Yönetim konusunda hazırlanmış bilgi kaynakları incelendiğinde karşılaşılan temel bilgilerden biri, yönetim olgusunun insanlık tarihi kadar eski olduğudur. Diğer bir ifadeyle, insanın var olduğu bütün dönemlerde, farklı amaçlar ve hedefler odağında olmak üzere yönetim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu anlamda amaç, kapsam, faydalanılan yöntem ve teknikler açısından farklılıklar içermekle birlikte, en küçük topluluklardan en geniş toplumlara ve devletlere kadar, yönetimin ve yönetim odaklı faaliyetlerin insanlık tarihi boyunca gündemde kaldığını söylemek mümkündür. En basit düzeyde örneklendirilecek olursa, beş kişilik bir aileden beş bin kişinin çalıştığı bir şirkete, yüz bin kişinin çalıştığı bir holdingden milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkenin devlet yönetimine kadar hayatın her kesitinde yönetim olgusu kendisini göstermektedir. Birey, toplum, işletme ve devlet odağında böylesi geniş bir varlık ve etki alanına sahip olan yönetim, kavram ve işlev bağlamında ele alındığında, birçok sosyal bilim tabanlı kavramda olduğu gibi, konunun farklı boyutlarını merkeze alan çok sayıda yaklaşımla karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte, bu yaklaşımların ortak noktası, yönetimin, kurumsal amaçlara yönelik olarak yapılması gereken işleri görevli bireyler eliyle gerçekleştiriyor olmasıdır. Ortak noktalar ve işletmeler/ kurumlar bağlamında bir başka önemli husus ise, yönetimin planlama, örgütleme, yöneltme, yürütme, motivasyon (güdüleme), eşgüdümleme (koordinasyon) ve kontrol gibi evrensel unsurları olduğu gerçeğidir. Önemle belirtmek gerekir ki, ana hatlarıyla belirtilen bu durum, kamu (devlet) ve özel girişim fark etmeksizin bütün sektörler/ alanlar ve temsilci işletmeler/kurumlar bazında geçerlidir. Bu çerçevede, düzeyleri ve alanları farklı olmakla birlikte, yönetici ise, en temel düzeyde yönetme yetki ve gücünü elinde bulunduran ve bu gücü yasalar, kurallar, teamüller ve etik normlar çerçevesinde, sorumlu olduğu hedefe ulama odağında kullanan kişi olarak tanımlanabilecektir. Bu tanım çerçevesinde açıktır ki, yönetici, yönetim sürecinin sorumluluklarını üstlenen kişidir. Kurumun veya işletmenin kaynaklarını planlayan, organize ve koordine eden, aynı zamanda denetiminden sorumlu olan ve işletmenin amaçlarını gerçekleştirme noktasında girişimciye karşı sorumluluk pozisyonundaki “işletme çalışanı” olan yönetici, bu çok önemli sorumluluğuna rağmen, işletmenin riskini taşımayan, yani dönem sonlarında ortaya çıkan kâr-zarar tablosundan etkilenmeyen kişidir. Yönetim konusunun en temel değerlendirmeler bağlamında dahi açıkça görünen önemi sebebiyledir ki, yıllardır farklı alan, meslek, bilim ve konular odağında -adeta- sayısız düzeyde makale, bildiri, tez, rapor, kitap vs. çalışma hazırlanmış ve farklı disiplinlerin alanyazınına kazandırılmıştır. Söz konusu çalışmaların bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ışığında, biçim değiştirerek ve bu anlamda çeşitlenerek sürdüğü de bilinmekte ve görülmektedir.
Yönetim konusunda hazırlanmış bilgi kaynakları incelendiğinde karşılaşılan temel bilgilerden biri, yönetim olgusunun insanlık tarihi kadar eski olduğudur. Diğer bir ifadeyle, insanın var olduğu bütün dönemlerde, farklı amaçlar ve hedefler odağında olmak üzere yönetim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu anlamda amaç, kapsam, faydalanılan yöntem ve teknikler açısından farklılıklar içermekle birlikte, en küçük topluluklardan en geniş toplumlara ve devletlere kadar, yönetimin ve yönetim odaklı faaliyetlerin insanlık tarihi boyunca gündemde kaldığını söylemek mümkündür. En basit düzeyde örneklendirilecek olursa, beş kişilik bir aileden beş bin kişinin çalıştığı bir şirkete, yüz bin kişinin çalıştığı bir holdingden milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkenin devlet yönetimine kadar hayatın her kesitinde yönetim olgusu kendisini göstermektedir. Birey, toplum, işletme ve devlet odağında böylesi geniş bir varlık ve etki alanına sahip olan yönetim, kavram ve işlev bağlamında ele alındığında, birçok sosyal bilim tabanlı kavramda olduğu gibi, konunun farklı boyutlarını merkeze alan çok sayıda yaklaşımla karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte, bu yaklaşımların ortak noktası, yönetimin, kurumsal amaçlara yönelik olarak yapılması gereken işleri görevli bireyler eliyle gerçekleştiriyor olmasıdır. Ortak noktalar ve işletmeler/ kurumlar bağlamında bir başka önemli husus ise, yönetimin planlama, örgütleme, yöneltme, yürütme, motivasyon (güdüleme), eşgüdümleme (koordinasyon) ve kontrol gibi evrensel unsurları olduğu gerçeğidir. Önemle belirtmek gerekir ki, ana hatlarıyla belirtilen bu durum, kamu (devlet) ve özel girişim fark etmeksizin bütün sektörler/ alanlar ve temsilci işletmeler/kurumlar bazında geçerlidir. Bu çerçevede, düzeyleri ve alanları farklı olmakla birlikte, yönetici ise, en temel düzeyde yönetme yetki ve gücünü elinde bulunduran ve bu gücü yasalar, kurallar, teamüller ve etik normlar çerçevesinde, sorumlu olduğu hedefe ulama odağında kullanan kişi olarak tanımlanabilecektir. Bu tanım çerçevesinde açıktır ki, yönetici, yönetim sürecinin sorumluluklarını üstlenen kişidir. Kurumun veya işletmenin kaynaklarını planlayan, organize ve koordine eden, aynı zamanda denetiminden sorumlu olan ve işletmenin amaçlarını gerçekleştirme noktasında girişimciye karşı sorumluluk pozisyonundaki “işletme çalışanı” olan yönetici, bu çok önemli sorumluluğuna rağmen, işletmenin riskini taşımayan, yani dönem sonlarında ortaya çıkan kâr-zarar tablosundan etkilenmeyen kişidir. Yönetim konusunun en temel değerlendirmeler bağlamında dahi açıkça görünen önemi sebebiyledir ki, yıllardır farklı alan, meslek, bilim ve konular odağında -adeta- sayısız düzeyde makale, bildiri, tez, rapor, kitap vs. çalışma hazırlanmış ve farklı disiplinlerin alanyazınına kazandırılmıştır. Söz konusu çalışmaların bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ışığında, biçim değiştirerek ve bu anlamda çeşitlenerek sürdüğü de bilinmekte ve görülmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 724,50 | 724,50 |