9786054322602
821375
https://www.kitapambari.com/amak-i-hayal-24
A'mak-ı Hayal
113.15
A'mâk-ı Hayâl, roman tekniği ile geleneksel anlatı geleneğini birleştiren bir yapıttır. Bu yüzden, öğreticilik amacı güttüğü söylenebilirse de, tezli bir roman olma savı taşımaz. Kalkış noktası, hep vurgulandığı gibi salt İslâm tasavvufu değildir. Ahmed Hilmi'nin tasavvufta içselleştirilmiş ortak Doğu bilgeliğine yaslandığını söylemek daha doğrudur.
Bir sanat yapıtının ille de yaşamı, yaşamın gerçeklerini yansıtması gerektiği söylenemez. Bununla birlikte A'mâk-ı Hayâl'in yaşamdan ve gerçeklerinden tümüyle kopuk olduğu da öne sürülemez. Eserin giriş, Manisa Akıl Hastanesi ve Aynalı'nın Sonsuzluk Yurduna Göçüşü bölümleri, son derece gerçekçi bir yaklaşımı yansıtır. Özellikle son bölüm, ruhsal deneyimlerle, düşsel gezilerle ulaşılan gerçekliklerin yaşamdaki karşılığını araştırması bakımından ilginç ve önemlidir. Bu bölümlerde yalnız kişiler değil, önemini bugün bile koruyan hastanelerin durumu, hafızlık ve halkın Kur'an konusundaki bilgisizliği gibi sosyal sorunlar, son derece gerçekçi biçimde ortaya serilir.
N. Ahmet Özalp
Bir sanat yapıtının ille de yaşamı, yaşamın gerçeklerini yansıtması gerektiği söylenemez. Bununla birlikte A'mâk-ı Hayâl'in yaşamdan ve gerçeklerinden tümüyle kopuk olduğu da öne sürülemez. Eserin giriş, Manisa Akıl Hastanesi ve Aynalı'nın Sonsuzluk Yurduna Göçüşü bölümleri, son derece gerçekçi bir yaklaşımı yansıtır. Özellikle son bölüm, ruhsal deneyimlerle, düşsel gezilerle ulaşılan gerçekliklerin yaşamdaki karşılığını araştırması bakımından ilginç ve önemlidir. Bu bölümlerde yalnız kişiler değil, önemini bugün bile koruyan hastanelerin durumu, hafızlık ve halkın Kur'an konusundaki bilgisizliği gibi sosyal sorunlar, son derece gerçekçi biçimde ortaya serilir.
N. Ahmet Özalp
A'mâk-ı Hayâl, roman tekniği ile geleneksel anlatı geleneğini birleştiren bir yapıttır. Bu yüzden, öğreticilik amacı güttüğü söylenebilirse de, tezli bir roman olma savı taşımaz. Kalkış noktası, hep vurgulandığı gibi salt İslâm tasavvufu değildir. Ahmed Hilmi'nin tasavvufta içselleştirilmiş ortak Doğu bilgeliğine yaslandığını söylemek daha doğrudur.
Bir sanat yapıtının ille de yaşamı, yaşamın gerçeklerini yansıtması gerektiği söylenemez. Bununla birlikte A'mâk-ı Hayâl'in yaşamdan ve gerçeklerinden tümüyle kopuk olduğu da öne sürülemez. Eserin giriş, Manisa Akıl Hastanesi ve Aynalı'nın Sonsuzluk Yurduna Göçüşü bölümleri, son derece gerçekçi bir yaklaşımı yansıtır. Özellikle son bölüm, ruhsal deneyimlerle, düşsel gezilerle ulaşılan gerçekliklerin yaşamdaki karşılığını araştırması bakımından ilginç ve önemlidir. Bu bölümlerde yalnız kişiler değil, önemini bugün bile koruyan hastanelerin durumu, hafızlık ve halkın Kur'an konusundaki bilgisizliği gibi sosyal sorunlar, son derece gerçekçi biçimde ortaya serilir.
N. Ahmet Özalp
Bir sanat yapıtının ille de yaşamı, yaşamın gerçeklerini yansıtması gerektiği söylenemez. Bununla birlikte A'mâk-ı Hayâl'in yaşamdan ve gerçeklerinden tümüyle kopuk olduğu da öne sürülemez. Eserin giriş, Manisa Akıl Hastanesi ve Aynalı'nın Sonsuzluk Yurduna Göçüşü bölümleri, son derece gerçekçi bir yaklaşımı yansıtır. Özellikle son bölüm, ruhsal deneyimlerle, düşsel gezilerle ulaşılan gerçekliklerin yaşamdaki karşılığını araştırması bakımından ilginç ve önemlidir. Bu bölümlerde yalnız kişiler değil, önemini bugün bile koruyan hastanelerin durumu, hafızlık ve halkın Kur'an konusundaki bilgisizliği gibi sosyal sorunlar, son derece gerçekçi biçimde ortaya serilir.
N. Ahmet Özalp
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.