Sol’un baskı altına alındığı, sol örgütlerin başından devlet terörünün geçirildiği, en küçük örgütlenmelerin bile dağıtıldığı, diğer insanlar gibi çok sayıda hekimin 12 Eylül’ün tezgahlarından geçirildiği bir dönemde, Tabip Odaları açıldı ve hemen seçimlere gidildi. Üstelik çok sayıda antidemokratik düzenleme ile sınırları daraltılan TTB yasası altında. 1980 öncesi, demokratik gücü ve sol’dan yana belirgin ağırlığı olan Tabip Odaları’nın bazıları, sağ adına yapılan listelerin eline geçti. Onların yönetme gibi bir derdi yoktu. Görevleri, sadece sol’un TTB içindeki etkisini kırmaktı. Kısmen etkili oldular. Üç büyük odamızdan ikisi, Ankara ve İzmir’i yitirdik.1985 Sonbaharı, politik olarak Tabip Odalarına, özelde Ankara Tabip Odası’na daha örgütlü müdahale etmemizin yoğunlaştığı tarih oldu. Adımızı "Çağdaş Hekim Grubu" koyduk. Sıkı tartışmalar oldu. 1980 sonrası ilk kez bir program hazırladık. Yaklaşık 8 sayfalık program, salt hekim sorunları ile değil, dünya ve Türkiye sorunları ile ilgili temel yaklaşımlarımızı kapsıyordu. Bu arada, sert tartışmaları da kapsayan bir aday belirleme süreci yaşadık ve sonunda çok net bir galibiyet aldık. ATO, yeniden sol’un eline geçti. Ekim 1988 tarihinde ise, 2500 kişi ile Ankara’da yaptığımız "beyaz yürüyüş", bir ilk olma özelliğine sahipti. 1980 sonrası, hızla yaşam ve çalışma koşulları kötüleşen hekim ve sağlık çalışanlarının durumuna ilk ciddi tepkiydi. Bu tepki, İzmir ve İstanbul’a yansıdı. Yansıma, aynı zamanda Türkiye çapında bir ortak yapılanmanın da yolunu açtı. Kitapta, bu süreçlerin içeriğini bulacaksınız.
Sol’un baskı altına alındığı, sol örgütlerin başından devlet terörünün geçirildiği, en küçük örgütlenmelerin bile dağıtıldığı, diğer insanlar gibi çok sayıda hekimin 12 Eylül’ün tezgahlarından geçirildiği bir dönemde, Tabip Odaları açıldı ve hemen seçimlere gidildi. Üstelik çok sayıda antidemokratik düzenleme ile sınırları daraltılan TTB yasası altında. 1980 öncesi, demokratik gücü ve sol’dan yana belirgin ağırlığı olan Tabip Odaları’nın bazıları, sağ adına yapılan listelerin eline geçti. Onların yönetme gibi bir derdi yoktu. Görevleri, sadece sol’un TTB içindeki etkisini kırmaktı. Kısmen etkili oldular. Üç büyük odamızdan ikisi, Ankara ve İzmir’i yitirdik.1985 Sonbaharı, politik olarak Tabip Odalarına, özelde Ankara Tabip Odası’na daha örgütlü müdahale etmemizin yoğunlaştığı tarih oldu. Adımızı "Çağdaş Hekim Grubu" koyduk. Sıkı tartışmalar oldu. 1980 sonrası ilk kez bir program hazırladık. Yaklaşık 8 sayfalık program, salt hekim sorunları ile değil, dünya ve Türkiye sorunları ile ilgili temel yaklaşımlarımızı kapsıyordu. Bu arada, sert tartışmaları da kapsayan bir aday belirleme süreci yaşadık ve sonunda çok net bir galibiyet aldık. ATO, yeniden sol’un eline geçti. Ekim 1988 tarihinde ise, 2500 kişi ile Ankara’da yaptığımız "beyaz yürüyüş", bir ilk olma özelliğine sahipti. 1980 sonrası, hızla yaşam ve çalışma koşulları kötüleşen hekim ve sağlık çalışanlarının durumuna ilk ciddi tepkiydi. Bu tepki, İzmir ve İstanbul’a yansıdı. Yansıma, aynı zamanda Türkiye çapında bir ortak yapılanmanın da yolunu açtı. Kitapta, bu süreçlerin içeriğini bulacaksınız.