Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Aile Hayatının Korunması (Ciltli) Aileye Multidisipliner Bir Yaklaşım

Stok Kodu:
9786051467771
Boyut:
17x25
Sayfa Sayısı:
769
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-01
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1. Hamur
%10 indirimli
330,00TL
297,00TL
9786051467771
503356
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Aile Hayatının Korunması (Ciltli)
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukukunda Aile Hayatının Korunması (Ciltli) Aileye Multidisipliner Bir Yaklaşım
297.00

Aile hayatına saygı ve aile hayatının korunması, insan hakları odaklı olarak ele alındığında, klasik/negatif hak ve sosyal hak boyutları olduğu görülür. Aile hayatına saygı hakkı denildiğinde, ulusal ve uluslararası düzenlemelerde, aile hayat alanın özel hayatla birlikte anılması, çoğu zaman aile hayatının özel hayat alanı içinde telakki edilmesine neden olmaktadır. Oysa kesişen yönleri olsa da, aile hayat alanının özel hayattan farklı bir anlamı vardır. Bu çalışma ile bu iki alanın, yani özel hayat alanı ile aile hayatı alanının fark kümesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu fark kümesi ortaya konulduğunda, aile hayatına neden saygı duyulması gerektiği ya da ailenin neden korunması gerektiği sorusuna da cevap bulunması gerekmektedir. Ailenin her şeyden önce devletler açısından önemi olan toplumun temeli gerçeğinden hareketle; ailenin duygusal işlevi, çocuğa temel eğitimin verildiği yer olarak pedagojik işlevi, başta çocuklar olmak üzere diğer aile üyelerinin korunması açısından ailenin güvenlik işlevi, toplumda devamlılığın sağlanması/üreme açısından neslin devamı işlevleri araştırma kapsamına alınarak soruya cevap aranmıştır.

Temel bir hak olarak aile hayatına saygı hakkının daha çok devlete karşı ileri sürüldüğü düşünüldüğünde, devletin bu alandaki negatif yükümlülükleri ortaya konulurken, hakkın kâmilen kullanılması açısından devletin bu alanda pozitif yükümlülüklerinin olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır. Pozitif yükümlülükler, aile hayatına saygı hakkının devlete karşı ileri sürülmesi ve diğer bireylere karşı ileri sürülmesi olmak üzere dikey ve yatay boyutludur.

Aile hayatına saygı ve ailenin korunması hususu ailenin dinamik yapısı karşısında dallanıp budaklanan bir mesele haline gelmiştir. Bu bağlamda, aile hayatı eksenli olarak, özellikle boşanma ve velayet davalarında başvurulan gizli telefon ve kamera kayıtları gibi delillerin, hukuka aykırı deliller karşısındaki durumundan eşler arası eşitliğe, hâkimin aile hayatına müdahalesinden aile bireylerinin yurtdışı edilmesine kadar, birçok aile meselesinin hala çözüm beklediği müşahede edilmektedir. Bu nedenle çalışmada, aile hayatına saygı ve aile hayatının korunması insan hakları eksenli olarak (klasik/negatif hak ve sosyal hak boyutları ile) ele alınmış; Türk Hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçeveli, daha çok ABD hukuku ile kısmen de kimi Avrupa Konseyi ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak yapılan inceleme ile aile hayatına saygı ve ailenin korunması açısından, insan hakları standardı belirlenmeye çalışılmıştır.

Aile hayatına saygı ve aile hayatının korunması, insan hakları odaklı olarak ele alındığında, klasik/negatif hak ve sosyal hak boyutları olduğu görülür. Aile hayatına saygı hakkı denildiğinde, ulusal ve uluslararası düzenlemelerde, aile hayat alanın özel hayatla birlikte anılması, çoğu zaman aile hayatının özel hayat alanı içinde telakki edilmesine neden olmaktadır. Oysa kesişen yönleri olsa da, aile hayat alanının özel hayattan farklı bir anlamı vardır. Bu çalışma ile bu iki alanın, yani özel hayat alanı ile aile hayatı alanının fark kümesi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu fark kümesi ortaya konulduğunda, aile hayatına neden saygı duyulması gerektiği ya da ailenin neden korunması gerektiği sorusuna da cevap bulunması gerekmektedir. Ailenin her şeyden önce devletler açısından önemi olan toplumun temeli gerçeğinden hareketle; ailenin duygusal işlevi, çocuğa temel eğitimin verildiği yer olarak pedagojik işlevi, başta çocuklar olmak üzere diğer aile üyelerinin korunması açısından ailenin güvenlik işlevi, toplumda devamlılığın sağlanması/üreme açısından neslin devamı işlevleri araştırma kapsamına alınarak soruya cevap aranmıştır.

Temel bir hak olarak aile hayatına saygı hakkının daha çok devlete karşı ileri sürüldüğü düşünüldüğünde, devletin bu alandaki negatif yükümlülükleri ortaya konulurken, hakkın kâmilen kullanılması açısından devletin bu alanda pozitif yükümlülüklerinin olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır. Pozitif yükümlülükler, aile hayatına saygı hakkının devlete karşı ileri sürülmesi ve diğer bireylere karşı ileri sürülmesi olmak üzere dikey ve yatay boyutludur.

Aile hayatına saygı ve ailenin korunması hususu ailenin dinamik yapısı karşısında dallanıp budaklanan bir mesele haline gelmiştir. Bu bağlamda, aile hayatı eksenli olarak, özellikle boşanma ve velayet davalarında başvurulan gizli telefon ve kamera kayıtları gibi delillerin, hukuka aykırı deliller karşısındaki durumundan eşler arası eşitliğe, hâkimin aile hayatına müdahalesinden aile bireylerinin yurtdışı edilmesine kadar, birçok aile meselesinin hala çözüm beklediği müşahede edilmektedir. Bu nedenle çalışmada, aile hayatına saygı ve aile hayatının korunması insan hakları eksenli olarak (klasik/negatif hak ve sosyal hak boyutları ile) ele alınmış; Türk Hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçeveli, daha çok ABD hukuku ile kısmen de kimi Avrupa Konseyi ülkeleri ile karşılaştırmalı olarak yapılan inceleme ile aile hayatına saygı ve ailenin korunması açısından, insan hakları standardı belirlenmeye çalışılmıştır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 297,00    297,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat