Analoji tartışması, Platon ve Aristoteles'in argümanlarında sıklıkla önemli rol oynamaktadır. Ve dahi bu argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır. Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı, Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının önünü açacaktır.
Analoji tartışması, Platon ve Aristoteles'in argümanlarında sıklıkla önemli rol oynamaktadır. Ve dahi bu argüman türü Sokrates'e kadar uzanmaktadır. Fakat gerçek bir çıkarım olarak görülmemesi, olası sonucu salık vermesi ya da benzer vakalar arasında yetersiz sayıda benzer özelliğe dayanması sebebiyle, analojik akıl yürütme üzerinde kayda değer çok az çalışma yapılmıştır. Oysa analojinin, ortak bir niteliği paylaşan türlerin bir cins altında birleşmesi olarak, bir türden başka bir türe çıkarım olarak anlaşılan ve bu türde geçerli olan üçüncü bir alternatifi mevcuttur. Bu alternatifle analoji, geçerli bir tümdengelimsel yapı olarak yorumlanmaktadır. Bu yapının Aristoteles'in örnek (paradeigma) argüman tartışmasında bulunmaktadır. Ayrıca Aristoteles'in; sayı, tür, cins ve analoji şeklinde gerçekleşen dört bölmeli özdeşlik tartışmasında da bulunabileceği ileri sürülmektedir. Ve aslında geçerli bir analojik akıl yürütmenin, cins özdeşliğine dayandığı iddia edilmektedir. Analojinin tümevarımsal yapısı ise Platon'da bulunmaktadır; fakat bu yapı, Platon tarafından çok fazla geliştirilmemiştir. Onun düşüncelerinde, analojik yapıyı ziyadesiyle görmek mümkün ise de, mantıksal ya da akıl yürütmesel biçimde bariz kılınmamıştır. Aristoteles'te ortaya konan kanıtın,"en genel düzeyde olması gerektiği" ilkesini ya da analojinin tümdengelimsel yapısını, Platon'un tümevarımsal yapısı daha da haklılaştırmaktadır. Nihayetinde bu yapı, az da olsa bazı tartışmalı durumlarda ve karmaşıklığın giderilmesinde kullanılmaktadır ve umut ediyorum ki burada önerilen analojik biçim, bundan sonraki süreçte çeşitli olaylara uygulanabilir olacak ve bunların daha iyi anlaşılmasının önünü açacaktır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 97,50 | 97,50 |