Hiç karşılaşmadığın birini nasıl tanıyor olabilirsin?
Joyce Conway, hatırlaması imkânsız olan pek çok şeyi hatırlıyor. Asla gitmediği Paris'in sokaklarını biliyor ya da hiç öğrenmediği bir dilde konuşuyor. Her gece sarı saçlı küçük bir kızı rüyasında görüyor. Ve hayatı, esrarengiz bir adamla tanışınca tamamen değişiyor.
Justin Hitchcock boşanmış, yalnız ve huzursuz bir adam. Sanat üzerine bir ders vermek üzere Dublin'e geliyor ve onu kan vermeye ikna eden çekici bir doktorla tanışıyor. Bu, uzun zamandır yüreğinden gelerek verdiği ilk şey.
Joyce korkunç bir kazanın ardından, yaşamı ve evliliği paramparça olmuş bir şekilde hastaneden çıktığında, yeniden yaşlı babasının yanına taşınıyor. Bu arada çok garip bir déjà vu hissi onu bunaltıyor ve bunun neden olduğunu bir türlü anlayamıyor...
"Olağanüstü... Yürek burkan ve aynı zamanda neşelendiren bir roman."
(Tanıtım Bülteninden)
Hiç karşılaşmadığın birini nasıl tanıyor olabilirsin?
Joyce Conway, hatırlaması imkânsız olan pek çok şeyi hatırlıyor. Asla gitmediği Paris'in sokaklarını biliyor ya da hiç öğrenmediği bir dilde konuşuyor. Her gece sarı saçlı küçük bir kızı rüyasında görüyor. Ve hayatı, esrarengiz bir adamla tanışınca tamamen değişiyor.
Justin Hitchcock boşanmış, yalnız ve huzursuz bir adam. Sanat üzerine bir ders vermek üzere Dublin'e geliyor ve onu kan vermeye ikna eden çekici bir doktorla tanışıyor. Bu, uzun zamandır yüreğinden gelerek verdiği ilk şey.
Joyce korkunç bir kazanın ardından, yaşamı ve evliliği paramparça olmuş bir şekilde hastaneden çıktığında, yeniden yaşlı babasının yanına taşınıyor. Bu arada çok garip bir déjà vu hissi onu bunaltıyor ve bunun neden olduğunu bir türlü anlayamıyor...
"Olağanüstü... Yürek burkan ve aynı zamanda neşelendiren bir roman."
(Tanıtım Bülteninden)