Zihnimde bir yara var. Canımı yakan, durmadan kanayan, kapanacağı yerde devamlı yayılan, büyüyen, kocaman bir yara...Ne zaman mantıksız, akıl dışı, ezbere, aptalca bir söz duysam; ne zaman insan kılığına bürünmüş ilkel maymunların cehalete bulanmış pis hesaplarının peşinde koştuğunu görsem üstüne tuz basılmış gibi sızlayan bir yara...O yaradan tüm ruhuma sivri, paslı, soğuk bir bıçak ucuymuş gibi acılar saplandıkça göğsümden nefesim çekiliyor; bedenimi saran bütün kaslarım geriliyor; soğuk çarpmış gibi üşüyen yüzüme bir ekşime oturuyor ve belli belirsiz aralanan dudaklarımdan yine bir mırıldanma dökülüyor: "Vay amına koyim!"İşte ben buyum: Küfürbaz, terbiyesiz, ahlaksız, kötü adam! Kısaca: Author. İsmim Author ama bu aslında dostlarımın bana taktığı bir mahlas. Gerçek ismimi unutalı çok zaman oldu. Teknik olarak, düzene, kurallara, yasaklara, beni şekle sokmaya çalışan herkese siktiri çeken bir orospu çocuğuyum.Ama hayatımın acı vermeyen güzel yanları da yok değil. Mesela güzel kadınlar. Gözlerimle incecik ayak bileklerinden, yumuşacık dudaklarına, büyülü gözlerine ulaşana dek önce çekici bedenleriyle aklımı başımdan alan, sonra sıcacık dokunuşlarıyla tenimden ruhuma akıp kalbimi çalan güzel kadınlar. Bir de okurlarım var. Her an her yerde karşıma çıkabiliyorlar. Kendilerine "Authorist" diyorlar. Bir üniversitede öğrenci, bir devlet dairesinde memur, uluslararası bir şirkette CEO, mahalledeki bankanızda veznedar, bindiğiniz vapurda kaptan, yemek yediğiniz restoranda aşçı, her sabah okuduğunuz gazetede editör ya da semtinizin karakolunda polis... Kendilerini cehaletle kavrulan, vahşetle kutsanan bu dünyanın içinde saklıyorlar; kimseye göstermeden ezberlere, düzene, akıl dışılığa vurup kaçıyorlar.Anlaşıldığı üzere, hayatım avare, götüm tayyare, dostlarım bir yerlere kısılıp kalmış biçare, kadınlarımınsa ruhu kevaşe... Kısaca söylemek gerekirse: Adım Author. Annenizin damat olarak istemeyeceği adamım.Author, Türk edebiyatının kural tanımaz serseri yazarı Cem Şancı’nın yarattığı kurgu bir karakter ancak on yıl içinde takipçilerini öylesine etkiledi ki, seveniyle, sevmeyeniyle onu internet üzerinden takip eden okurları Author’ın gerçek mi yoksa hayal ürünü mü olduğunu tartışır hale geldi. Author okurlarını daima gerçeğin ve hayalin birbirine karıştığı çarpıcı metinlerle etkilemeyi başardı.Author, her sabah iş yerlerinde veya evlerinde, kahve fincanını alıp onun öykülerini, yorumlarını okumak için bilgisayarının başına geçen okurlarına internet çağında edebiyatın nasıl da etkileşimli bir sanata dönüştüğünü gösterip takipçilerini güldürmeyi, heyecanlandırmayı, sinirlendirmeyi, düşündürmeyi, duygulandırmayı başaran on binlerce metin üretti ve internette on yıl boyunca süren bu macera boyunca her gün on binlerce insanın okuduğu bir fenomen haline geldi. Author’ın savunduğu değerler, medyanın ve sistem lortlarının bize yasakladığı her şeyi içeriyor. Bu nedenle onun adını medyada duyamazsınız. Onu televizyonlarda göremezsiniz. Ama Author, artık internette şekillenen yer altı edebiyatında, kulaktan kulağa yayılan öyküleriyle okurlarının kalbinde yaşamaya devam ediyor. Ve 12 Dilber’de Author, internet cemaatlerinin, sosyal ağların, medyanın, siyasetin birbirine geçmiş ve gizli kalmış çirkin yüzünü okuruna anlatırken, akıllara durgunluk veren olağanüstü bir kurguyla kara mizaha ve anti-kahramanlığa heyecan verici yeni bir tat kazandırıyor.
Zihnimde bir yara var. Canımı yakan, durmadan kanayan, kapanacağı yerde devamlı yayılan, büyüyen, kocaman bir yara...Ne zaman mantıksız, akıl dışı, ezbere, aptalca bir söz duysam; ne zaman insan kılığına bürünmüş ilkel maymunların cehalete bulanmış pis hesaplarının peşinde koştuğunu görsem üstüne tuz basılmış gibi sızlayan bir yara...O yaradan tüm ruhuma sivri, paslı, soğuk bir bıçak ucuymuş gibi acılar saplandıkça göğsümden nefesim çekiliyor; bedenimi saran bütün kaslarım geriliyor; soğuk çarpmış gibi üşüyen yüzüme bir ekşime oturuyor ve belli belirsiz aralanan dudaklarımdan yine bir mırıldanma dökülüyor: "Vay amına koyim!"İşte ben buyum: Küfürbaz, terbiyesiz, ahlaksız, kötü adam! Kısaca: Author. İsmim Author ama bu aslında dostlarımın bana taktığı bir mahlas. Gerçek ismimi unutalı çok zaman oldu. Teknik olarak, düzene, kurallara, yasaklara, beni şekle sokmaya çalışan herkese siktiri çeken bir orospu çocuğuyum.Ama hayatımın acı vermeyen güzel yanları da yok değil. Mesela güzel kadınlar. Gözlerimle incecik ayak bileklerinden, yumuşacık dudaklarına, büyülü gözlerine ulaşana dek önce çekici bedenleriyle aklımı başımdan alan, sonra sıcacık dokunuşlarıyla tenimden ruhuma akıp kalbimi çalan güzel kadınlar. Bir de okurlarım var. Her an her yerde karşıma çıkabiliyorlar. Kendilerine "Authorist" diyorlar. Bir üniversitede öğrenci, bir devlet dairesinde memur, uluslararası bir şirkette CEO, mahalledeki bankanızda veznedar, bindiğiniz vapurda kaptan, yemek yediğiniz restoranda aşçı, her sabah okuduğunuz gazetede editör ya da semtinizin karakolunda polis... Kendilerini cehaletle kavrulan, vahşetle kutsanan bu dünyanın içinde saklıyorlar; kimseye göstermeden ezberlere, düzene, akıl dışılığa vurup kaçıyorlar.Anlaşıldığı üzere, hayatım avare, götüm tayyare, dostlarım bir yerlere kısılıp kalmış biçare, kadınlarımınsa ruhu kevaşe... Kısaca söylemek gerekirse: Adım Author. Annenizin damat olarak istemeyeceği adamım.Author, Türk edebiyatının kural tanımaz serseri yazarı Cem Şancı’nın yarattığı kurgu bir karakter ancak on yıl içinde takipçilerini öylesine etkiledi ki, seveniyle, sevmeyeniyle onu internet üzerinden takip eden okurları Author’ın gerçek mi yoksa hayal ürünü mü olduğunu tartışır hale geldi. Author okurlarını daima gerçeğin ve hayalin birbirine karıştığı çarpıcı metinlerle etkilemeyi başardı.Author, her sabah iş yerlerinde veya evlerinde, kahve fincanını alıp onun öykülerini, yorumlarını okumak için bilgisayarının başına geçen okurlarına internet çağında edebiyatın nasıl da etkileşimli bir sanata dönüştüğünü gösterip takipçilerini güldürmeyi, heyecanlandırmayı, sinirlendirmeyi, düşündürmeyi, duygulandırmayı başaran on binlerce metin üretti ve internette on yıl boyunca süren bu macera boyunca her gün on binlerce insanın okuduğu bir fenomen haline geldi. Author’ın savunduğu değerler, medyanın ve sistem lortlarının bize yasakladığı her şeyi içeriyor. Bu nedenle onun adını medyada duyamazsınız. Onu televizyonlarda göremezsiniz. Ama Author, artık internette şekillenen yer altı edebiyatında, kulaktan kulağa yayılan öyküleriyle okurlarının kalbinde yaşamaya devam ediyor. Ve 12 Dilber’de Author, internet cemaatlerinin, sosyal ağların, medyanın, siyasetin birbirine geçmiş ve gizli kalmış çirkin yüzünü okuruna anlatırken, akıllara durgunluk veren olağanüstü bir kurguyla kara mizaha ve anti-kahramanlığa heyecan verici yeni bir tat kazandırıyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 14,89 | 14,89 |