Mevlana’nın aşk aleminin sırlarını açığa çıkardığı şiirlerinden oluşan “AŞK YAĞMURU”, coşkun aşıkların sultanı, hakikatin cemali, kâmillerin velisi, Hakk’ı tanıma sırlarını tanımış ve aşk adımlarıyla maksut dersini varlık atölyesinde okumuş olan ma’na medeni, Mevlana Celaleddin Muhammed-i Belhî /Rumî nin serüvenidir.
Bu erdem ve has insanın hayatının yanı sıra edebi ve irfani kişiliği ve eserlerinden bahsedilmiş olan bu kitap, Fars Edebiyatının bu meşhur mutasavvıf ve yüce arif şairin Divan’ı, Mesnevi’si ve Rübaileri’nde Farsça olarak terennüm ettiği şiirlerinden seçkileri Türkçe tercümeleriyle birlikte içermektedir.
Mevlana ile tanışmış olan herkes günümüz dünyasında çok ihtiyaç duyulan hoşgörü ve sevgi ortamının gelişmesinde onun fikirlerinin ne kadar önemli bir rol oynayacağı kanaatine de sahip olacaktır.
Attar Nişaburi “Esrârnâme”adlı değeri eserini 13 yaşındaki Mevlana’ya hediye ederken şöyle dedi: “Bu delikanlının, tüm âlem âşıklarının gönlünü yakıp kavuracağı günün gelmesi yakındır.”
O gün yoldan gelmiş “Şems-i Tebrizi” adlı mecup bir rint dervişin etkileyici bakışlarının
cazibesinin, Mevlananın varIık kamışlığına alem ve alemdekileri aşk ve irfan coşkusuna götürecek kadar koca bir kıvılcım düşüreceği kimsenin aklından bile geçmezdi.
Haydi gel bilelim birbirimizin kıymetini
Bir gün nasılsa kaybedeceğiz çünkü birbirimizi
Ne çok cömert kerimler feda etmişler canlarını dost için
Bırak bu kadar çakallığı, bizler de insanız yani
Garezler mahveder dostlukları, sevgileri
Neden silmiyoruz ki gönlümüzden, garezleri
Benden ancak o zaman memnun kalırsın ki ölmüşüm
Neden bu kadar ölüye tapan canların düşmanıyız!
Şimdi farz et ki ölmüşüm, haydi gel barış benimle
Zaten teslim olmakta ölülerden pek farkımız yoktur bizim
Günün birinde mezarıma öpüşler bırakacağına
Yüzümü öp, biz oyuz karşında şimdi, kanlı canlı
Mevlana’nın aşk aleminin sırlarını açığa çıkardığı şiirlerinden oluşan “AŞK YAĞMURU”, coşkun aşıkların sultanı, hakikatin cemali, kâmillerin velisi, Hakk’ı tanıma sırlarını tanımış ve aşk adımlarıyla maksut dersini varlık atölyesinde okumuş olan ma’na medeni, Mevlana Celaleddin Muhammed-i Belhî /Rumî nin serüvenidir.
Bu erdem ve has insanın hayatının yanı sıra edebi ve irfani kişiliği ve eserlerinden bahsedilmiş olan bu kitap, Fars Edebiyatının bu meşhur mutasavvıf ve yüce arif şairin Divan’ı, Mesnevi’si ve Rübaileri’nde Farsça olarak terennüm ettiği şiirlerinden seçkileri Türkçe tercümeleriyle birlikte içermektedir.
Mevlana ile tanışmış olan herkes günümüz dünyasında çok ihtiyaç duyulan hoşgörü ve sevgi ortamının gelişmesinde onun fikirlerinin ne kadar önemli bir rol oynayacağı kanaatine de sahip olacaktır.
Attar Nişaburi “Esrârnâme”adlı değeri eserini 13 yaşındaki Mevlana’ya hediye ederken şöyle dedi: “Bu delikanlının, tüm âlem âşıklarının gönlünü yakıp kavuracağı günün gelmesi yakındır.”
O gün yoldan gelmiş “Şems-i Tebrizi” adlı mecup bir rint dervişin etkileyici bakışlarının
cazibesinin, Mevlananın varIık kamışlığına alem ve alemdekileri aşk ve irfan coşkusuna götürecek kadar koca bir kıvılcım düşüreceği kimsenin aklından bile geçmezdi.
Haydi gel bilelim birbirimizin kıymetini
Bir gün nasılsa kaybedeceğiz çünkü birbirimizi
Ne çok cömert kerimler feda etmişler canlarını dost için
Bırak bu kadar çakallığı, bizler de insanız yani
Garezler mahveder dostlukları, sevgileri
Neden silmiyoruz ki gönlümüzden, garezleri
Benden ancak o zaman memnun kalırsın ki ölmüşüm
Neden bu kadar ölüye tapan canların düşmanıyız!
Şimdi farz et ki ölmüşüm, haydi gel barış benimle
Zaten teslim olmakta ölülerden pek farkımız yoktur bizim
Günün birinde mezarıma öpüşler bırakacağına
Yüzümü öp, biz oyuz karşında şimdi, kanlı canlı
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 156,18 | 156,18 |