Bay Lear

Stok Kodu:
9789750814525
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
210
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2020-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%35 indirimli
90,00TL
58,50TL
9789750814525
536909
Bay Lear
Bay Lear
58.50

"Raslantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı," diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeara'in krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikayesini. Bir de yıldızım vak kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem.Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için biliyorum bunu.Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karartısı, yanızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin acık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda.Ata binip dönüyorum yalıya.At yok. bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç dinezine gecenin elime uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

"Raslantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı," diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeara'in krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikayesini. Bir de yıldızım vak kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem.Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için biliyorum bunu.Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karartısı, yanızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin acık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda.Ata binip dönüyorum yalıya.At yok. bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç dinezine gecenin elime uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 58,50    58,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat