1970’lerin başında küçük bir kıyı kasabası görünümünü koruyan Bodrum, turizm için bir cazibe merkezine dönüşmesiyle, 80’li yıllardan günümüze yoğun bir kalabalığın ilgisini çekmiştir.
İlçenin doğal ve mimari karakteri, bu yoğun ilginin baskısıyla hızlı bir değişimin etkisinde kalmıştır. Bu dönüşüm, doğal çevre peyzajı ile birlikte kaçınılmaz olarak kıyı bölgelerini ve köyleri de etkilemiş ve Bodruma özgü taş evler, yeni yapılanmaların etkisiyle hızla yok olmaya başlamıştır.
Müsgebi Köyiçi Mahallesi, bu açıdan biraz şanslıdır. Bugünkü adının da çağrıştırdığı gibi, yarımadanın ortasında yer alan yerleşimin, kıyı ile dolayısıyla turizmle pek ilişkisi olmamıştır. Bu konum, mimari karakterin kent ve yapı ölçeğinde günümüze dek çok bozulmadan ulaşmasını da sağlamıştır.
İşte bu kitap, Müsgebi’de 2001 yılında yapılan bir alan çalışmasının ve ardından sürdürülen araştırmaların bir sonucudur.
Ülkemizin çok farklı verilere ve özelliklere sahip, giderek artan bir hızla yok olan mimari birikimini ve yöresel kültürün mekâna ve çevreye yansıyan izlerini belgelemek ve gelecek kuşaklara aktarmak açısından son derece önem taşıyan araştırmalar, kişisel veya kurumsal arşivlerde kaldığı, yayınlanmadığı ve yaygınlaşmadığı sürece değerlerini yitirirler.
Yaklaşık otuz yıldır, Türkiye'nin tarihi, arkeolojisi ve sanat tarihi ile ilgili yayınlara destek veren, önemli eserleri Türkçeye kazandıran Arkeoloji ve Sanat Yayınları, bu kitapla yeni bir alanda bir ilk ürüne de destek vermiş oluyor. Böylelikle, birçok bölgede tarih ile iç içe, kültürel mirasın ayrılmaz bir parçası olan geleneksel mimarlık ürünlerine ilişkin envanterlerin de yayınlanabileceği bir ortam oluşturuyor.