Üvey annesi tarafından bağlandığı dut ağacından kurtularak, yedi, sekiz yaşlarında Ayaş’ın taşlık, tepelik, dağlık yollarını günlerce yürüyerek aşıp, aç ve bitap halde geldiği Ankara’nın sokaklarında başladığı yaşam kavgasında, ruhundaki fırtınaları dizelere dökerek dimdik ayakta kalabilmişti. Ulus’un arka sokaklarından, köprü altlarından, At Pazarına zorlu çıkışı, genç Cumhuriyetin o kargaşalı yıllarında, sokakta ahlaki değerlerini kaybetmeden, sadece çalışarak ve dürüstçe işini yaparak, çalıştığı insanlara olan sadakatiyle, iç çırpınışlarıyla yazdığı ve söylediği şiirlere tutunarak yalnız yürüdüğü Ankara sokaklarında kurtuluşu ve başarıyı yakalayış hikâyesi kolay olmamıştı. Bazen en yakınınızdakinin, öksüzlüğünüzün yoldaşı ablanızın! Dostunuz sandığınız ortamlarda, sizi kurşunladığı anlarda sırlarınızı, içsel çırpınışlarınızı yırtılmış bir kâğıt parçası üzerine, şiir dizeleriyle döktüğünüzde, feryadınızı hisseden harfler bütünüyle hayata daha sıkı bağlanabiliyordunuz. Şiirlerini okuduğumda terzi “Kadir KARAOĞLU”nun Türkiye’nin Ömer Hayyam’ı olduğunu, “Yıldızların Yükseldiği Anların’’, hep bir tesadüfler, sansasyonlar, farklı ilişki zenginlikleri bütünü olduğunu unutmamışken, “Mavi Gözlü Devlerin” yükselişinin hep sancılı olduğunu bir kez daha fark etmiştim. “Mavi Gözlü” bir dev daha yolun sonunda geride bıraktıklarıyla, “Hiç”liğe geçtiğinde dahi yaşamında yakaladığı duygular şölenini biz insanlara bırakarak, hep “VARLIK”ta kalınabileceğini, “YOKLUK”a geçişin, bir “Hiç” olarak ölmenin insanın yazgısı değil kendi seçeneği olabileceğini bir kez daha bizlere göstermişti.
Üvey annesi tarafından bağlandığı dut ağacından kurtularak, yedi, sekiz yaşlarında Ayaş’ın taşlık, tepelik, dağlık yollarını günlerce yürüyerek aşıp, aç ve bitap halde geldiği Ankara’nın sokaklarında başladığı yaşam kavgasında, ruhundaki fırtınaları dizelere dökerek dimdik ayakta kalabilmişti. Ulus’un arka sokaklarından, köprü altlarından, At Pazarına zorlu çıkışı, genç Cumhuriyetin o kargaşalı yıllarında, sokakta ahlaki değerlerini kaybetmeden, sadece çalışarak ve dürüstçe işini yaparak, çalıştığı insanlara olan sadakatiyle, iç çırpınışlarıyla yazdığı ve söylediği şiirlere tutunarak yalnız yürüdüğü Ankara sokaklarında kurtuluşu ve başarıyı yakalayış hikâyesi kolay olmamıştı. Bazen en yakınınızdakinin, öksüzlüğünüzün yoldaşı ablanızın! Dostunuz sandığınız ortamlarda, sizi kurşunladığı anlarda sırlarınızı, içsel çırpınışlarınızı yırtılmış bir kâğıt parçası üzerine, şiir dizeleriyle döktüğünüzde, feryadınızı hisseden harfler bütünüyle hayata daha sıkı bağlanabiliyordunuz. Şiirlerini okuduğumda terzi “Kadir KARAOĞLU”nun Türkiye’nin Ömer Hayyam’ı olduğunu, “Yıldızların Yükseldiği Anların’’, hep bir tesadüfler, sansasyonlar, farklı ilişki zenginlikleri bütünü olduğunu unutmamışken, “Mavi Gözlü Devlerin” yükselişinin hep sancılı olduğunu bir kez daha fark etmiştim. “Mavi Gözlü” bir dev daha yolun sonunda geride bıraktıklarıyla, “Hiç”liğe geçtiğinde dahi yaşamında yakaladığı duygular şölenini biz insanlara bırakarak, hep “VARLIK”ta kalınabileceğini, “YOKLUK”a geçişin, bir “Hiç” olarak ölmenin insanın yazgısı değil kendi seçeneği olabileceğini bir kez daha bizlere göstermişti.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 80,60 | 80,60 |