Efil Yayınevi, Ahmet Hamdi Başar’ın Atatürk’le Üç Ay ve 1930’dan Sonra Türkiye kitabını Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında yeniden okuyucuyla buluşturuyor. Ahmet Hamdi Başar, yeni Cumhuriyet’in neden Osmanlıcılıktan ayrılıp devrimlere yöneldiğini anlatıyor. Kitap, bugün de güncelliğini korumaya devam ediyor.
Bir medeniyete karışmanın iki şartı vardır: 1) Medeniyeti yalnız müesseseleriyle değil, daha önce hâkim fikriyle almak;
2) Zamanında karışmak.
Tanzimat Avrupa medeniyetine katılma hareketimizdir. Fakat o zamanlar medeniyetin hâkim fikrini almağa cesaret edemedik; sadece müesseselerini almağa çalıştık. Garp medeniyetinin hâkim fikri hürriyet ve demokrasi idi; bu, saltanatı, dini idareyi, devletin başında olan ve istihsal hayatının dışında yaşayan kapıkulu sınıfını yıkmak demekti. Tanzimat böyle bir şey yapamazdı. O, Avrupa’nın adetlerine, ilmine ve sanatına karşı bir hayranlık ifadesi olduğu kadar, Osmanlı saltanatını yaşatmak üzere mecburen başvurulmuş bir idarei maslahat tedbirinden ibaret kaldı. Eğer bundan bir buçuk asır evvel, Avrupa’da doğarak çiçeklerini vermiş olan, hürriyet rejimine o zaman karışsaydık ve daha o zaman Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak milli bir devlet kursaydık, Garbı hâkim ve üstün fikriyle almış ve zamanında medeniyete karışarak biz de bugün o medeniyetin içinde yaşayan bir millet olmuş olurduk.
Efil Yayınevi, Ahmet Hamdi Başar’ın Atatürk’le Üç Ay ve 1930’dan Sonra Türkiye kitabını Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında yeniden okuyucuyla buluşturuyor. Ahmet Hamdi Başar, yeni Cumhuriyet’in neden Osmanlıcılıktan ayrılıp devrimlere yöneldiğini anlatıyor. Kitap, bugün de güncelliğini korumaya devam ediyor.
Bir medeniyete karışmanın iki şartı vardır: 1) Medeniyeti yalnız müesseseleriyle değil, daha önce hâkim fikriyle almak;
2) Zamanında karışmak.
Tanzimat Avrupa medeniyetine katılma hareketimizdir. Fakat o zamanlar medeniyetin hâkim fikrini almağa cesaret edemedik; sadece müesseselerini almağa çalıştık. Garp medeniyetinin hâkim fikri hürriyet ve demokrasi idi; bu, saltanatı, dini idareyi, devletin başında olan ve istihsal hayatının dışında yaşayan kapıkulu sınıfını yıkmak demekti. Tanzimat böyle bir şey yapamazdı. O, Avrupa’nın adetlerine, ilmine ve sanatına karşı bir hayranlık ifadesi olduğu kadar, Osmanlı saltanatını yaşatmak üzere mecburen başvurulmuş bir idarei maslahat tedbirinden ibaret kaldı. Eğer bundan bir buçuk asır evvel, Avrupa’da doğarak çiçeklerini vermiş olan, hürriyet rejimine o zaman karışsaydık ve daha o zaman Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak milli bir devlet kursaydık, Garbı hâkim ve üstün fikriyle almış ve zamanında medeniyete karışarak biz de bugün o medeniyetin içinde yaşayan bir millet olmuş olurduk.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 227,50 | 227,50 |