Atan-a-mayanlar

Stok Kodu:
9786253936181
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
320
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%23 indirimli
220,00TL
169,40TL
9786253936181
806041
Atan-a-mayanlar
Atan-a-mayanlar
169.40

Türkiye'de kayırmacılık dolayımıyla şekillenen/işleyen toplumsal, siyasal, bürokratik mecrada kamusal kadrolar ve onların getirisi, tam anlamıyla bir "meta"ya dönüştürülmüştür, denebilir. Her ne kadar siyasi amaçlarla bu pozisyonların kullanımı önceden beri süregelen bir yöntem/işleyiş olsa da özellikle son yıllarda bu işleyiş o kadar billurlaşmıştır ki bu ilişkilerin gerçekleşebilmesi için yasal düzenlemeler yapılmasına varacak bir boyuta evirilmiştir. Siyasal kayırmacılığın uç bir boyutu olarak değerlendirilebilecek bu durum (radikal kayırmacılık), bir meta olarak kullanılan kadrolara talebin karşılanabilmesi için yeni kurumlar, kurullar, ünvanlar oluşturulması üzerinden de okunabilir. Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır. Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.

Türkiye'de kayırmacılık dolayımıyla şekillenen/işleyen toplumsal, siyasal, bürokratik mecrada kamusal kadrolar ve onların getirisi, tam anlamıyla bir "meta"ya dönüştürülmüştür, denebilir. Her ne kadar siyasi amaçlarla bu pozisyonların kullanımı önceden beri süregelen bir yöntem/işleyiş olsa da özellikle son yıllarda bu işleyiş o kadar billurlaşmıştır ki bu ilişkilerin gerçekleşebilmesi için yasal düzenlemeler yapılmasına varacak bir boyuta evirilmiştir. Siyasal kayırmacılığın uç bir boyutu olarak değerlendirilebilecek bu durum (radikal kayırmacılık), bir meta olarak kullanılan kadrolara talebin karşılanabilmesi için yeni kurumlar, kurullar, ünvanlar oluşturulması üzerinden de okunabilir. Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır. Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat