Mardin, tarih boyunca birçok medeniyetin hayat bulduğu ve stratejik öneme sahip bir şehir olmuştur. Bu özelliğini Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele Dönemi'nde de devam ettiren Mardin, bu süreçte çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'nın yarattığı maddi ve manevi tahribat Mardin'in siyasi, sosyal ve ekonomik yapısının ciddi anlamda sarsılmasına neden olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra İtilaf Devletleri'nin Anadolu'yu işgale girişmeleri Mardin'de kaotik bir durumun doğmasına ortam hazırlamıştır. Bu süreçte Antep, Urfa ve Maraş'ı işgal eden İngilizler, işgal sahasını genişletmek için doğu vilayetlerinde nüfuz alanları oluşturmaya çalışmıştır. Mardin, Mondros Mütarekesi'nin ardından doğrudan işgale uğramamış ise de komşu vilayetlerde meydana gelen olaylar, Mardin halkını tedirgin etmiştir. Bu süreçte Mardinliler, yaşanan işgaller karşısında tepkilerini ortaya koymaktan çekinmemiştir. İngilizlerden bu şehirleri devralan Fransızlar Antep, Maraş ve Urfa'yı işgal ettikten sonra sıranın Mardin'e geleceği haberi halkın heyecana kapılmasına neden olmuştur. Mardin ahalisi Maraş, Antep ve Urfa'nın uğramış oldukları felaketin nihayet bir gün kendileri için de tecelli edeceğini düşündükleri için vaktinde harekete geçmiştir. Mardin ahalisi bir yandan mitingler yaparak ve telgraflar çekerek İtilaf Devletleri'nin yaptığı işgalleri lanetlerken, diğer yandan Fransızların Mardin'i işgal girişimini askeri ve mülki yetkililerin dirayeti ve onurlu duruşu ile birlikte boşa çıkartmıştır. Bununla birlikte Mardin, memleketin muhtelif bölgelerinde meydana gelen işgal hareketlerine karşı vatanın topyekûn müdafaası için üzerine düşen görevi de yerine getirmenin gayreti içinde olmuştur. Bu bağlamda işgalci güçlerin vatanı parçalamak ve Milli Mücadele'yi sekteye uğratmak amacıyla bölgede uygulamaya çalıştıkları ayrılıkçı politikalara da meydan vermemiştir.
Mardin, tarih boyunca birçok medeniyetin hayat bulduğu ve stratejik öneme sahip bir şehir olmuştur. Bu özelliğini Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele Dönemi'nde de devam ettiren Mardin, bu süreçte çok önemli gelişmelere sahne olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'nın yarattığı maddi ve manevi tahribat Mardin'in siyasi, sosyal ve ekonomik yapısının ciddi anlamda sarsılmasına neden olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra İtilaf Devletleri'nin Anadolu'yu işgale girişmeleri Mardin'de kaotik bir durumun doğmasına ortam hazırlamıştır. Bu süreçte Antep, Urfa ve Maraş'ı işgal eden İngilizler, işgal sahasını genişletmek için doğu vilayetlerinde nüfuz alanları oluşturmaya çalışmıştır. Mardin, Mondros Mütarekesi'nin ardından doğrudan işgale uğramamış ise de komşu vilayetlerde meydana gelen olaylar, Mardin halkını tedirgin etmiştir. Bu süreçte Mardinliler, yaşanan işgaller karşısında tepkilerini ortaya koymaktan çekinmemiştir. İngilizlerden bu şehirleri devralan Fransızlar Antep, Maraş ve Urfa'yı işgal ettikten sonra sıranın Mardin'e geleceği haberi halkın heyecana kapılmasına neden olmuştur. Mardin ahalisi Maraş, Antep ve Urfa'nın uğramış oldukları felaketin nihayet bir gün kendileri için de tecelli edeceğini düşündükleri için vaktinde harekete geçmiştir. Mardin ahalisi bir yandan mitingler yaparak ve telgraflar çekerek İtilaf Devletleri'nin yaptığı işgalleri lanetlerken, diğer yandan Fransızların Mardin'i işgal girişimini askeri ve mülki yetkililerin dirayeti ve onurlu duruşu ile birlikte boşa çıkartmıştır. Bununla birlikte Mardin, memleketin muhtelif bölgelerinde meydana gelen işgal hareketlerine karşı vatanın topyekûn müdafaası için üzerine düşen görevi de yerine getirmenin gayreti içinde olmuştur. Bu bağlamda işgalci güçlerin vatanı parçalamak ve Milli Mücadele'yi sekteye uğratmak amacıyla bölgede uygulamaya çalıştıkları ayrılıkçı politikalara da meydan vermemiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 187,50 | 187,50 |