Kıymetli okuyucularımız,
Elinizdeki eser, mânevî terbiye yollarından Nakşibendî terbiye okulunun büyüklerinden bir silsileyi tanıtmaktadır.
Mânevî terbiyede silsile, insanın terbiyedeki nesebidir. Bu mânevî nesep ve ruhî bağ Hz. Muhammed Efendimiz’e (s.a.v) kadar ulaşır. Bu bağ insanı sonuçta yüce Allah’a götürür.
Her Hak yolcusu, mânevî nesebini tanımalıdır. Kimin yolunda, kimin peşinde ve meşrebinde olduğunu bilmelidir. Önceki büyüklerin ahlâkları, yaşantıları, Hak yolunda çektikleri çile ve yaptıkları hizmetler bilinmelidir.
İnsan, Hak yolunda tâbi olduğu rehberleri, âlimleri, mürşidleri ve dostlarını ne kadar tanırsa, o kadar kendilerini örnek alır, kalbi kuvvetlenir, yola aşkla yönelir, sabreder, çileye razı olur, rehberine vefa gösterir, sonunda safayı bulur.
Nesebini, baba ve dedelerini tanımayan evlât, hayırlı bir vâris olamaz, onlara vefa gösteremez, kendilerinden istifade edemez.
İşte elinizdeki eser, bir mânevî silsileyi oluşturan büyük velîlerin hayatlarından, yüksek ahlâklarından ve dünya çapındaki hizmetlerinden özetle bahsetmektedir.
Bu eser iki çalışmadan meydana gelmiştir. Birincisi tercüme, ikincisi teliftir.
Tercümeye esas alınan eserin müellifi Necmeddin b. Muhammed Emin Kürdî-i Nakşibendî’dir (k.s). Bu zat, Hulâsatü’l-Mevâhibü’s-Sermediyye fî Menâkıbi’n-Nakşibendiyye (Nakşibendî Meşrebindeki Sâdâtın Hayatlarındaki Sonsuz Nimetler) adlı eserin sahibidir.
Eser, yolun büyüklerini anlatmak için kendinden önce yazılmış ve Mevlânâ Şeyh Muhammed Emin Erbîlî’ye ait olan Mevâhibü’s-Sermediyye fî Menâkıbi’n-Nakşibendiyye adlı eserin kısaltılmış şeklidir.
Müellif, eseri özetlerken bazı yeni eklemeler de yapmış ve bu haliyle 1 Receb 1329 (28 Haziran 1911) tarihinde basılmıştır.
Kıymetli İbrahim Tozlu hocamız, bu eseri esas alarak, tercüme etmenin yanında bazı yeni ve güzel eklemeler yapmıştır.
Eserin tarih itibariyle işlemediği Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halifelerinden Seyyid Tâhâ Hakkârî hazretlerinin irşad silsilesi ayrıca incelenerek 1993 yılına kadar gelen Hâlidiyye kolundaki büyükler tanıtılmıştır.
Bu haliyle çalışma yeni bir boyut ve ayrı bir hüviyet kazanıp alanında örnek olma özelliğine sahiptir.
Eserdeki akıcı anlatım, okuyucuyu konuya bağlamakta ve anlatılanların kolayca anlaşılmasını sağlamaktadır.
Hazırlayan tarafından esere eklenen ara başlıklarla konular uzun ve sıkıcı olmaktan kurtarılmıştır.
Eser, okuyucu açısından gerekli olan bazı takdim ve tehirlerle son haline getirilmiş ve böylece bütün Hak yolcularının güvenle istifade edeceği bir kaynak özelliği kazanmıştır.
Eser, yayınevimizin ilgili heyetleri tarafından incelenerek tashih edilmiş ve gerekli müdahaleler yapılmıştır.
Altın Silsile (Sâdât-ı Kirâm) adıyla okuyucuya sunduğumuz bu eserin bütün Hak yolcularına bir rehber ve rahmet olması dileğimizdir.
Hamdolsun âlemlerin rabbi yüce Allah’a.
Kıymetli okuyucularımız,
Elinizdeki eser, mânevî terbiye yollarından Nakşibendî terbiye okulunun büyüklerinden bir silsileyi tanıtmaktadır.
Mânevî terbiyede silsile, insanın terbiyedeki nesebidir. Bu mânevî nesep ve ruhî bağ Hz. Muhammed Efendimiz’e (s.a.v) kadar ulaşır. Bu bağ insanı sonuçta yüce Allah’a götürür.
Her Hak yolcusu, mânevî nesebini tanımalıdır. Kimin yolunda, kimin peşinde ve meşrebinde olduğunu bilmelidir. Önceki büyüklerin ahlâkları, yaşantıları, Hak yolunda çektikleri çile ve yaptıkları hizmetler bilinmelidir.
İnsan, Hak yolunda tâbi olduğu rehberleri, âlimleri, mürşidleri ve dostlarını ne kadar tanırsa, o kadar kendilerini örnek alır, kalbi kuvvetlenir, yola aşkla yönelir, sabreder, çileye razı olur, rehberine vefa gösterir, sonunda safayı bulur.
Nesebini, baba ve dedelerini tanımayan evlât, hayırlı bir vâris olamaz, onlara vefa gösteremez, kendilerinden istifade edemez.
İşte elinizdeki eser, bir mânevî silsileyi oluşturan büyük velîlerin hayatlarından, yüksek ahlâklarından ve dünya çapındaki hizmetlerinden özetle bahsetmektedir.
Bu eser iki çalışmadan meydana gelmiştir. Birincisi tercüme, ikincisi teliftir.
Tercümeye esas alınan eserin müellifi Necmeddin b. Muhammed Emin Kürdî-i Nakşibendî’dir (k.s). Bu zat, Hulâsatü’l-Mevâhibü’s-Sermediyye fî Menâkıbi’n-Nakşibendiyye (Nakşibendî Meşrebindeki Sâdâtın Hayatlarındaki Sonsuz Nimetler) adlı eserin sahibidir.
Eser, yolun büyüklerini anlatmak için kendinden önce yazılmış ve Mevlânâ Şeyh Muhammed Emin Erbîlî’ye ait olan Mevâhibü’s-Sermediyye fî Menâkıbi’n-Nakşibendiyye adlı eserin kısaltılmış şeklidir.
Müellif, eseri özetlerken bazı yeni eklemeler de yapmış ve bu haliyle 1 Receb 1329 (28 Haziran 1911) tarihinde basılmıştır.
Kıymetli İbrahim Tozlu hocamız, bu eseri esas alarak, tercüme etmenin yanında bazı yeni ve güzel eklemeler yapmıştır.
Eserin tarih itibariyle işlemediği Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halifelerinden Seyyid Tâhâ Hakkârî hazretlerinin irşad silsilesi ayrıca incelenerek 1993 yılına kadar gelen Hâlidiyye kolundaki büyükler tanıtılmıştır.
Bu haliyle çalışma yeni bir boyut ve ayrı bir hüviyet kazanıp alanında örnek olma özelliğine sahiptir.
Eserdeki akıcı anlatım, okuyucuyu konuya bağlamakta ve anlatılanların kolayca anlaşılmasını sağlamaktadır.
Hazırlayan tarafından esere eklenen ara başlıklarla konular uzun ve sıkıcı olmaktan kurtarılmıştır.
Eser, okuyucu açısından gerekli olan bazı takdim ve tehirlerle son haline getirilmiş ve böylece bütün Hak yolcularının güvenle istifade edeceği bir kaynak özelliği kazanmıştır.
Eser, yayınevimizin ilgili heyetleri tarafından incelenerek tashih edilmiş ve gerekli müdahaleler yapılmıştır.
Altın Silsile (Sâdât-ı Kirâm) adıyla okuyucuya sunduğumuz bu eserin bütün Hak yolcularına bir rehber ve rahmet olması dileğimizdir.
Hamdolsun âlemlerin rabbi yüce Allah’a.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 278,80 | 278,80 |