Neden Bu Kitabı Yazdık?
Ankara TED kolejinde İngilizce öğrettiğim yıllarda, ben (Chris) ilginç bir gözlem yaptım. Ders anlatılırken genellikle öğrencilerin bir kısmı dersi dikkatle dinlemiyordu. Pencereden dışarıya bakıyorlar, yanındaki arkadaşıyla sessizce konuşmaya çalışıyor ve bazı zamanlarda da gördüğüm kadarıyla matematik ödevini bitirmeye çalışıyorlardı.
Fakat bir gün, beşinci sınıfların birinde ilginç bir sessizlik farkettim. Sınıfa baktım; kimse konuşmuyordu, kimse pencereden dışarıyı izlemiyordu. Herkes çok dikkatli bir şekilde dağıttığım çalışma kağıtlarıyla uğraşıyordu. Şaşkınlık içindeydim. “Nasıl oldu da onları bu kadar sessiz ve görevlerini bu kadar dikkatle yapıyor hale getirdim?” diye kendi kendime sordum.
Cevap benim için çok öğretici ve etkileyiciydi. Onlara bir bulmaca vermiştim. Mutluluk dolu yirmi dakika boyunca oturdum ve öğrencilerden hangisinin önce bitireceğine dair giriştikleri sessiz yarışı izledim. Sonunda bir öğrenci ayağa kalkarak “Teacher, finish!” dedi ve doğru cevaplar verip vermediğini öğrenmek için çabucak kağıdını bana getirdi. O anda çocukların çok sevdiği bir öğrenme tekniği konusunda sınıfta kaldığımı anladım. Böylece derslerimde haftada bir kez bulmaca kullanmaya başladım.
Bundan birkaç yıl sonra tıp fakültesinde çalışan beş doktora İngilizce öğretiyordum. Bu doktorlar beşinci sınıftaki öğrencilerden daha dikkatliydiler ama yine de konuşmayı seviyor, İngilizce konuşma becerilerini pratik ederken birbirleriyle dalga geçiyorlardı. Bir gün onlara bir bulmaca vermeye karar verdim.
Bulmaca; insan anatomisi, kardiyoloji ve ortopedi uzmanlık alanlarından spesifik kelimeleri içeriyordu. Asistanlardan biri “bu çok kolay!” dedi. Onlar çıt çıkarmadan önlerindeki kağıtlara yapışmış, yıllar önce kitaplarından öğrendikleri kelimeleri hatırlamaya çalışırken ben yine hayretler içindeydim. Aralarındaki tek bayan Cihan Hanım, ilk 15 dakika içinde bulmacayı tamamladı. Öbür doktorlar bulmacanın yarısına gelmişlerdi, tek kelime söylemediler ama yüzleri, onun tıbbi bilgilerini muhafaza etmesinden ne kadar etkilendiklerini gösteriyordu. İnsanoğlu işte, yarışmak yaygın bir olgu onun için.
Öğrenmeyi bir bulmaca kadar çekici, cazip hale getiren sadece birkaç şey vardır. Bulmaca, bilgimizi test edip merağımızı uyandırır ve beynimizin sağladığı en yüksek konsantrasyonun ortaya çıkmasını sağlar. Amacımız, Türkiye'de İngilizce öğrenen kişinin kelime haznesini geliştirmeyi mümkün kılan eğlenceli ve ilginç bir kaynak kitap sağlamaktır. Eminiz ki, içerik ne kadar ilginç ve çekici olursa öğrencinin motivasyonu da o ölçüde artacaktır. Sonuç olarak ise öğrenci daha kolay öğrenecektir.
Bu bulmacalar evde, sınıfta veya işte tüm yaş gruplarının kullanabileceği, İngilizceye yeni başlayanlar veya orta seviyede İngilizce bilgisi olanlar için tasarlanmıştır. Bu kitap herbiri yirmi beş kelime içeren kırk konuda toplam bin İngilizce kelime içeriyor. Yirmi beş kelimeli her grupta üç bulmaca vardır; bir kare bulmaca, bir kelime salatası ve bir sözcük avı vardır. Okuyucu her kelimeyi iki kez yazmak ve onu harfler içinde aramak suretiyle kolayca ve zevkle kelime haznesini geliştirecektir.
Bu bulmacalar için kelime seçmeye başladığımız zaman, ben (Hope) sadece temel kelimeleri değil aynı zamanda pratik hayatta, günlük aktivetilerde kullanılan kelimeleri de listeye katmaya karar verdim. Bu sebeple kitabın kelime haznesi hayvanlar, vücudun bölümleri gibi konularda kelimeler içerdiği gibi, bir köye veya düğüne gidildiğinde gerekli olabilecek kelimeleri de içermektedir. Listeyi çeşitlendirmemizdeki amacımız, İngilizce öğrenenlere temel ve kullanışlı bin kelime sağlamaktır. Bir öğrenci isterse bu bulmacaları sistemli olarak teker teker isterse rastgele çözebilir. Biz eminiz ki, bu kitap İngilizce öğrenenler için eğlenceli ve faydalı bir hazine olacaktır. Öğretmenler bulmacaları fotokopi çekip sınıflarında kullanabilir.
Neden Bu Kitabı Yazdık?
Ankara TED kolejinde İngilizce öğrettiğim yıllarda, ben (Chris) ilginç bir gözlem yaptım. Ders anlatılırken genellikle öğrencilerin bir kısmı dersi dikkatle dinlemiyordu. Pencereden dışarıya bakıyorlar, yanındaki arkadaşıyla sessizce konuşmaya çalışıyor ve bazı zamanlarda da gördüğüm kadarıyla matematik ödevini bitirmeye çalışıyorlardı.
Fakat bir gün, beşinci sınıfların birinde ilginç bir sessizlik farkettim. Sınıfa baktım; kimse konuşmuyordu, kimse pencereden dışarıyı izlemiyordu. Herkes çok dikkatli bir şekilde dağıttığım çalışma kağıtlarıyla uğraşıyordu. Şaşkınlık içindeydim. “Nasıl oldu da onları bu kadar sessiz ve görevlerini bu kadar dikkatle yapıyor hale getirdim?” diye kendi kendime sordum.
Cevap benim için çok öğretici ve etkileyiciydi. Onlara bir bulmaca vermiştim. Mutluluk dolu yirmi dakika boyunca oturdum ve öğrencilerden hangisinin önce bitireceğine dair giriştikleri sessiz yarışı izledim. Sonunda bir öğrenci ayağa kalkarak “Teacher, finish!” dedi ve doğru cevaplar verip vermediğini öğrenmek için çabucak kağıdını bana getirdi. O anda çocukların çok sevdiği bir öğrenme tekniği konusunda sınıfta kaldığımı anladım. Böylece derslerimde haftada bir kez bulmaca kullanmaya başladım.
Bundan birkaç yıl sonra tıp fakültesinde çalışan beş doktora İngilizce öğretiyordum. Bu doktorlar beşinci sınıftaki öğrencilerden daha dikkatliydiler ama yine de konuşmayı seviyor, İngilizce konuşma becerilerini pratik ederken birbirleriyle dalga geçiyorlardı. Bir gün onlara bir bulmaca vermeye karar verdim.
Bulmaca; insan anatomisi, kardiyoloji ve ortopedi uzmanlık alanlarından spesifik kelimeleri içeriyordu. Asistanlardan biri “bu çok kolay!” dedi. Onlar çıt çıkarmadan önlerindeki kağıtlara yapışmış, yıllar önce kitaplarından öğrendikleri kelimeleri hatırlamaya çalışırken ben yine hayretler içindeydim. Aralarındaki tek bayan Cihan Hanım, ilk 15 dakika içinde bulmacayı tamamladı. Öbür doktorlar bulmacanın yarısına gelmişlerdi, tek kelime söylemediler ama yüzleri, onun tıbbi bilgilerini muhafaza etmesinden ne kadar etkilendiklerini gösteriyordu. İnsanoğlu işte, yarışmak yaygın bir olgu onun için.
Öğrenmeyi bir bulmaca kadar çekici, cazip hale getiren sadece birkaç şey vardır. Bulmaca, bilgimizi test edip merağımızı uyandırır ve beynimizin sağladığı en yüksek konsantrasyonun ortaya çıkmasını sağlar. Amacımız, Türkiye'de İngilizce öğrenen kişinin kelime haznesini geliştirmeyi mümkün kılan eğlenceli ve ilginç bir kaynak kitap sağlamaktır. Eminiz ki, içerik ne kadar ilginç ve çekici olursa öğrencinin motivasyonu da o ölçüde artacaktır. Sonuç olarak ise öğrenci daha kolay öğrenecektir.
Bu bulmacalar evde, sınıfta veya işte tüm yaş gruplarının kullanabileceği, İngilizceye yeni başlayanlar veya orta seviyede İngilizce bilgisi olanlar için tasarlanmıştır. Bu kitap herbiri yirmi beş kelime içeren kırk konuda toplam bin İngilizce kelime içeriyor. Yirmi beş kelimeli her grupta üç bulmaca vardır; bir kare bulmaca, bir kelime salatası ve bir sözcük avı vardır. Okuyucu her kelimeyi iki kez yazmak ve onu harfler içinde aramak suretiyle kolayca ve zevkle kelime haznesini geliştirecektir.
Bu bulmacalar için kelime seçmeye başladığımız zaman, ben (Hope) sadece temel kelimeleri değil aynı zamanda pratik hayatta, günlük aktivetilerde kullanılan kelimeleri de listeye katmaya karar verdim. Bu sebeple kitabın kelime haznesi hayvanlar, vücudun bölümleri gibi konularda kelimeler içerdiği gibi, bir köye veya düğüne gidildiğinde gerekli olabilecek kelimeleri de içermektedir. Listeyi çeşitlendirmemizdeki amacımız, İngilizce öğrenenlere temel ve kullanışlı bin kelime sağlamaktır. Bir öğrenci isterse bu bulmacaları sistemli olarak teker teker isterse rastgele çözebilir. Biz eminiz ki, bu kitap İngilizce öğrenenler için eğlenceli ve faydalı bir hazine olacaktır. Öğretmenler bulmacaları fotokopi çekip sınıflarında kullanabilir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 19,80 | 19,80 |