Bu çalışma Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yazılan “Avrupa Sosyal Modeli’nin Bir Parçası Olarak Avrupa Sendikalar Konfederasyonu: Kuruluşu, Sendikal Anlayışı ve Sosyal Avrupa’nın Şekillenmesine Etkisi” başlıklı doktora tezinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.
Avrupa entegrasyon süreci, II. Dünya Savaşı sonrasında 1950’li yıllarla birlikte tartışılmaya başlayan ve hala güncelliğini koruyan bir konudur. Sosyal bilimler alanında Avrupa entegrasyonuna ilişkin tartışmalar birçok farklı boyutuyla ele alınmıştır. Avrupa Birliği sosyal politikası, Avrupa Sosyal Boyutu ve sosyal diyalog tartışmaları özellikle sosyal politika literatüründe sıklıkla değinilen konular arasındadır. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (European Trade Union Confederation- ETUC) da bir sosyal taraf olarak bu tartışmalarda yerini almaktadır. Ancak belirtilen kapsamda doğrudan Avrupa sendikal hareketi ve ETUC’a yönelik araştırmaların sayısı son derece azdır. Dolayısıyla bu çalışmada Avrupa sendikal hareketi ve ETUC ifade edilen eksiklik temelinde odağa alınırken yukarıda değinilen tartışmalar ETUC ve faaliyetleri üzerinden anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Endüstri Devrimi’nin etkisiyle Avrupa’da kurulmaya başlayan sendikalar, Avrupa sendikal hareketinin ilk kurumsal örneklerini de oluştururlar. Avrupa sendikal hareketi ilk dönemlerinde yapısal anlamda ulusal, felsefi anlamda ise enternasyonal bir özellik sergiler. II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa sendikal hareketi uluslararası sendikal hareket üzerinde etkili olurken, bu dönemde bölgesel düzeyde örgütlenmelerin ortaya çıktığı görülür. II. Dünya Savaşı sonrasında ise Avrupa’nın yeniden yapılandırılması ve Avrupa entegrasyonu tartışmalarının hız kazanmasıyla Avrupa sendikal hareketi bölgesel düzeyde örgütlenme çabası içerisine girer. Böylece ortaya çıkan sorunları denetim altına alma eğilimiyle kendiliğinden oluşturulan düzenlemeler dışında sosyal politika tartışmaları, Avrupa entgrasyon sürecine, dışsal anlamda yoğun olarak Avrupa sendikal hareketi tarafından dâhil edilir. Ancak 1950’li ve 1960’lı yıllarda Avrupa düzeyinde sendikal örgütler arasındaki bölünmüş yapı Avrupa toplulukları üzerinde güçlü bir etki oluşturulmasını engeller. 1973 yılında ETUC’un kurulmasıyla birlikte Avrupa sendikal hareketi içindeki kurumsal bölünme sona ererken, ortak bir hareket ve duruş sergileme imkânı yakalanmış olur.
ETUC kurulduğu ilk andan itibaren Avrupa toplulukları ve sonrasında AB politikalarına sosyal bir kaygının dâhil edilmesi amacıyla yoğun çaba harcamıştır. Gerçekleştirdiği faaliyetler ve ortaya koyduğu stratejilerde ETUC’un bu kaygısı sürekli olarak hissedilir. Ancak ETUC’un bu hedefine yönelik faaliyetlerini ne ölçüde gerçekleştirebildiği, AB sosyal politikası üzerinde ne kadar etkili olabildiği tartışılması gereken önemli konular arasındadır. Belirtmek gerekir ki; ETUC’un sendikal faaliyetlerinin etkinliği birçok farklı unsurla birlikte şekillenmektedir. ETUC’un kuruluşunu hazırlayan tarihsel altyapı, kuruluşu sonrasında örgütsel yapısı ve sendikal anlayışı, sosyal bir aktör olarak kendisine atfedilen roller ve kendisinin emek hareketi içerisinde oluşturduğu imaj bu unsurlardan sadece bazılarıdır. Dolayısıyla bu çalışmada yukarıda belirtilen kaygılar bağlamında ETUC, tarihsel gelişimi, örgütsel yapısı, amaçları, faaliyetleri ve Avrupa Sosyal Boyutu’na katkısı temelinde incelenmektedir.
Bu inceleme sürecinde nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması tercih edilirken ETUC’un örgütsel yapısı ve faaliyetleri çok boyutlu veri toplama tekniği kullanılarak değerlendirilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 314-328). ETUC’un 1950 ile 1992 yılları arasındaki gelişimi ve faaliyetleri Amsterdam Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü (International Institute of Social History- IISH)’nde bulunan ETUC arşivi incelenerek anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda ETUC’un Yürütme Kurulu kararları, Kongre belgeleri, örgüt içi yazışmaları, bildirileri, Avrupa kurumları ve işveren örgütleriyle temaslarına ilişkin belgeler taranmıştır. ETUC’un 1992 yılı sonrasından günümüze kadar olan gelişimi ve faaliyetleri ise yoğun olarak Brüksel’de Avrupa Sendikalar Enstitüsü (European Trade Union Institute- ETUI) arşivinde gerçekleştirilen çalışmalar aracılığıyla sorgulanmıştır. Ayrıca ETUC ve Avrupa sendikal hareketi üzerine yapılan araştırmalar da detaylı olarak incelenmiş, birçok farklı birincil kaynağa ulaşılmıştır. Bir başka ifade ile araştırma süresince birincil kaynaklara sıklıkla başvurulmuştur. Bu durum çalışmanın Avrupa sendikal hareketi tarihine katkısı anlamında önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Ancak konunun genişliği ve detaylı bir araştırmaya dayanak oluşturabilecek birçok alt başlığı kapsamı içerisinde barındırması ise çalışmanın kısıtlılıkları arasında yer almaktadır. Dolayısıyla bu çalışma kapsamında geniş bir konuyu, emek tarihi penceresinden, birincil kaynaklara dayanarak, bütünlük içerisinde, betimsel bir şekilde ele alma çabası ön plana çıkmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde, Avrupa sendikal hareketinin gelişim süreci, Avrupa’da yaşanan toplumsal ve ekonomik gelişmelerin tarihsel arka planı dikkate alınarak tartışılmaktadır. Bu doğrultuda birleşik bir Avrupa söyleminin temeli, yerine Sanayi Devrimi sonrasında Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve tüm bu gelişmelerin Avrupa sendikal hareketini nasıl şekillendirdiği ele alınmaktadır. Ayrıca II. Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede Avrupa sendikal hareketi ile uluslararası sendikal hareket arasındaki bağlantı konu bütünlüğü içerisinde ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ortaya çıkan gelişmeler ve bu gelişmelerle bağlantılı olarak Avrupa’da sendikal hareketin bölgesel düzeydeki ilk örgütlenme çabaları üzerinde durulmaktadır. Böylece ETUC’un kuruluşunun tarihsel arka planını anlama çabası içinde hareket edilmektedir. Bu tartışmalarla birlikte Avrupa sendikal hareketinin temel karakteristik özellikleri de görünür hale gelmektedir.
İkinci bölümde, ETUC’un kuruluş süreci; Avrupa’da ortak bir sendikal yapı oluşturulmasını gerekli hale getiren gelişmeler ve ETUC’un kuruluşu öncesinde yaşanan tartışmalar bağlamında değerlendirilmektedir. Ayrıca ETUC’un örgütsel yapısı, amaçları, üyelik sistemi ve ETUC’a üye örgütler arasındaki farklılıklar üzerine bir tartışma da yürütülmektedir. ETUC’un Avrupa sosyal politikasını etkilemek adına kullandığı kimi araçlar da bu bölümde değinilen konular arasında yer almaktadır. Böylece kuruluşundan itibaren ETUC üzerinde belirleyici olan bazı temel sorun ve özelliklere dikkat çekilmektedir. Böylece ETUC tarafından ortaya konulan sendikal stratejilerin ve politikaların anlaşılabilmesi adına örgütün genel bir portresi ortaya konulmaktadır. Bu tartışmalar sayesinde ETUC’un belirli dönemlerde gerçekleştirdiği faaliyetler, bu faaliyetleri örgütün nasıl temellendirdiği ve örgütün kendi yapısal dönüşüm sürecinde dikkat çeken belirli dönüm noktaları diğer bölümlerde yürütülen tartışmaların anlaşılabilmesi için de katkı sunmaktadır.
Üçüncü ve dördüncü bölümlerde ETUC tarafından gerçekleştirilen faaliyetler dört ayrı dönem kapsamında arşiv belgeleri aracılığıyla tartışılmaktadır. Üçüncü bölümün ilk kısmında 1973 ile 1985 yılları arasında ETUC tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, ETUC’un temel felsefesinin anlaşılması açısından ele alınmaktadır. Bu dönem içerisinde ETUC’un Avrupa sosyal boyutunu etkilemek adına ortaya koyduğu ilk çabalar görünür hale gelmektedir. ETUC tarafından belirli sosyal sorunlarla mücadele adına ortaya konulan strateji ve politikalar ile ETUC’un Topluluk karar mekanizmalarında sosyal bir taraf olarak kabul edilme çabası arasındaki bağlantılar anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bir başka ifade ile bu dönemde ETUC’un kendisini hangi yöntemlerle var etmeye çalıştığı üzerinde durulmaktadır. Ayrıca taleplerinin gerçekleştirilmesi adına ETUC’un başvurduğu diyaloğa dayalı yumuşak mücadele araçlarının yanında protesto ve eylemlere dayalı daha sert mücadele araçlarına da dikkat çekilmektedir. 1985 ile 1992 yılları arasında ise Avrupa’ya dair sosyal kaygıların arttığı bu dönemde ETUC faaliyetlerinin karar mekanizmalarını ne ölçüde etkileyebildiği sorgulanmaktadır. ETUC’un kendisini var etme aşamasını tamamlayarak bir taraf olarak kabul edilme çabası içerisine girdiği bu dönemde, sosyal bir Avrupa için ETUC faaliyetlerinin somutlaştığı bir sürecin izi sürülmektedir. ETUC’un Avrupa kurumlarıyla ve özellikle Komisyon’la kuruduğu sıkı ilişkilerin Örgüt politikalarını nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca ETUC’un daha güçlü bir yapıya sahip olmak adına örgüt içerisinde gerçekleştirdiği reformlar üzerinde de durulmaktadır.
Son olarak dördüncü bölümde; ETUC’un AB düzeyinde sosyal politika oluşturma sürecine en somut katkılarının şekillendiği 1992 ile 2004 yılları arası faaliyetleri ele alınmaktadır. Bu doğrultuda AB sosyal politikası adına yaşanan gelişmeler, ortaya çıkarılan ilk çerçeve anlaşmalar ve ilgili sürece ETUC tarafından sunulan katkı tartışmaya açılmaktadır. Ayrıca temel hakların yasal anlamda bağlayıcı hale getirilmesi, Avrupa Endüstri İlişkileri söyleminin şekillenmesi ve Avrupa düzeyinde müzâkere araçlarının somutlaşmasını sağlayan diğer unsurlar detaylı şekilde incelenmektedir. Dönem içerisinde sıklıkla ön plana çıkan Anayasa tartışmaları ve ETUC’un bu süreç doğrultusundaki tutumu da üzerinde durulan konular arasındadır. Bununla birlikte 2008 yılında yaşanan Küresel Finansal Kriz sonrasında Avrupa sosyal boyutunun süreçten olumsuz etkilenmesi ve ETUC tarafından ortaya konulan krizle mücadele stratejileri, ETUC’un 2004 ile 2009 yılları arasındaki faaliyetleri kapsamında incelenmektedir. Ayrıca halâ etkileri hissedilmekte olan küresel finansal krizin günümüzde ETUC’un politikalarına nasıl yansıdığı da bu bölüm altında dikkat çekilen konular arasındadır. 2020 yılı Mart ayı itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation -WHO) tarafından küresel salgın olarak ilan edilen Covid-19’un Avrupa istihdam piyasası üzerindeki etkileri ve ETUC’un küresel salgın sürecinin ortaya çıkardığı sorunlar karşısındaki tutumu ve sendikal stratejileri de bütünlük içerisinde ele alınarak, ETUC faaliyetleri son güncel tartışmalar ve mevcut dönem üzerinden sorgulanmaktadır.
Özetlemek gerekirse bu çalışmada; Avrupa sendikal hareketi içerisinde bölgesel düzeyde örgütlenmelerin oluşum süreci, Avrupa’da bölgesel düzeyde üye sayısı bakımından en büyük işçi örgütü olan ETUC’un kuruluşu, işleyişi, felsefesi ve hedefleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Bununla birlikte ETUC’un özellikle AB sosyal politikasını etkileme bağlamındaki sendikal politika ve stratejilerine dikkat çekilmekte, AB sosyal politikası üzerindeki ETUC etkisi belirli dönemler bağlamında tartışılmaktadır.
Bu çalışma Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yazılan “Avrupa Sosyal Modeli’nin Bir Parçası Olarak Avrupa Sendikalar Konfederasyonu: Kuruluşu, Sendikal Anlayışı ve Sosyal Avrupa’nın Şekillenmesine Etkisi” başlıklı doktora tezinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş halidir.
Avrupa entegrasyon süreci, II. Dünya Savaşı sonrasında 1950’li yıllarla birlikte tartışılmaya başlayan ve hala güncelliğini koruyan bir konudur. Sosyal bilimler alanında Avrupa entegrasyonuna ilişkin tartışmalar birçok farklı boyutuyla ele alınmıştır. Avrupa Birliği sosyal politikası, Avrupa Sosyal Boyutu ve sosyal diyalog tartışmaları özellikle sosyal politika literatüründe sıklıkla değinilen konular arasındadır. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (European Trade Union Confederation- ETUC) da bir sosyal taraf olarak bu tartışmalarda yerini almaktadır. Ancak belirtilen kapsamda doğrudan Avrupa sendikal hareketi ve ETUC’a yönelik araştırmaların sayısı son derece azdır. Dolayısıyla bu çalışmada Avrupa sendikal hareketi ve ETUC ifade edilen eksiklik temelinde odağa alınırken yukarıda değinilen tartışmalar ETUC ve faaliyetleri üzerinden anlaşılmaya çalışılmaktadır.
Endüstri Devrimi’nin etkisiyle Avrupa’da kurulmaya başlayan sendikalar, Avrupa sendikal hareketinin ilk kurumsal örneklerini de oluştururlar. Avrupa sendikal hareketi ilk dönemlerinde yapısal anlamda ulusal, felsefi anlamda ise enternasyonal bir özellik sergiler. II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa sendikal hareketi uluslararası sendikal hareket üzerinde etkili olurken, bu dönemde bölgesel düzeyde örgütlenmelerin ortaya çıktığı görülür. II. Dünya Savaşı sonrasında ise Avrupa’nın yeniden yapılandırılması ve Avrupa entegrasyonu tartışmalarının hız kazanmasıyla Avrupa sendikal hareketi bölgesel düzeyde örgütlenme çabası içerisine girer. Böylece ortaya çıkan sorunları denetim altına alma eğilimiyle kendiliğinden oluşturulan düzenlemeler dışında sosyal politika tartışmaları, Avrupa entgrasyon sürecine, dışsal anlamda yoğun olarak Avrupa sendikal hareketi tarafından dâhil edilir. Ancak 1950’li ve 1960’lı yıllarda Avrupa düzeyinde sendikal örgütler arasındaki bölünmüş yapı Avrupa toplulukları üzerinde güçlü bir etki oluşturulmasını engeller. 1973 yılında ETUC’un kurulmasıyla birlikte Avrupa sendikal hareketi içindeki kurumsal bölünme sona ererken, ortak bir hareket ve duruş sergileme imkânı yakalanmış olur.
ETUC kurulduğu ilk andan itibaren Avrupa toplulukları ve sonrasında AB politikalarına sosyal bir kaygının dâhil edilmesi amacıyla yoğun çaba harcamıştır. Gerçekleştirdiği faaliyetler ve ortaya koyduğu stratejilerde ETUC’un bu kaygısı sürekli olarak hissedilir. Ancak ETUC’un bu hedefine yönelik faaliyetlerini ne ölçüde gerçekleştirebildiği, AB sosyal politikası üzerinde ne kadar etkili olabildiği tartışılması gereken önemli konular arasındadır. Belirtmek gerekir ki; ETUC’un sendikal faaliyetlerinin etkinliği birçok farklı unsurla birlikte şekillenmektedir. ETUC’un kuruluşunu hazırlayan tarihsel altyapı, kuruluşu sonrasında örgütsel yapısı ve sendikal anlayışı, sosyal bir aktör olarak kendisine atfedilen roller ve kendisinin emek hareketi içerisinde oluşturduğu imaj bu unsurlardan sadece bazılarıdır. Dolayısıyla bu çalışmada yukarıda belirtilen kaygılar bağlamında ETUC, tarihsel gelişimi, örgütsel yapısı, amaçları, faaliyetleri ve Avrupa Sosyal Boyutu’na katkısı temelinde incelenmektedir.
Bu inceleme sürecinde nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması tercih edilirken ETUC’un örgütsel yapısı ve faaliyetleri çok boyutlu veri toplama tekniği kullanılarak değerlendirilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 314-328). ETUC’un 1950 ile 1992 yılları arasındaki gelişimi ve faaliyetleri Amsterdam Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü (International Institute of Social History- IISH)’nde bulunan ETUC arşivi incelenerek anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda ETUC’un Yürütme Kurulu kararları, Kongre belgeleri, örgüt içi yazışmaları, bildirileri, Avrupa kurumları ve işveren örgütleriyle temaslarına ilişkin belgeler taranmıştır. ETUC’un 1992 yılı sonrasından günümüze kadar olan gelişimi ve faaliyetleri ise yoğun olarak Brüksel’de Avrupa Sendikalar Enstitüsü (European Trade Union Institute- ETUI) arşivinde gerçekleştirilen çalışmalar aracılığıyla sorgulanmıştır. Ayrıca ETUC ve Avrupa sendikal hareketi üzerine yapılan araştırmalar da detaylı olarak incelenmiş, birçok farklı birincil kaynağa ulaşılmıştır. Bir başka ifade ile araştırma süresince birincil kaynaklara sıklıkla başvurulmuştur. Bu durum çalışmanın Avrupa sendikal hareketi tarihine katkısı anlamında önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Ancak konunun genişliği ve detaylı bir araştırmaya dayanak oluşturabilecek birçok alt başlığı kapsamı içerisinde barındırması ise çalışmanın kısıtlılıkları arasında yer almaktadır. Dolayısıyla bu çalışma kapsamında geniş bir konuyu, emek tarihi penceresinden, birincil kaynaklara dayanarak, bütünlük içerisinde, betimsel bir şekilde ele alma çabası ön plana çıkmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde, Avrupa sendikal hareketinin gelişim süreci, Avrupa’da yaşanan toplumsal ve ekonomik gelişmelerin tarihsel arka planı dikkate alınarak tartışılmaktadır. Bu doğrultuda birleşik bir Avrupa söyleminin temeli, yerine Sanayi Devrimi sonrasında Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve tüm bu gelişmelerin Avrupa sendikal hareketini nasıl şekillendirdiği ele alınmaktadır. Ayrıca II. Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede Avrupa sendikal hareketi ile uluslararası sendikal hareket arasındaki bağlantı konu bütünlüğü içerisinde ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ortaya çıkan gelişmeler ve bu gelişmelerle bağlantılı olarak Avrupa’da sendikal hareketin bölgesel düzeydeki ilk örgütlenme çabaları üzerinde durulmaktadır. Böylece ETUC’un kuruluşunun tarihsel arka planını anlama çabası içinde hareket edilmektedir. Bu tartışmalarla birlikte Avrupa sendikal hareketinin temel karakteristik özellikleri de görünür hale gelmektedir.
İkinci bölümde, ETUC’un kuruluş süreci; Avrupa’da ortak bir sendikal yapı oluşturulmasını gerekli hale getiren gelişmeler ve ETUC’un kuruluşu öncesinde yaşanan tartışmalar bağlamında değerlendirilmektedir. Ayrıca ETUC’un örgütsel yapısı, amaçları, üyelik sistemi ve ETUC’a üye örgütler arasındaki farklılıklar üzerine bir tartışma da yürütülmektedir. ETUC’un Avrupa sosyal politikasını etkilemek adına kullandığı kimi araçlar da bu bölümde değinilen konular arasında yer almaktadır. Böylece kuruluşundan itibaren ETUC üzerinde belirleyici olan bazı temel sorun ve özelliklere dikkat çekilmektedir. Böylece ETUC tarafından ortaya konulan sendikal stratejilerin ve politikaların anlaşılabilmesi adına örgütün genel bir portresi ortaya konulmaktadır. Bu tartışmalar sayesinde ETUC’un belirli dönemlerde gerçekleştirdiği faaliyetler, bu faaliyetleri örgütün nasıl temellendirdiği ve örgütün kendi yapısal dönüşüm sürecinde dikkat çeken belirli dönüm noktaları diğer bölümlerde yürütülen tartışmaların anlaşılabilmesi için de katkı sunmaktadır.
Üçüncü ve dördüncü bölümlerde ETUC tarafından gerçekleştirilen faaliyetler dört ayrı dönem kapsamında arşiv belgeleri aracılığıyla tartışılmaktadır. Üçüncü bölümün ilk kısmında 1973 ile 1985 yılları arasında ETUC tarafından gerçekleştirilen faaliyetler, ETUC’un temel felsefesinin anlaşılması açısından ele alınmaktadır. Bu dönem içerisinde ETUC’un Avrupa sosyal boyutunu etkilemek adına ortaya koyduğu ilk çabalar görünür hale gelmektedir. ETUC tarafından belirli sosyal sorunlarla mücadele adına ortaya konulan strateji ve politikalar ile ETUC’un Topluluk karar mekanizmalarında sosyal bir taraf olarak kabul edilme çabası arasındaki bağlantılar anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bir başka ifade ile bu dönemde ETUC’un kendisini hangi yöntemlerle var etmeye çalıştığı üzerinde durulmaktadır. Ayrıca taleplerinin gerçekleştirilmesi adına ETUC’un başvurduğu diyaloğa dayalı yumuşak mücadele araçlarının yanında protesto ve eylemlere dayalı daha sert mücadele araçlarına da dikkat çekilmektedir. 1985 ile 1992 yılları arasında ise Avrupa’ya dair sosyal kaygıların arttığı bu dönemde ETUC faaliyetlerinin karar mekanizmalarını ne ölçüde etkileyebildiği sorgulanmaktadır. ETUC’un kendisini var etme aşamasını tamamlayarak bir taraf olarak kabul edilme çabası içerisine girdiği bu dönemde, sosyal bir Avrupa için ETUC faaliyetlerinin somutlaştığı bir sürecin izi sürülmektedir. ETUC’un Avrupa kurumlarıyla ve özellikle Komisyon’la kuruduğu sıkı ilişkilerin Örgüt politikalarını nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca ETUC’un daha güçlü bir yapıya sahip olmak adına örgüt içerisinde gerçekleştirdiği reformlar üzerinde de durulmaktadır.
Son olarak dördüncü bölümde; ETUC’un AB düzeyinde sosyal politika oluşturma sürecine en somut katkılarının şekillendiği 1992 ile 2004 yılları arası faaliyetleri ele alınmaktadır. Bu doğrultuda AB sosyal politikası adına yaşanan gelişmeler, ortaya çıkarılan ilk çerçeve anlaşmalar ve ilgili sürece ETUC tarafından sunulan katkı tartışmaya açılmaktadır. Ayrıca temel hakların yasal anlamda bağlayıcı hale getirilmesi, Avrupa Endüstri İlişkileri söyleminin şekillenmesi ve Avrupa düzeyinde müzâkere araçlarının somutlaşmasını sağlayan diğer unsurlar detaylı şekilde incelenmektedir. Dönem içerisinde sıklıkla ön plana çıkan Anayasa tartışmaları ve ETUC’un bu süreç doğrultusundaki tutumu da üzerinde durulan konular arasındadır. Bununla birlikte 2008 yılında yaşanan Küresel Finansal Kriz sonrasında Avrupa sosyal boyutunun süreçten olumsuz etkilenmesi ve ETUC tarafından ortaya konulan krizle mücadele stratejileri, ETUC’un 2004 ile 2009 yılları arasındaki faaliyetleri kapsamında incelenmektedir. Ayrıca halâ etkileri hissedilmekte olan küresel finansal krizin günümüzde ETUC’un politikalarına nasıl yansıdığı da bu bölüm altında dikkat çekilen konular arasındadır. 2020 yılı Mart ayı itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation -WHO) tarafından küresel salgın olarak ilan edilen Covid-19’un Avrupa istihdam piyasası üzerindeki etkileri ve ETUC’un küresel salgın sürecinin ortaya çıkardığı sorunlar karşısındaki tutumu ve sendikal stratejileri de bütünlük içerisinde ele alınarak, ETUC faaliyetleri son güncel tartışmalar ve mevcut dönem üzerinden sorgulanmaktadır.
Özetlemek gerekirse bu çalışmada; Avrupa sendikal hareketi içerisinde bölgesel düzeyde örgütlenmelerin oluşum süreci, Avrupa’da bölgesel düzeyde üye sayısı bakımından en büyük işçi örgütü olan ETUC’un kuruluşu, işleyişi, felsefesi ve hedefleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Bununla birlikte ETUC’un özellikle AB sosyal politikasını etkileme bağlamındaki sendikal politika ve stratejilerine dikkat çekilmekte, AB sosyal politikası üzerindeki ETUC etkisi belirli dönemler bağlamında tartışılmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 293,25 | 293,25 |