Bu çalışma İstanbullu genç bir hanımın 1895 yılı Nisan ayında Bursa ve çevresi (Hüdavendigar Vilayeti) ne yaptığı seyahat notlarını içermektedir. Dolayısıyla kitap bir seyahatnamedir. Ama bu eseri benzerlerinden farklı kılan birkaç yönü bulunmaktadır. Seyahatname yazarı bir kadındır ve bu yönüyle bizde bir kadının kaleminden çıkmış ilk seyahatnamedir. Yazarı Fatma Fahrünnisa Hanım, dönemin devlet adamı ve aydınlarından, ünlü Bursa valisi Ahmet Vefik Paşa’nın torunudur. Yazarın Hüdavendigar Vilayeti tanıklığında tarihsel ve toplumsal gözlemlerin bir kadın kalemine yansıyan ince farkları ve izlenimleri görüyoruz. Öncelikle kadının toplumsal yaşamdaki hareketliğinin son derece sınırlı olduğu sosyo-kültürel ortamda “kadın başına seyahatin” özel bir örneği verilmektedir. Bunun üzerinden ise, yazarın neden toplumsal yaşamın merkezinde olan figür ve olaylara değil de ulaşım, teknoloji, bağ ve bahçe metaforlarında gezindiğini anlamaya çalışıyorsunuz… Sosyolojik değerlendirme ve açıklama ile yayına hazırlanan çalışma bu yönüyle de bir ilktir. Türk Dili Edebiyatı Profesörü Nurullah Çetin bu çalışmayı şöyle takdim ediyor: “Eser, sadece Bursalılara hitap etmiyor; aynı zamanda bir bütün olarak Türk kültür tarihine ilgi duyanları da ilgilendiriyor. Zira Bursa demek Türkiye’nin özeti demektir. Bursa Türk kültür ve medeniyetinin başlıca merkezleri arasında yer alır. Dolayısıyla Bursa’yı anlamadan Türk kültürünü ve millet yapısını anlamak mümkün değildir.”
Bu çalışma İstanbullu genç bir hanımın 1895 yılı Nisan ayında Bursa ve çevresi (Hüdavendigar Vilayeti) ne yaptığı seyahat notlarını içermektedir. Dolayısıyla kitap bir seyahatnamedir. Ama bu eseri benzerlerinden farklı kılan birkaç yönü bulunmaktadır. Seyahatname yazarı bir kadındır ve bu yönüyle bizde bir kadının kaleminden çıkmış ilk seyahatnamedir. Yazarı Fatma Fahrünnisa Hanım, dönemin devlet adamı ve aydınlarından, ünlü Bursa valisi Ahmet Vefik Paşa’nın torunudur. Yazarın Hüdavendigar Vilayeti tanıklığında tarihsel ve toplumsal gözlemlerin bir kadın kalemine yansıyan ince farkları ve izlenimleri görüyoruz. Öncelikle kadının toplumsal yaşamdaki hareketliğinin son derece sınırlı olduğu sosyo-kültürel ortamda “kadın başına seyahatin” özel bir örneği verilmektedir. Bunun üzerinden ise, yazarın neden toplumsal yaşamın merkezinde olan figür ve olaylara değil de ulaşım, teknoloji, bağ ve bahçe metaforlarında gezindiğini anlamaya çalışıyorsunuz… Sosyolojik değerlendirme ve açıklama ile yayına hazırlanan çalışma bu yönüyle de bir ilktir. Türk Dili Edebiyatı Profesörü Nurullah Çetin bu çalışmayı şöyle takdim ediyor: “Eser, sadece Bursalılara hitap etmiyor; aynı zamanda bir bütün olarak Türk kültür tarihine ilgi duyanları da ilgilendiriyor. Zira Bursa demek Türkiye’nin özeti demektir. Bursa Türk kültür ve medeniyetinin başlıca merkezleri arasında yer alır. Dolayısıyla Bursa’yı anlamadan Türk kültürünü ve millet yapısını anlamak mümkün değildir.”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 207,40 | 207,40 |