Ayakta Kalan Son Kadın

Amerika kıtasının asıl sahiplerinin, Kızılderililerin son 150 yıllık yaşamı kadın bakış açısıyla, çevreyi bir duyarlılıkla ve tabii bir Kızılderili perspektifiyle değerlendirilince ne ortaya çıkabilirse, öncelikle güçlü bir eleştiriyle ve ince bir mizahla yoğrulmuş olarak, bu kitapta bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Avrupalı göçmenler, ’Beyaz Adam’ kıtaya egemen olduktan sonra Kızılderili kabilelerin kültürlerini ve topraklarını nasıl savundukları anlatılan bu kitap bir türlü sözlü tarih çalışması olarak da görülebilir. Uluslar arası düzeyde tanınmış bir Kızılderili savaşçısı ve hem 1996 hem de 2000 seçimlerinde Yeşil Parti Başkan adayı Ralph Nader’in Başkan Yardımcısı adayı olan Winona LaDuke aslında doğrudan kendini ve kendi insanlarını anlatıyor. Missisipi Nehri’nin kaynağına yakın bir bölgede, Beyaz Topraklar’da yaşamakta olan Anishinaabe (Ojibwe/Chippewa) kabilesinin 1860’dan başlayarak bugüne kadar gelen yedi kuşağı anlatılırken, her kuşağın bir sonrakine aktardığı sözlü tarih temel alınıyor. Kahramanların ve olayların büyük çoğunluğu gerçek olmasın karşın yine de bir roman kurgusu içindeki anlatım derin bir bilgelik ve lirik bir şiirsellik taşıyor.

Ojibwe dilinde Ayakta Kalan Son Kadın demek olan Ishkwegaabawiikwe, her hangi bir yerde bulabileceğiniz bir tarih kitabı değil kuşkusuz, ama şiddetin tanrısı haline getirilen erkeğin, uygarlığın aracı olarak sunulan kolonyalizmin, gelişmenin biricik yolu ilan edilen sanayileşmenin karşısında barışın sözcüsü kadının, özgün kültürlerin taşıyıcısı yerelliğin ve dünyanın geleceğini savunan çevreciliğin savunulması ve hatta yüceltilmesi gerektiğini düşünüyorsanız bu kitapta çok şey bulacak ve Winona LaDuke’e Miigwech (Teşekkürler) demeyi ihmal etmeyeceksiniz...