Tüketim kültürü ve ideolojisi bütün dünyayı kasıp kavururken, insani değerler alabildiğine buharlaşıyor ve ahlaki körlük küresel ölçekte hızla yayılıyor... Böyle bir dünyada, birilerinin dışlanmış, yoksanmış ve parçalanmış hayatlara eğilmesi, onları anlamaya ve anlatmaya çalışması beklenir, hatta gerekir. O birileri içinde ilk akla gelen isim de, sürgünlerden geçip gelen hayat hikâyesiyle adeta modern dünyanın bir sosyoloji dehası olan Zygmunt Bauman’dan başkası değildir. Bauman ilk iş olarak modernitenin en büyük günahlarından birini, Holocaust’u ifşa ederek büyük bir hesaplaşmaya girişmişti. Ötekinin özgürlüğü adına, büyük anlatı ve gözaltılara, tüketici ayartmalara, yasa koyuculara ve akışkan sınırlara rağmen modernliğin kalbine "ahlak"ı yerleştirerek yeni bir teolojik öneride bulunuyordu. Postmodern maneviyat olarak tanımlanabilecek bu girişimiyle, "evet, kardeşimden sorumluyum" duygu ve düşüncesini ruhlarımıza ve kafalarımıza fısıldamaya çalıştı. Bir balıkçı gibi toplumsal dünyaya "metaforik ağ"larını atarak gündelik yaşam denizinden "anlamlar" çıkarma çabası içerisine giren Bauman, sosyolojiye yeni felsefi tatlar ekleyerek entelektüel mücadelesini günümüze değin sürdürdü. Elinizdeki kitap, Bauman’ın endişesine kulak vermek ve "epistemik bir uyanış" yaratmak adına yürütülen bir çabanın ürünüdür. Yazarlarının farklı bakış açılarına rağmen bir bütünlük içinde Bauman sosyolojisinin ele aldığı konuları işleyen bu derleme, aynı zamanda Bauman hakkında Türkiye’de yazılan ilk kitap olma özelliği de taşıyor. Gerek Bauman’ın hâlâ verimli bir biçimde üretmeyi sürdürdüğü kendi eserlerinin gerek çokça örneği bulunan Bauman üzerine yazılmış kitapların Türkçe’ye kazandırılması, bu alanı zenginleştirecek ve sosyoloji biliminin yerini ve prestijini daha da yükseğe taşıyacaktır. Bu kitap, yazarlarının hemfikir olduğu bir düşünceler toplamından ziyade, birbirinden bağımsız ama birbirini bütünleyen tartışma metinlerinden oluşmaktadır. Okuru böyle bir okuma şölenine davet ediyoruz çünkü sosyolojinin, içinde yaşadığımız toplumu anlama ve anlamlandırma çabası olmasının yanında bir o kadar da keyifli bir macera olduğuna inanıyoruz.
Tüketim kültürü ve ideolojisi bütün dünyayı kasıp kavururken, insani değerler alabildiğine buharlaşıyor ve ahlaki körlük küresel ölçekte hızla yayılıyor... Böyle bir dünyada, birilerinin dışlanmış, yoksanmış ve parçalanmış hayatlara eğilmesi, onları anlamaya ve anlatmaya çalışması beklenir, hatta gerekir. O birileri içinde ilk akla gelen isim de, sürgünlerden geçip gelen hayat hikâyesiyle adeta modern dünyanın bir sosyoloji dehası olan Zygmunt Bauman’dan başkası değildir. Bauman ilk iş olarak modernitenin en büyük günahlarından birini, Holocaust’u ifşa ederek büyük bir hesaplaşmaya girişmişti. Ötekinin özgürlüğü adına, büyük anlatı ve gözaltılara, tüketici ayartmalara, yasa koyuculara ve akışkan sınırlara rağmen modernliğin kalbine "ahlak"ı yerleştirerek yeni bir teolojik öneride bulunuyordu. Postmodern maneviyat olarak tanımlanabilecek bu girişimiyle, "evet, kardeşimden sorumluyum" duygu ve düşüncesini ruhlarımıza ve kafalarımıza fısıldamaya çalıştı. Bir balıkçı gibi toplumsal dünyaya "metaforik ağ"larını atarak gündelik yaşam denizinden "anlamlar" çıkarma çabası içerisine giren Bauman, sosyolojiye yeni felsefi tatlar ekleyerek entelektüel mücadelesini günümüze değin sürdürdü. Elinizdeki kitap, Bauman’ın endişesine kulak vermek ve "epistemik bir uyanış" yaratmak adına yürütülen bir çabanın ürünüdür. Yazarlarının farklı bakış açılarına rağmen bir bütünlük içinde Bauman sosyolojisinin ele aldığı konuları işleyen bu derleme, aynı zamanda Bauman hakkında Türkiye’de yazılan ilk kitap olma özelliği de taşıyor. Gerek Bauman’ın hâlâ verimli bir biçimde üretmeyi sürdürdüğü kendi eserlerinin gerek çokça örneği bulunan Bauman üzerine yazılmış kitapların Türkçe’ye kazandırılması, bu alanı zenginleştirecek ve sosyoloji biliminin yerini ve prestijini daha da yükseğe taşıyacaktır. Bu kitap, yazarlarının hemfikir olduğu bir düşünceler toplamından ziyade, birbirinden bağımsız ama birbirini bütünleyen tartışma metinlerinden oluşmaktadır. Okuru böyle bir okuma şölenine davet ediyoruz çünkü sosyolojinin, içinde yaşadığımız toplumu anlama ve anlamlandırma çabası olmasının yanında bir o kadar da keyifli bir macera olduğuna inanıyoruz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 15,55 | 15,55 |