Âşıklar, içinde yetiştiği halkın arasında yaşamış, onlara tutunmuş, onların diliyle, sevgisiyle varlığını devam ettirmiştir. Halkın konuştuğu arı duru Türkçeyle söyledikleri şiirlerde yine halkı anlatmışlardır. Halkın gören gözü, gülen yüzü, konuşan dili olmuştur. Ellerinde saz, dillerinde sözle her daim halkın yanı başında durmuşlardır. Yüzyıllardır millî kültürün taşıyıcısı olmuşlar, geçmişle gelecek arasında köprü vazifesi görmüşlerdir. Türkçenin küçümsendiği, ötelendiği, fiiller dışında neredeyse Türkçe kelimelerin kullanılmadığı dönemlerde âşıklar, şiirlerinde kullandıkları günlük konuşma diliyle Türkçeyi yaşatmışlardır.
Ozan-baksı edebiyatının devamı olan âşıklık geleneği, gerek âşıkların yetişme tarzları gerek icra ortamlarında görüldüğü gibi bazı değişikliklere uğramakla birlikte varlığını günümüze kadar devam ettirebilmiştir. Türk’ün olduğu hemen her yerde âşığa, âşıklık geleneğine rastlamak mümkündür. Kurbanî, Karacaoğlan, Köroğlu, Tufarganlı Abbas, Emrah, Şenlik, Dadaloğlu, Mikayıl Azaflı, Veysel Şatıroğlu, Yaşar Reyhanî, Murat Çobanoğlu, Mahzunî Şerif gibi yüzlerce âşık yetiştiren bu gelenek, bu zengin mirastan beslenen yeni birçok âşığın yetişmesiyle varlığını şüphesiz devam ettirecektir.
Boratav (2019), gerek estetik bakımdan gerekse toplum sorunları ve konuları bakımından olsun bütün âşıkların ve onların ortaya koyduğu ürünlerin incelenmesi gerektiğini belirtir. Bu cümleden hareketle birçok âşığı bünyesinden çıkaran Erzurum âşıklık muhitinin bir temsilcisi olan Âşık Ahmet Sarıgül çalışmaya konu edilmiştir.
Çalışma, girişten sonra beş bölümden meydana gelmektedir. Giriş kısmında kısaca âşıklık geleneğine değinilmiş, Sarıgül’ün gelenek içindeki yerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Birinci bölümde âşığın hayatı ve yakın çevresi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümdeki bilgilerin tamamı âşıkla yapılan görüşmelerden aktarılmış, şiirlerinden örneklerle desteklenmiştir. İkinci bölümde âşığın şiirini ve sanatını oluşturan değerler üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde âşığın şiirlerinin muhtevası ve ele aldığı konular işlenmiştir. Dördüncü bölümde şiirlerinin kuruluş, şekil ve sanatkârlık özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde ise âşığın hece sayılarına göre tasnif edilen şiirlerine yer verilmiştir.
Çalışmanın amacı Âşık Ahmet Sarıgül’ün şiirlerinden hareketle sanatkârlık gücünü ortaya koyarak âşıklık geleneği içindeki yerini tespit etmek, onu bu geleneği devam ettirenlere tanıtmak ve Türk edebiyatındaki yerini almasını sağlamaktır.
Şiir arşivinin uğradığı talihsizlikten dolayı kitaba alınan şiirlerin haricinde âşığın onlarca şiiri kitaba dâhil edilememiştir. Bunu da not etmekte fayda görmekteyiz.
Âşıklar, içinde yetiştiği halkın arasında yaşamış, onlara tutunmuş, onların diliyle, sevgisiyle varlığını devam ettirmiştir. Halkın konuştuğu arı duru Türkçeyle söyledikleri şiirlerde yine halkı anlatmışlardır. Halkın gören gözü, gülen yüzü, konuşan dili olmuştur. Ellerinde saz, dillerinde sözle her daim halkın yanı başında durmuşlardır. Yüzyıllardır millî kültürün taşıyıcısı olmuşlar, geçmişle gelecek arasında köprü vazifesi görmüşlerdir. Türkçenin küçümsendiği, ötelendiği, fiiller dışında neredeyse Türkçe kelimelerin kullanılmadığı dönemlerde âşıklar, şiirlerinde kullandıkları günlük konuşma diliyle Türkçeyi yaşatmışlardır.
Ozan-baksı edebiyatının devamı olan âşıklık geleneği, gerek âşıkların yetişme tarzları gerek icra ortamlarında görüldüğü gibi bazı değişikliklere uğramakla birlikte varlığını günümüze kadar devam ettirebilmiştir. Türk’ün olduğu hemen her yerde âşığa, âşıklık geleneğine rastlamak mümkündür. Kurbanî, Karacaoğlan, Köroğlu, Tufarganlı Abbas, Emrah, Şenlik, Dadaloğlu, Mikayıl Azaflı, Veysel Şatıroğlu, Yaşar Reyhanî, Murat Çobanoğlu, Mahzunî Şerif gibi yüzlerce âşık yetiştiren bu gelenek, bu zengin mirastan beslenen yeni birçok âşığın yetişmesiyle varlığını şüphesiz devam ettirecektir.
Boratav (2019), gerek estetik bakımdan gerekse toplum sorunları ve konuları bakımından olsun bütün âşıkların ve onların ortaya koyduğu ürünlerin incelenmesi gerektiğini belirtir. Bu cümleden hareketle birçok âşığı bünyesinden çıkaran Erzurum âşıklık muhitinin bir temsilcisi olan Âşık Ahmet Sarıgül çalışmaya konu edilmiştir.
Çalışma, girişten sonra beş bölümden meydana gelmektedir. Giriş kısmında kısaca âşıklık geleneğine değinilmiş, Sarıgül’ün gelenek içindeki yerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Birinci bölümde âşığın hayatı ve yakın çevresi hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümdeki bilgilerin tamamı âşıkla yapılan görüşmelerden aktarılmış, şiirlerinden örneklerle desteklenmiştir. İkinci bölümde âşığın şiirini ve sanatını oluşturan değerler üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde âşığın şiirlerinin muhtevası ve ele aldığı konular işlenmiştir. Dördüncü bölümde şiirlerinin kuruluş, şekil ve sanatkârlık özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Beşinci bölümde ise âşığın hece sayılarına göre tasnif edilen şiirlerine yer verilmiştir.
Çalışmanın amacı Âşık Ahmet Sarıgül’ün şiirlerinden hareketle sanatkârlık gücünü ortaya koyarak âşıklık geleneği içindeki yerini tespit etmek, onu bu geleneği devam ettirenlere tanıtmak ve Türk edebiyatındaki yerini almasını sağlamaktır.
Şiir arşivinin uğradığı talihsizlikten dolayı kitaba alınan şiirlerin haricinde âşığın onlarca şiiri kitaba dâhil edilememiştir. Bunu da not etmekte fayda görmekteyiz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 179,40 | 179,40 |