Macellan 1520'de gemileriyle Tierra del Fuego'nun kıvrımlı kanallarında yol alır, Atlantik'den Pasifik'e geçmeye çabalarken civarda yaşayan yerliler, ilk kez gördükleri devasa gemilerdeki insanları belki korkutmak, belki gönülden hoş geldiniz demek için tepelerde ateşler yaktı. Güney Amerika'nın bin parçalı güneyi, zaman içinde böyle aldı adını. Ateşler çoktan söndü o tepelerde. Ancak zorbalıklar, katliamlar ve el koymalar modern zamanlara kadar devam etti.
Francisco Coloane, toplu eserlerinin üçüncü cildini oluşturan öykü derlemesinde okurunu Ateş Toprakları'nın; dondurucu soğuğu, aşılmaz dağları, kıvrım kıvrım kanalları ve sonsuz düzlüklerine sinen hüznüne... o sonsuz geçmişten beri hiç değişmemiş gibi duran coğrafyaya hükmetmeye çabalayan insanların birbirinden karanlık ruhlarına inmeye davet ediyor.
Coloane; Jules Verne, Herman Melville, Jack London ve Joseph Conrad geleneğinin mirasçısı olarak günümüze büyük bir deniz feneri gibi kesintisiz ve cömertçe gönderiyor ışıklarını.
"Francisco Coloane'yi tam olarak kucaklayabilmek için bir nehir kadar uzun kolların olmalı... Ya da sakalları hafif hafif uçuşturan bir rüzgâr esintisi! Bunlardan hiç biri yoksa, onun karşısına oturun ve soracağınız sorunuzu zihninizde tekrar bir evirip çevirin. Ama eminim, sonuçta Francisco ile bir şişe şarap içmiş ve meseleyi mutlulukla başka bir tarihe ertelemiş olacaksınız." Pablo Neruda
Macellan 1520'de gemileriyle Tierra del Fuego'nun kıvrımlı kanallarında yol alır, Atlantik'den Pasifik'e geçmeye çabalarken civarda yaşayan yerliler, ilk kez gördükleri devasa gemilerdeki insanları belki korkutmak, belki gönülden hoş geldiniz demek için tepelerde ateşler yaktı. Güney Amerika'nın bin parçalı güneyi, zaman içinde böyle aldı adını. Ateşler çoktan söndü o tepelerde. Ancak zorbalıklar, katliamlar ve el koymalar modern zamanlara kadar devam etti.
Francisco Coloane, toplu eserlerinin üçüncü cildini oluşturan öykü derlemesinde okurunu Ateş Toprakları'nın; dondurucu soğuğu, aşılmaz dağları, kıvrım kıvrım kanalları ve sonsuz düzlüklerine sinen hüznüne... o sonsuz geçmişten beri hiç değişmemiş gibi duran coğrafyaya hükmetmeye çabalayan insanların birbirinden karanlık ruhlarına inmeye davet ediyor.
Coloane; Jules Verne, Herman Melville, Jack London ve Joseph Conrad geleneğinin mirasçısı olarak günümüze büyük bir deniz feneri gibi kesintisiz ve cömertçe gönderiyor ışıklarını.
"Francisco Coloane'yi tam olarak kucaklayabilmek için bir nehir kadar uzun kolların olmalı... Ya da sakalları hafif hafif uçuşturan bir rüzgâr esintisi! Bunlardan hiç biri yoksa, onun karşısına oturun ve soracağınız sorunuzu zihninizde tekrar bir evirip çevirin. Ama eminim, sonuçta Francisco ile bir şişe şarap içmiş ve meseleyi mutlulukla başka bir tarihe ertelemiş olacaksınız." Pablo Neruda