Avrupa Birliği ve Türkiye Siyasal Kurumlar, Çıkar Grupları, Kamuoyu, Ortaklık Belgeleri

Stok Kodu:
9789755641171
Boyut:
14x19
Sayfa Sayısı:
455
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%10 indirimli
50,00TL
45,00TL
9789755641171
494709
Avrupa Birliği ve Türkiye
Avrupa Birliği ve Türkiye Siyasal Kurumlar, Çıkar Grupları, Kamuoyu, Ortaklık Belgeleri
45.00

Günümüzde Avrupa Birliği, bir taraftan genişlerken, diğer taraftan da bütünleşme sürecinde derinleşme çabası içindedir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Avrupa'nın bütünleşmesinde oldukça önemli bir aşama olan Avrupa Toplulukları'nın kuruluşuna yol açan bazı faktörlerin, bugün yıkılan duvarlarla birlikte ortadan kalkması, Avrupa birliği yolundaki çabalara yeni boyutlar kazandırmıştır. 2000'li yıllarda Avrupa Birliği, Türkiye'nin en çok tartıştığı konulardan birisini oluşturmaktadır. Türkiye'de AB'yi tartışan tarafları, kabaca "yeniden yapılanmacılar", "statükocular" ve "seyirciler" şeklinde üç grup içinde değerlendirebiliriz.

İlk grupta yer alan ve değişim talep eden "yeniden yapılanmacı"lar, dünyada moderniteyle beraber gelen kavram ve kurumların işlevselliğini yitirdiğini, dolayısıyla artık çağımızın temel anlayışının küresel ölçekte düşünmeyi ve bu yeni dünyanın değerlerine göre yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığını ifade etmektedirler.

İkinci grupta yer alan "statükocular" da kendi içinde homojen değildirler. Bu grupta çoğunluğu Türkiye'deki iktidar seçkinleri oluşturmaktadır. Ancak statükocular arasında, otoriter sol ve otoriter sağ gibi siyasal gruplarda yer almaktadır. Kendi aralarında tam bir homojenlik olmamakla birlikte, bu grupta yer alanların kaygıları, AB'nin reform (ya da yeniden yapılanma) taleplerinin bizi Yugoslavya örneğinde olduğu şekilde parçalayacağı ve ulus devleti zafiyete uğratacağı konularında yoğunlaşmaktadır.

Üçüncü grupta yer alan "seyirciler"i ise, toplumun geneli oluşturmaktadır. Şimdiye değin yapılan kamuoyu anketlerinde toplumun geneli, AB'ye üyeliğe destek vermiştir. Ancak zaman zaman, AB ülkelerinde yaşanan bazı gelişmeler tepki yaratsa da, "seyirciler"in büyük bir bölümü AB'ye üyelikten yanadır.

Bu çalışma, Avrupa'nın bütünleşmesini, ağırlıklı olarak neo- fonksiyonalist teorinin ışığında, siyasal kurumların, çıkar gruplarının ve kamuoyunun tutumu açısından incelemektedir.

Günümüzde Avrupa Birliği, bir taraftan genişlerken, diğer taraftan da bütünleşme sürecinde derinleşme çabası içindedir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Avrupa'nın bütünleşmesinde oldukça önemli bir aşama olan Avrupa Toplulukları'nın kuruluşuna yol açan bazı faktörlerin, bugün yıkılan duvarlarla birlikte ortadan kalkması, Avrupa birliği yolundaki çabalara yeni boyutlar kazandırmıştır. 2000'li yıllarda Avrupa Birliği, Türkiye'nin en çok tartıştığı konulardan birisini oluşturmaktadır. Türkiye'de AB'yi tartışan tarafları, kabaca "yeniden yapılanmacılar", "statükocular" ve "seyirciler" şeklinde üç grup içinde değerlendirebiliriz.

İlk grupta yer alan ve değişim talep eden "yeniden yapılanmacı"lar, dünyada moderniteyle beraber gelen kavram ve kurumların işlevselliğini yitirdiğini, dolayısıyla artık çağımızın temel anlayışının küresel ölçekte düşünmeyi ve bu yeni dünyanın değerlerine göre yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığını ifade etmektedirler.

İkinci grupta yer alan "statükocular" da kendi içinde homojen değildirler. Bu grupta çoğunluğu Türkiye'deki iktidar seçkinleri oluşturmaktadır. Ancak statükocular arasında, otoriter sol ve otoriter sağ gibi siyasal gruplarda yer almaktadır. Kendi aralarında tam bir homojenlik olmamakla birlikte, bu grupta yer alanların kaygıları, AB'nin reform (ya da yeniden yapılanma) taleplerinin bizi Yugoslavya örneğinde olduğu şekilde parçalayacağı ve ulus devleti zafiyete uğratacağı konularında yoğunlaşmaktadır.

Üçüncü grupta yer alan "seyirciler"i ise, toplumun geneli oluşturmaktadır. Şimdiye değin yapılan kamuoyu anketlerinde toplumun geneli, AB'ye üyeliğe destek vermiştir. Ancak zaman zaman, AB ülkelerinde yaşanan bazı gelişmeler tepki yaratsa da, "seyirciler"in büyük bir bölümü AB'ye üyelikten yanadır.

Bu çalışma, Avrupa'nın bütünleşmesini, ağırlıklı olarak neo- fonksiyonalist teorinin ışığında, siyasal kurumların, çıkar gruplarının ve kamuoyunun tutumu açısından incelemektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat