“Tıpkı yaşayan kişilerce tarifinde güçlük çekilen baş dönmesi ya da sersemlik hissi gibi belirtileri klinisyenin çeşitli sorularla tanıma, ayırt etme ve anlamlandırmaya çalışmasında olduğu gibi bu kitap da sözün ve sözcüklerin kısıtlı olduğu karmaşık ve sınırları belirsiz bir konuyu artık hacim ve doku içeren temsil edilebilir bir alana dönüştürmektedir.” – Aslı Kuruoğlu
“Bu kitabın en büyük meziyetlerinden biri, bizi son derece zengin bir klinik pratikten yola çıkarak baş dönmesinin ruhsallıktaki temel işlevi üzerine düşünmeye ve bu deneyimin, ruhsal hayata içkin haz ilkesinin en muhtelif alanlarındaki çeşitli dönüşümleri üzerine yazarla birlikte hayal kurmaya davet edişidir.” – Alain Gibeault
“(…) Bunlar baş dönmesi hissinin eşlik ettiği, paniğe kapıldığı ve kontrolünü kaybettiği ani düşüşlerdi; mesleki ve ailevi hayatına zarar veriyorlardı. Bu son dışavurumlar, bölünmelerin varlığını gözler önüne seriyordu. Fakat öylesine iyi bölünmüşlerdi ki onları nispeten az fark etmiştim. Gerçekten de Luc bunlardan havadan sudan söz edermişçesine, sanki ona ait değillermişçesine kopuk bir biçimde bahsediyordu. Sanki bana kendinden başka birini, bana kendisiymiş gibi tanıttığı “iyi uyum sağlamış” kişi ile pek alakası olmayan birini tasvir ediyordu. Oysa, Luc ilk psikanaliz seansında divana uzanır uzanmaz bölünme var gücüyle kendini belli etti ve kaygıdan kıvranan, titremelerle sarsılan vücudu divana yapışmış, sessizliğini sadece devamını getiremediği kelimelerle bozan bir analizan görünce irkildim. Luc’ün sezebildiğimden çok daha gerilemiş, bölünmüş parçası tüm odayı kaplamıştı. Korkmasına korkmuştum fakat kendimi hastanın bana sunduğu malzeme ile bir analitik maceranın içinde buluvermiştim. Söz konusu malzeme yalnızca ön görüşmelerin neredeyse tamamını dolduran nispeten iyi uyum sağlamış tarafı değil, Luc’ün bütünüydü. Luc’ün seansın ardından günlük hayatına nasıl devam edebileceğini soruyordum kendime. Ama seansın sonunda yeni bir şok yaşamıştım: Luc bir anda benliğinin ‘uyum sağlamış’ yönünü geri kazanmış ve kendinde var olan gerilemeci tarafı hiçe sayarmışçasına enerjik adımlarla yürüyüp gitmişti. Luc’ün anlam veremediği tarafının ciddi şekilde bölünmesi pahasına da olsa mesleki ve toplumsal rolünü oynaması gerektiğinin farkına varıyordum.” – Danielle Quinodoz
“Tıpkı yaşayan kişilerce tarifinde güçlük çekilen baş dönmesi ya da sersemlik hissi gibi belirtileri klinisyenin çeşitli sorularla tanıma, ayırt etme ve anlamlandırmaya çalışmasında olduğu gibi bu kitap da sözün ve sözcüklerin kısıtlı olduğu karmaşık ve sınırları belirsiz bir konuyu artık hacim ve doku içeren temsil edilebilir bir alana dönüştürmektedir.” – Aslı Kuruoğlu
“Bu kitabın en büyük meziyetlerinden biri, bizi son derece zengin bir klinik pratikten yola çıkarak baş dönmesinin ruhsallıktaki temel işlevi üzerine düşünmeye ve bu deneyimin, ruhsal hayata içkin haz ilkesinin en muhtelif alanlarındaki çeşitli dönüşümleri üzerine yazarla birlikte hayal kurmaya davet edişidir.” – Alain Gibeault
“(…) Bunlar baş dönmesi hissinin eşlik ettiği, paniğe kapıldığı ve kontrolünü kaybettiği ani düşüşlerdi; mesleki ve ailevi hayatına zarar veriyorlardı. Bu son dışavurumlar, bölünmelerin varlığını gözler önüne seriyordu. Fakat öylesine iyi bölünmüşlerdi ki onları nispeten az fark etmiştim. Gerçekten de Luc bunlardan havadan sudan söz edermişçesine, sanki ona ait değillermişçesine kopuk bir biçimde bahsediyordu. Sanki bana kendinden başka birini, bana kendisiymiş gibi tanıttığı “iyi uyum sağlamış” kişi ile pek alakası olmayan birini tasvir ediyordu. Oysa, Luc ilk psikanaliz seansında divana uzanır uzanmaz bölünme var gücüyle kendini belli etti ve kaygıdan kıvranan, titremelerle sarsılan vücudu divana yapışmış, sessizliğini sadece devamını getiremediği kelimelerle bozan bir analizan görünce irkildim. Luc’ün sezebildiğimden çok daha gerilemiş, bölünmüş parçası tüm odayı kaplamıştı. Korkmasına korkmuştum fakat kendimi hastanın bana sunduğu malzeme ile bir analitik maceranın içinde buluvermiştim. Söz konusu malzeme yalnızca ön görüşmelerin neredeyse tamamını dolduran nispeten iyi uyum sağlamış tarafı değil, Luc’ün bütünüydü. Luc’ün seansın ardından günlük hayatına nasıl devam edebileceğini soruyordum kendime. Ama seansın sonunda yeni bir şok yaşamıştım: Luc bir anda benliğinin ‘uyum sağlamış’ yönünü geri kazanmış ve kendinde var olan gerilemeci tarafı hiçe sayarmışçasına enerjik adımlarla yürüyüp gitmişti. Luc’ün anlam veremediği tarafının ciddi şekilde bölünmesi pahasına da olsa mesleki ve toplumsal rolünü oynaması gerektiğinin farkına varıyordum.” – Danielle Quinodoz
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 200,75 | 200,75 |