Boğaziçi’nde Yalılar, İnsanlar (Ciltli) Resimli

Stok Kodu:
9789754704655
Boyut:
25x31
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
%27 indirimli
1.100,00TL
803,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 803,00TL
Tedarikçi Stoğu 3 Adet
9789754704655
411634
Boğaziçi’nde Yalılar, İnsanlar (Ciltli)
Boğaziçi’nde Yalılar, İnsanlar (Ciltli) Resimli
803.00

Bir Boğaziçi Tarihi değil bu; yalıların mimarî özellikleri üzerine bir kitap da değil. Yalılardan çok, yalılarda yaşayanların kişilikleri ve hayatları üzerine bir kitap. Yapmaya çalıştığım şeyi Çelik Gülersoy'a anlattığımda "Anladım," demişti; "Binadan çok zina yazacaksın..."

Her ne kadar mimarî bir iddiası olmasa da, Boğaz ve yalılarla ilgili bir şey yazan insan, artık iyice sayıları artan yeni, beton, zevksiz yapılarla ilgilenmek istemiyor. Sonunda "bina" anlatmasan da, anlattığın insanların oturduğu konutlar mimarî özellikleriyle ilginç ve çekici olmalı. Bu zorunlu kararı verince, böyle güzelliklere sahip yapıların, bir kaç istisna dışında, geçen yüzyıldan kalma olduğu görülüyor. Sözü geçen insanların çoğu da, hiç değilse doğum yıllarıyla, o yüzyılın insanları. Tabiî epeycesinin hayatı bu yüzyılda da devam etmiş.

Dolayısıyla sonuçta ortaya çıkan şey dedikodu düzeyinde bir Ondokuzuncu Yüzyıl Tarihi oluyor ("dedikodu" derken bunu küçümsemiyorum, çünkü bence en ciddi tarihçilik en fazla dedikoduyu içermeli). Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet boyunca, bu ülkede adı geçen herkes bir şekilde Boğaziçi'yle bağlantılı olmuş.

Fransızca "histoire" kelimesi hem "tarih" hem de "hikaye" anlamına gelir. İşte bu kitap da tam bu kesişme noktasına oturmak üzere yazıldı.

Bir Boğaziçi Tarihi değil bu; yalıların mimarî özellikleri üzerine bir kitap da değil. Yalılardan çok, yalılarda yaşayanların kişilikleri ve hayatları üzerine bir kitap. Yapmaya çalıştığım şeyi Çelik Gülersoy'a anlattığımda "Anladım," demişti; "Binadan çok zina yazacaksın..."

Her ne kadar mimarî bir iddiası olmasa da, Boğaz ve yalılarla ilgili bir şey yazan insan, artık iyice sayıları artan yeni, beton, zevksiz yapılarla ilgilenmek istemiyor. Sonunda "bina" anlatmasan da, anlattığın insanların oturduğu konutlar mimarî özellikleriyle ilginç ve çekici olmalı. Bu zorunlu kararı verince, böyle güzelliklere sahip yapıların, bir kaç istisna dışında, geçen yüzyıldan kalma olduğu görülüyor. Sözü geçen insanların çoğu da, hiç değilse doğum yıllarıyla, o yüzyılın insanları. Tabiî epeycesinin hayatı bu yüzyılda da devam etmiş.

Dolayısıyla sonuçta ortaya çıkan şey dedikodu düzeyinde bir Ondokuzuncu Yüzyıl Tarihi oluyor ("dedikodu" derken bunu küçümsemiyorum, çünkü bence en ciddi tarihçilik en fazla dedikoduyu içermeli). Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet boyunca, bu ülkede adı geçen herkes bir şekilde Boğaziçi'yle bağlantılı olmuş.

Fransızca "histoire" kelimesi hem "tarih" hem de "hikaye" anlamına gelir. İşte bu kitap da tam bu kesişme noktasına oturmak üzere yazıldı.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 803,00    803,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat