Bakırköy Akıl Hastanesi'nden Anılar Hastalarımız Biz ve Belkide Siz

Stok Kodu:
9786055134105
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2018-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%35 indirimli
88,50TL
57,53TL
9786055134105
597613
Bakırköy Akıl Hastanesi'nden Anılar
Bakırköy Akıl Hastanesi'nden Anılar Hastalarımız Biz ve Belkide Siz
57.53

“İsa, beş-altı ay önce bizim serviste yatmıştı. Çok tatlı, manik bir hastamızdı. Bulaşıcı neşesiyle tüm servisin maskotuydu. Dünyaya mutluluğu getiren bir peygamber olduğunu, İsa Peygamber olduğunu söylerdi. Tedaviden sonra o aşırı neşesi kayboldu. Sıradan bir insandı artık. Peygamber İsa'yı vatandaş İsa yapınca taburcu ettik.”

Dr. Lâtif Ruhşat Alpkan, Afife Jale'den Neyzen Tevfik'e, kendini Atatürk'ün oğlu ya da cumhurbaşkanı sanandan “Madem öleceğiz, niçin doğuyoruz?” gibi sorularla hayatın anlamını arayanlara kadar çok renkli bir insan topluluğunu karşımıza çıkarıyor. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ni bir bakıma ülkemizin vicdanı olarak ortaya koyuyor ve mizahi bir dille okurları halkça görmezden geldiğimiz arızalarımız üstünde düşünmeye yönlendiriyor. Hiç kimsenin yabancı, öteki olmadığını, gerçeklik algısını yitiren bir hastanın bize dair en derin gerçekleri dile getirebileceğini gösteriyor.

Alpkan, her zaman “biz hekimiz, hâkim değil” anlayışıyla hastalarına yaklaşan bir psikiyatrist. İnsan olmak ve kalmak için Bakırköy'de yaşanan öykülerden uzak durmamamız gerektiğini bize anlatıyor.

Erkin Koray'ın meşhur şarkısının sözleri aslında kime ait? (Sabahleyin adım adım / Yolları hep aradım / Körolası çöpçüler / Aşkımı süpürmüşler)

Taburcu olmayı kafaya takan gerçek bir şair: Recep Güngör (Üsküdar gözümde tütüyor burcu burcu / Artık beni taburcu edin taburcu)

Şah'ın subayının başına gelenler! (Don-gömlek ve elinde bir su bidonuyla buralarda dolaşırsan olacağı budur!)

“İsa, beş-altı ay önce bizim serviste yatmıştı. Çok tatlı, manik bir hastamızdı. Bulaşıcı neşesiyle tüm servisin maskotuydu. Dünyaya mutluluğu getiren bir peygamber olduğunu, İsa Peygamber olduğunu söylerdi. Tedaviden sonra o aşırı neşesi kayboldu. Sıradan bir insandı artık. Peygamber İsa'yı vatandaş İsa yapınca taburcu ettik.”

Dr. Lâtif Ruhşat Alpkan, Afife Jale'den Neyzen Tevfik'e, kendini Atatürk'ün oğlu ya da cumhurbaşkanı sanandan “Madem öleceğiz, niçin doğuyoruz?” gibi sorularla hayatın anlamını arayanlara kadar çok renkli bir insan topluluğunu karşımıza çıkarıyor. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ni bir bakıma ülkemizin vicdanı olarak ortaya koyuyor ve mizahi bir dille okurları halkça görmezden geldiğimiz arızalarımız üstünde düşünmeye yönlendiriyor. Hiç kimsenin yabancı, öteki olmadığını, gerçeklik algısını yitiren bir hastanın bize dair en derin gerçekleri dile getirebileceğini gösteriyor.

Alpkan, her zaman “biz hekimiz, hâkim değil” anlayışıyla hastalarına yaklaşan bir psikiyatrist. İnsan olmak ve kalmak için Bakırköy'de yaşanan öykülerden uzak durmamamız gerektiğini bize anlatıyor.

Erkin Koray'ın meşhur şarkısının sözleri aslında kime ait? (Sabahleyin adım adım / Yolları hep aradım / Körolası çöpçüler / Aşkımı süpürmüşler)

Taburcu olmayı kafaya takan gerçek bir şair: Recep Güngör (Üsküdar gözümde tütüyor burcu burcu / Artık beni taburcu edin taburcu)

Şah'ın subayının başına gelenler! (Don-gömlek ve elinde bir su bidonuyla buralarda dolaşırsan olacağı budur!)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 57,53    57,53   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat