Âmâk-ı Hayâl ("Hayâlin Derinlikleri"), Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi tarafından 1910'da yazılmış bir eserdir.
Romanın çerçeve hikâyesi, başkahraman olan Râci'nin hayata dair sorularını cevaplamak istemesini anlatır. Bu soruların çoğu ontolojik sorulardır. Her ne kadar birçok farklı bilim, felsefe ve inanç ile sorularına cevap aramışsa da bu kültürlü genç bir türlü tatmin olamaz. Bu ruh haliyle bir gün mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba'dan çok etkilenir. Aynalı Baba ile düzenli olarak buluşurlar ve her buluşmalarında kahve yapıp içtikten sonra, Aynalı Baba ney üflemeye başlar. Bu ney sesiyle Râci dalar ve hayaller görmeye başlar. Her hayalde çok farklı bir dünya ve durumda bulur kendini.........
Âmâk-ı Hayâl ("Hayâlin Derinlikleri"), Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi tarafından 1910'da yazılmış bir eserdir.
Romanın çerçeve hikâyesi, başkahraman olan Râci'nin hayata dair sorularını cevaplamak istemesini anlatır. Bu soruların çoğu ontolojik sorulardır. Her ne kadar birçok farklı bilim, felsefe ve inanç ile sorularına cevap aramışsa da bu kültürlü genç bir türlü tatmin olamaz. Bu ruh haliyle bir gün mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba'dan çok etkilenir. Aynalı Baba ile düzenli olarak buluşurlar ve her buluşmalarında kahve yapıp içtikten sonra, Aynalı Baba ney üflemeye başlar. Bu ney sesiyle Râci dalar ve hayaller görmeye başlar. Her hayalde çok farklı bir dünya ve durumda bulur kendini.........