Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy (1989-2019) (Ciltli)

Stok Kodu:
9786257008556
Boyut:
22x26
Sayfa Sayısı:
388
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-07
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
%28 indirimli
1.500,00TL
1.080,00TL
9786257008556
706629
Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy (1989-2019) (Ciltli)
Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy (1989-2019) (Ciltli)
1080.00

Mimar Erhan İşözen’in, İstanbul’un gözbebeği semti Ortaköy’de 1989-1992 arasında gerçekleştirilen yenileme projesinin öyküsünü aktardığı Bir Semtin Arayüzü Ortaköy (1989-2019) adlı kitabı YEM Yayın’dan çıktı.

Erhan İşözen, 1989-1992 yılları arasında gerçekleştirilen “Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi”nin hem mimarı hem de sürecin birinci dereceden tanığı olarak; semtin tarihini, önemli yapılarını, sosyal yaşamını, sakinlerini, alınan kararları, tasarım planlarını, uygulamaları, eleştirileri, övgüleri, arşiv belgeleri ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor.

Projeye başladıkları dönemi “Gördüklerimi, projeyi, fikirlerimi herkese açıkladım, tartıştım, paylaştım, katılımcı bir ortam yaratmaya çalıştım” diye tanımlayan İşözen, kitabı hazırlama gerekçesini şöyle özetliyor:

“Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir.”

“... Bu kitapta sadece mimarlık mecmualarında, kitaplarda mimari plan, kesit ve görünüşleri gösteren çizimleri, fiziksel planlamayı ‘şöyle yaptım, böyle yaptım’ diye anlatmak değil amacım. Semtte yaşayanları, mekânın yerle kurduğu ilişkiyi, sosyal hayatı, mahallenin tarihini; bütün bunları akademik bir dille değil, tarihi ve mimari okumaların tümünü karma bir yazı diliyle, yaşadıklarımın öyküsünü de anlattım.Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir. Cami, kilise, sinagog yan yanadır.

Ortaköy özenti bir anlayışla, biçimsel bir amaçla tasarlanmadı. Bu Boğaziçi köyü; camisi, iskelesi, çınar ağaçları ve çeşmesi ile yere ait özel yapısıyla geleneksel bir ‘Osmanlı Boğaziçi köyü’ karakterini taşır. Var olan şehirlerin, meydanların kopyası değildir. Ortaköy’ün zaten var olan, etkileyici olan, kendi tarihidir.

Doğu’nun, Batı’nın birçok kentinin meydanlarını, sokaklarını gördüm. Farklı farklı şehirlerde neler yapılmış, bu şehirlerin güzelliklerini, zorluklarını hissettim. Bütün bu şehirleri yaya gezdim. Meydanlarını, evlerini, tarihi yapılarını inceledim. Şehirle ilgili yazılanları okudum. En çok da şehri kullananları, o yerin esnafını, insanını; o yerleri nasıl kullandığını, bağ kurduğunu merak ettim.

Projenin arka planını, yapılanların yerle kurduğu ilişkiyi, Ortaköy’ün hikâyesini yazıp anlatmasam, gelecek kuşaklar, gezenler, Ortaköy’ü, meydan ve çevresindeki mahalleyi bugünkü gördükleriyle bilecek, hep böyle olduğunu zannedeceklerdi.

Bu eski mahallenin farklı inançların birlikte kullandığı renkli, canlı, eski, dar sokaklarını, araçlarla işgal edilen bir yer olmaktan kurtarıp yayalaştırılmış bölge olması, çalışmanın ilk önceliğiydi. Yapılar tek yapı ölçeğinde ele alınmış, bir bütün olarak düşünülerek mahallenin tarihi dokusuna uyumlu bir düzenleme çabası gösterilmiştir. Fiziki çevre ile estetik kavramların bir sentezi oluşturulmaya çalışılmıştır. Mahallenin yeterli olmayan altyapısına, elektrik, su, doğalgaz ve denize dökülen atıksu problemlerine çözüm getirilmiştir.

Ortaköy Meydanı henüz İstanbul’un sahte kamusal alanlarının inşa edilmediği, alışveriş merkezlerinin gündelik yaşamımıza girmediği bir sanat ve kültür ortamıydı.Bu çalışma, Ortaköylüleri, buraya gelecek insanları mutlu etmek amacıyla yapılmış, kullanıcıların sosyal hayatını iyileştirme çabasıydı. Otuz yıl boyunca bu çabaya doğru eklemlenen hiçbir şey yapılmadı...”

Kitapta; Ortaköy Camisi (Büyük Mecidiye Camisi), Küçük Mecidiye Camisi, Hüsrev Kethüda Hamamı, Naime Sultan Yalısı, Esma Sultan Yalısı, Feriye Karakolu, Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, AyiosFokas Rum Ortodoks Kilisesi, EtzAhayim Sinagogu, SurpKrikorLusavoriç Kilisesi, Simon Kalfa Apartmanı, Suzan Apartmanı, Makbule Hanım Apartmanı gibi semte kimliğini kazandıran yapıların tarihçelerine, yaşadıkları değişim ve dönüşümlere ayrıntılı olarak yer veriliyor.

Erhan İşözen, semtin 1989’dan 2019’a kadar geçen 30 yıllık süreçte yaşadığı dönüşümü Ayfer Atay, Hıncal Uluç, Dara Çolakoğlu, Feridun Andaç, Abbas Erdoğan Noyan, Ali Kocatepe, Oktay Ekinci, Refik Durbaş, Aret Taşçıoğlu, Hayri-Bilge Araboğlu, Hasan Pulur gibi çok sayıda değerli isminOrtaköy’e ilişkin görüş ve yorumlarını sayfalara yansıtırken tüm süreci şu sekiz ana bölüm altında okuyucu ile paylaşıyor:

Ortaköy’ün Tarihi

Ortaköy’de Sosyal Hayat

Ortaköy’de Sanatçılar

Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Altyapı ve Ulaşım Çalışmaları

Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi

Ortaköy Evlerinde ve Sokaklarında Yapılan Restorasyon Çalışmaları

Ortaköy’ün Kirletilip Kuşatılması

Beşiktaş'ın Kirletilip Kuşatılması

Mimar Erhan İşözen’in, İstanbul’un gözbebeği semti Ortaköy’de 1989-1992 arasında gerçekleştirilen yenileme projesinin öyküsünü aktardığı Bir Semtin Arayüzü Ortaköy (1989-2019) adlı kitabı YEM Yayın’dan çıktı.

Erhan İşözen, 1989-1992 yılları arasında gerçekleştirilen “Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi”nin hem mimarı hem de sürecin birinci dereceden tanığı olarak; semtin tarihini, önemli yapılarını, sosyal yaşamını, sakinlerini, alınan kararları, tasarım planlarını, uygulamaları, eleştirileri, övgüleri, arşiv belgeleri ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor.

Projeye başladıkları dönemi “Gördüklerimi, projeyi, fikirlerimi herkese açıkladım, tartıştım, paylaştım, katılımcı bir ortam yaratmaya çalıştım” diye tanımlayan İşözen, kitabı hazırlama gerekçesini şöyle özetliyor:

“Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir.”

“... Bu kitapta sadece mimarlık mecmualarında, kitaplarda mimari plan, kesit ve görünüşleri gösteren çizimleri, fiziksel planlamayı ‘şöyle yaptım, böyle yaptım’ diye anlatmak değil amacım. Semtte yaşayanları, mekânın yerle kurduğu ilişkiyi, sosyal hayatı, mahallenin tarihini; bütün bunları akademik bir dille değil, tarihi ve mimari okumaların tümünü karma bir yazı diliyle, yaşadıklarımın öyküsünü de anlattım.Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir. Cami, kilise, sinagog yan yanadır.

Ortaköy özenti bir anlayışla, biçimsel bir amaçla tasarlanmadı. Bu Boğaziçi köyü; camisi, iskelesi, çınar ağaçları ve çeşmesi ile yere ait özel yapısıyla geleneksel bir ‘Osmanlı Boğaziçi köyü’ karakterini taşır. Var olan şehirlerin, meydanların kopyası değildir. Ortaköy’ün zaten var olan, etkileyici olan, kendi tarihidir.

Doğu’nun, Batı’nın birçok kentinin meydanlarını, sokaklarını gördüm. Farklı farklı şehirlerde neler yapılmış, bu şehirlerin güzelliklerini, zorluklarını hissettim. Bütün bu şehirleri yaya gezdim. Meydanlarını, evlerini, tarihi yapılarını inceledim. Şehirle ilgili yazılanları okudum. En çok da şehri kullananları, o yerin esnafını, insanını; o yerleri nasıl kullandığını, bağ kurduğunu merak ettim.

Projenin arka planını, yapılanların yerle kurduğu ilişkiyi, Ortaköy’ün hikâyesini yazıp anlatmasam, gelecek kuşaklar, gezenler, Ortaköy’ü, meydan ve çevresindeki mahalleyi bugünkü gördükleriyle bilecek, hep böyle olduğunu zannedeceklerdi.

Bu eski mahallenin farklı inançların birlikte kullandığı renkli, canlı, eski, dar sokaklarını, araçlarla işgal edilen bir yer olmaktan kurtarıp yayalaştırılmış bölge olması, çalışmanın ilk önceliğiydi. Yapılar tek yapı ölçeğinde ele alınmış, bir bütün olarak düşünülerek mahallenin tarihi dokusuna uyumlu bir düzenleme çabası gösterilmiştir. Fiziki çevre ile estetik kavramların bir sentezi oluşturulmaya çalışılmıştır. Mahallenin yeterli olmayan altyapısına, elektrik, su, doğalgaz ve denize dökülen atıksu problemlerine çözüm getirilmiştir.

Ortaköy Meydanı henüz İstanbul’un sahte kamusal alanlarının inşa edilmediği, alışveriş merkezlerinin gündelik yaşamımıza girmediği bir sanat ve kültür ortamıydı.Bu çalışma, Ortaköylüleri, buraya gelecek insanları mutlu etmek amacıyla yapılmış, kullanıcıların sosyal hayatını iyileştirme çabasıydı. Otuz yıl boyunca bu çabaya doğru eklemlenen hiçbir şey yapılmadı...”

Kitapta; Ortaköy Camisi (Büyük Mecidiye Camisi), Küçük Mecidiye Camisi, Hüsrev Kethüda Hamamı, Naime Sultan Yalısı, Esma Sultan Yalısı, Feriye Karakolu, Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, AyiosFokas Rum Ortodoks Kilisesi, EtzAhayim Sinagogu, SurpKrikorLusavoriç Kilisesi, Simon Kalfa Apartmanı, Suzan Apartmanı, Makbule Hanım Apartmanı gibi semte kimliğini kazandıran yapıların tarihçelerine, yaşadıkları değişim ve dönüşümlere ayrıntılı olarak yer veriliyor.

Erhan İşözen, semtin 1989’dan 2019’a kadar geçen 30 yıllık süreçte yaşadığı dönüşümü Ayfer Atay, Hıncal Uluç, Dara Çolakoğlu, Feridun Andaç, Abbas Erdoğan Noyan, Ali Kocatepe, Oktay Ekinci, Refik Durbaş, Aret Taşçıoğlu, Hayri-Bilge Araboğlu, Hasan Pulur gibi çok sayıda değerli isminOrtaköy’e ilişkin görüş ve yorumlarını sayfalara yansıtırken tüm süreci şu sekiz ana bölüm altında okuyucu ile paylaşıyor:

Ortaköy’ün Tarihi

Ortaköy’de Sosyal Hayat

Ortaköy’de Sanatçılar

Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Altyapı ve Ulaşım Çalışmaları

Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi

Ortaköy Evlerinde ve Sokaklarında Yapılan Restorasyon Çalışmaları

Ortaköy’ün Kirletilip Kuşatılması

Beşiktaş'ın Kirletilip Kuşatılması

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 1.080,00    1.080,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat