Söz konusu İslam Dini olduğunda, Kur’an ile Sünnet/Hadis asla göz ardı edilemeyecek olan iki temel asıl olarak karşımıza çıkarlar. Kuran İlâhî olanı temsil ederken, Hadis ve Sünnet de vahyin beşerî boyutunu yani hayata yansımasını temsil eder. Bu nedenle geleneğimizde; “Hz. Muhammed yaşayan Kuran idi” sözü yaygınlık kazanmış ve hüsnü kabule mazhar olmuştur. Hiç kimse Rasûlullah’ın kavli ve fiili örnekliğini dikkate almadan Kuran’ı anlamdan söz edemeyeceği gibi yaşanabilir bir İslam’dan da söz edemez. İşte bu nedenle daha Hz. Muhammed’in vefatından hemen sonra Hadislerin toplanması ve kaynaklardaki yerlerini alması hususunda başta muhaddisler olmak üzere tüm ulema adeta seferber olmuşlardır. Sayıları yüz binlerle ifade edilen rivayetlerden, her biri kendi alanında otorite muhaddislerce birçok hadis kaynağı telif edilmiş ve Müslümanların istifadelerine sunulmuştur. Bu eşsiz ve paha biçilemez mesainin içinde hiç kuşkusuz müstesna bir yeri olan eser muhaddisimiz Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh adlı kıymetli eseridir. O kadar kıymetlidir ki “Allah’ın kitabından sonraki en güvenilir kaynak” olduğunda neredeyse icma’ vardır. Hadis geleneğinin bu muazzam şaheseri üzerine pek çok çalışmalar yapılmış ve halen de yapılmaktadır. Bizim, bu naçiz eserimizde ele aldığımız konu ise Buhârî’nin eserindeki “Bab başlıkları” hususudur. Bugüne kadar birçok açıdan ele alınmış olmasına rağmen bu konu hala üzerinde çalışılmayı hak eden bir sorun olarak durmakta idi. Bu alanda telif edilmiş olan; Muhammed Zekeriyyâ el-Kandehlevî’nin el-Ebvâb ve’t-terâcim li sahîhi’l-buhârî adlı eseri çalışmamızın kaynağı olmuştur. Bu eser, ilk defa Buhârî’nin eserinde yer alan tüm “bab başlıklarını” ele almış ve aynı zamanda onlar hakkında bir metot da geliştirmiştir. Okuyacağınız çalışmamız Hadis ilminin bu özel alanıyla ilgili çok önemli bilgileri sizlerle paylaşacaktır. Hadis ilminin dün olduğu gibi bugün de tüm Müslümanların yoluna ışık tutması ve rehber olması dileklerimizle eseri sizlere arz ediyoruz.
Söz konusu İslam Dini olduğunda, Kur’an ile Sünnet/Hadis asla göz ardı edilemeyecek olan iki temel asıl olarak karşımıza çıkarlar. Kuran İlâhî olanı temsil ederken, Hadis ve Sünnet de vahyin beşerî boyutunu yani hayata yansımasını temsil eder. Bu nedenle geleneğimizde; “Hz. Muhammed yaşayan Kuran idi” sözü yaygınlık kazanmış ve hüsnü kabule mazhar olmuştur. Hiç kimse Rasûlullah’ın kavli ve fiili örnekliğini dikkate almadan Kuran’ı anlamdan söz edemeyeceği gibi yaşanabilir bir İslam’dan da söz edemez. İşte bu nedenle daha Hz. Muhammed’in vefatından hemen sonra Hadislerin toplanması ve kaynaklardaki yerlerini alması hususunda başta muhaddisler olmak üzere tüm ulema adeta seferber olmuşlardır. Sayıları yüz binlerle ifade edilen rivayetlerden, her biri kendi alanında otorite muhaddislerce birçok hadis kaynağı telif edilmiş ve Müslümanların istifadelerine sunulmuştur. Bu eşsiz ve paha biçilemez mesainin içinde hiç kuşkusuz müstesna bir yeri olan eser muhaddisimiz Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh adlı kıymetli eseridir. O kadar kıymetlidir ki “Allah’ın kitabından sonraki en güvenilir kaynak” olduğunda neredeyse icma’ vardır. Hadis geleneğinin bu muazzam şaheseri üzerine pek çok çalışmalar yapılmış ve halen de yapılmaktadır. Bizim, bu naçiz eserimizde ele aldığımız konu ise Buhârî’nin eserindeki “Bab başlıkları” hususudur. Bugüne kadar birçok açıdan ele alınmış olmasına rağmen bu konu hala üzerinde çalışılmayı hak eden bir sorun olarak durmakta idi. Bu alanda telif edilmiş olan; Muhammed Zekeriyyâ el-Kandehlevî’nin el-Ebvâb ve’t-terâcim li sahîhi’l-buhârî adlı eseri çalışmamızın kaynağı olmuştur. Bu eser, ilk defa Buhârî’nin eserinde yer alan tüm “bab başlıklarını” ele almış ve aynı zamanda onlar hakkında bir metot da geliştirmiştir. Okuyacağınız çalışmamız Hadis ilminin bu özel alanıyla ilgili çok önemli bilgileri sizlerle paylaşacaktır. Hadis ilminin dün olduğu gibi bugün de tüm Müslümanların yoluna ışık tutması ve rehber olması dileklerimizle eseri sizlere arz ediyoruz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 52,54 | 52,54 |