Zeynep Kurada ile dostluk/kardeşlik bağlarımız 1990’ların ortalarına gider. İlk iki kitabını Suteni Yayıncılık’tan çıkartmıştık. Zeynep zamanla onlarca şiir, deneme, anlatı kaleme aldı. Ne yazık ki çoğunun yayıncısı olamadım. Uzun bir süre yayıncılığı başka bir kulvarda sürdürmek durumunda kaldım çünkü. Tekrar döndüğümde ise, Zeynep’in bir ömrü dolduracak kadar eseri ortaya çıkmıştı.
Zeynep gündelik hayatında nasılsa sanatında da öyledir. Sanat fabrikasının işçisi/dişlisi gibidir. Doğu’nun ruhu onun içine kaçmış gibidir; her an ağıt yüklü bir gemiye, otobüse, trene dönüşebilir. Bu nedenle olsa gerek, bu eseri içsel ve dışsal, hayali ve gerçek bir “yolculuk” enstantaneleriyle doludur. An’ın fotoğrafları imgesel/metaforik bir derinliğe bürünür...
Hayata, insana, kurda kuşa, dosta düşmana kalbi nasıl bakıyorsa kelimeleri de öyle akıyor o nehre... Acı, hüzün, keder onun ön bahçesidir. Metin Altıok’un demesi, “bir acıya kiracı” değil, doğrudan ev sahipliği yapıyor -gibidir. Elbette “her şey” de “hiçbir şey” de nedensiz olamaz. Acının her türü yaşamın içinden fışkırır; şiire, öyküye, denemeye, romana dönüşür. Sanatının hammaddesindeki insan, bazen türünün yarasına hançer daldırır bazen de merhem sürer…
Keşke bu kadar ağır ve acılı olmasaydı hayat, varsın sanat birazcık eksik kalsın derdim...
Bir Gün Mardin’di Her Şey’i okuyun, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız...
Alaattin Topçu
Zeynep Kurada ile dostluk/kardeşlik bağlarımız 1990’ların ortalarına gider. İlk iki kitabını Suteni Yayıncılık’tan çıkartmıştık. Zeynep zamanla onlarca şiir, deneme, anlatı kaleme aldı. Ne yazık ki çoğunun yayıncısı olamadım. Uzun bir süre yayıncılığı başka bir kulvarda sürdürmek durumunda kaldım çünkü. Tekrar döndüğümde ise, Zeynep’in bir ömrü dolduracak kadar eseri ortaya çıkmıştı.
Zeynep gündelik hayatında nasılsa sanatında da öyledir. Sanat fabrikasının işçisi/dişlisi gibidir. Doğu’nun ruhu onun içine kaçmış gibidir; her an ağıt yüklü bir gemiye, otobüse, trene dönüşebilir. Bu nedenle olsa gerek, bu eseri içsel ve dışsal, hayali ve gerçek bir “yolculuk” enstantaneleriyle doludur. An’ın fotoğrafları imgesel/metaforik bir derinliğe bürünür...
Hayata, insana, kurda kuşa, dosta düşmana kalbi nasıl bakıyorsa kelimeleri de öyle akıyor o nehre... Acı, hüzün, keder onun ön bahçesidir. Metin Altıok’un demesi, “bir acıya kiracı” değil, doğrudan ev sahipliği yapıyor -gibidir. Elbette “her şey” de “hiçbir şey” de nedensiz olamaz. Acının her türü yaşamın içinden fışkırır; şiire, öyküye, denemeye, romana dönüşür. Sanatının hammaddesindeki insan, bazen türünün yarasına hançer daldırır bazen de merhem sürer…
Keşke bu kadar ağır ve acılı olmasaydı hayat, varsın sanat birazcık eksik kalsın derdim...
Bir Gün Mardin’di Her Şey’i okuyun, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız...
Alaattin Topçu
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 68,00 | 68,00 |