Belediye gelirlerini temelde kaynaklarına göre öz gelirler, devlet gelirlerinden ayrılan paylar, devlet yardımları, borçlanmalar, cezalar ve diğer gelirler olarak 4 ana grup altında gruplandırmak mümkündür. Yerel yönetimler açısından asıl önemli olan, yerel yönetimin özerkliğini güvence altına alan, gelir sağlama ve sistemi esnek kullanma imkanını kolaylaştıran, yerel kaynakların çeşitlendirilmesi ve arttırılması, yerel vergilerin toplanması ve hizmet maliyetlerinin geri dönüşünün sağlanabileceği bir gelir yapısına kavuşturulmasıdır ki bunu sağlayan da öz gelirlerdir.
Ülkemizde belediyelerin öz gelirleri, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na dayanmaktadır. Daha önceki kitabımızda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ayrıntılı bir şekilde incelenmişti. Bu kitabımızın konusunu ise 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu oluşturmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda öz gelirler; belediye vergileri, belediye harçları ve harcamalara katılma payı olarak üç ana başlık altında düzenlenmiş, bu gelirlerin yanı sıra, belediyeler yerine getirdikleri hizmetler için ücret almaya yetkili kılınmıştır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na göre belediyelerin vergileri; ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, haberleşme vergisi, elektrik ve havagazı tüketim vergisi, yangın sigortası vergisi ile çevre temizlik vergisinden oluşmaktadır.
Belediye harçları ise, işgal harcı, tatil günleri çalışma ruhsatı harcı, kaynak suları harcı, tellallık harcı, hayvan kesimi, muayene ve denetleme harcı, ölçü ve tartı aletleri muayene harcı, bina inşaat harcı, kayıt ve suret harcı, işyeri açma izni harcı, muayene, ruhsat ve rapor harcı, sağlık belgesi harcı ve imar ile ilgili harçlardan oluşmaktadır.
Belediyelerin öz gelirlerinden bir diğeri ise harcamalara katılma paylarıdır. Harcamalara katılma payları, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda; yol, kanalizasyon ve su harcamalarına katılma payı olarak düzenlenmiştir.
Bunun yanı sıra, belediyeler, Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca, Kanunda harç ya da katılma payı olarak düzenlenmiş bulunmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak yerine getirilecek her türlü hizmetler için, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidirler. Belediyelere tekel olarak verilmiş işler ise, kendi özel hükümlerine göre yerine getirilir.
Bu ayrım çerçevesinde Belediye Gelirleri Kanunu dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda belediye vergilerine ilişkin hükümler, ikinci kısımda belediye harçlarına ilişkin hükümler, üçüncü kısımda harcamalara katılma paylarına ilişkin hükümler, dördüncü kısımda ise çeşitli hükümler yer almaktadır.
Kitabımızda, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun sistematiği izlenmiş olup belediye vergileri, harçları, harcamalara katılma payları ile diğer hükümlere ilişkin açıklamalar Kanun’daki madde sıralaması izlenmek suretiyle yapılmış, teorik açıklamalarla birlikte idarenin görüşlerinin de ortaya konulması amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özelgelerine de yer verilmiştir. Yapılan teorik açıklamaların ardından ise, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli temyiz mercii olan Danıştay Dokuzuncu Dairesi’nin kararlarına yer verilmiş, bu sayede çalışmanın gerek mükellefler gerekse uygulayıcılar için yol gösterici bir kaynak haline getirilmesi amaçlanmıştır.
Belediye gelirlerini temelde kaynaklarına göre öz gelirler, devlet gelirlerinden ayrılan paylar, devlet yardımları, borçlanmalar, cezalar ve diğer gelirler olarak 4 ana grup altında gruplandırmak mümkündür. Yerel yönetimler açısından asıl önemli olan, yerel yönetimin özerkliğini güvence altına alan, gelir sağlama ve sistemi esnek kullanma imkanını kolaylaştıran, yerel kaynakların çeşitlendirilmesi ve arttırılması, yerel vergilerin toplanması ve hizmet maliyetlerinin geri dönüşünün sağlanabileceği bir gelir yapısına kavuşturulmasıdır ki bunu sağlayan da öz gelirlerdir.
Ülkemizde belediyelerin öz gelirleri, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na dayanmaktadır. Daha önceki kitabımızda 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ayrıntılı bir şekilde incelenmişti. Bu kitabımızın konusunu ise 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu oluşturmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda öz gelirler; belediye vergileri, belediye harçları ve harcamalara katılma payı olarak üç ana başlık altında düzenlenmiş, bu gelirlerin yanı sıra, belediyeler yerine getirdikleri hizmetler için ücret almaya yetkili kılınmıştır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na göre belediyelerin vergileri; ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, haberleşme vergisi, elektrik ve havagazı tüketim vergisi, yangın sigortası vergisi ile çevre temizlik vergisinden oluşmaktadır.
Belediye harçları ise, işgal harcı, tatil günleri çalışma ruhsatı harcı, kaynak suları harcı, tellallık harcı, hayvan kesimi, muayene ve denetleme harcı, ölçü ve tartı aletleri muayene harcı, bina inşaat harcı, kayıt ve suret harcı, işyeri açma izni harcı, muayene, ruhsat ve rapor harcı, sağlık belgesi harcı ve imar ile ilgili harçlardan oluşmaktadır.
Belediyelerin öz gelirlerinden bir diğeri ise harcamalara katılma paylarıdır. Harcamalara katılma payları, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda; yol, kanalizasyon ve su harcamalarına katılma payı olarak düzenlenmiştir.
Bunun yanı sıra, belediyeler, Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca, Kanunda harç ya da katılma payı olarak düzenlenmiş bulunmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak yerine getirilecek her türlü hizmetler için, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidirler. Belediyelere tekel olarak verilmiş işler ise, kendi özel hükümlerine göre yerine getirilir.
Bu ayrım çerçevesinde Belediye Gelirleri Kanunu dört kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda belediye vergilerine ilişkin hükümler, ikinci kısımda belediye harçlarına ilişkin hükümler, üçüncü kısımda harcamalara katılma paylarına ilişkin hükümler, dördüncü kısımda ise çeşitli hükümler yer almaktadır.
Kitabımızda, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun sistematiği izlenmiş olup belediye vergileri, harçları, harcamalara katılma payları ile diğer hükümlere ilişkin açıklamalar Kanun’daki madde sıralaması izlenmek suretiyle yapılmış, teorik açıklamalarla birlikte idarenin görüşlerinin de ortaya konulması amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı’nın özelgelerine de yer verilmiştir. Yapılan teorik açıklamaların ardından ise, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli temyiz mercii olan Danıştay Dokuzuncu Dairesi’nin kararlarına yer verilmiş, bu sayede çalışmanın gerek mükellefler gerekse uygulayıcılar için yol gösterici bir kaynak haline getirilmesi amaçlanmıştır.