar bekası bozulmayacak İslam’a tabi olanlara ise Allah Azze ve Celle belli bir vakte kadar “beka” hükmü vermiştir. Bu yüzden ideoloclar “canlı cenazelerin” omuzlarında taşınıp toprağa verilince unutulur. Heykeller, tenleriyle birlikte davaları da ölenleri hatırlamak için dikilir. Alimler, arifler, mümin mütefekkirler ve dava adamları ise bedenleriyle ölür, mücadeleleriyle yaşarlar:
“Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil”.
Önden gidip İslam’a yol açanların hayatında bizim için işaretler, hikmetler ve ibretler var.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 65,00 | 65,00 |