"Işığım yok benim ve pencerem, duvarlarımı yıktım, özgür bir ölüye dönmeden"
Bir piyon devleti uğruna neleri feda eder? Peki ya bir gazeteci, özel haber için neleri göze alır?
Eylem Tok, toplumsal gerçekçi yeni romanıyla karşımızda. İnsanın hissettiği acıları okura aracısız aktarmadaki ustalığıyla tanınan Tok bu kez kalemiyle, unutulmuş semtlerin üstü çizilmiş gençlerini konuşturuyor. Hırpalanmış, hor görülmüş, kökünden koparılmış insanların “yırtmak” için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor.
Gündemin sürekli değiştiği ve dudak uçuklatan türden haberleri dahi kanıksar hale gelen Türkiye, yine benzeri ancak filmlerde gerçekleşebilecek bir kurguyla koltuklarına kilitlenecek.
Yoksunluğun ve değersizliğin kol gezdiği İstanbul'un “en tehlikeli” mahallesi... Suç, şiddet ve uyuşturucu girdabının ortasında çocukluk arkadaşı üç bitirim delikanlı... Peşpeşe işlenen ve devletin parmağı olduğundan şüphelenilen 9 seri cinayet... Akıllara durgunluk veren bir olay örgüsü... Ve çaresizlik örgüsünün ölüm sessizliğiyle atılan ilmekleri: Gizli servisin maşa tetikçileri, ideolojik piyonlar, inancını kaybeden dindarlar, sansasyon peşinde koşan gazeteciler, ezildikçe erkekleşen erkekler...
Babadağlı Yusuf, Deli Hamza ve Taykurt... Vücutlarını birbirine siper edebilecek kadar harbi bu üç canciğer makûs yazgılarını değiştirmek istediler! Ama bilmiyorlardı ki kader cilvelidir. Bazen ağlarını öyle örer ki, birbiri için ölebilecek insanlar birbirlerini öldürebilirler.
Herkes kendini sorgulayacak ve doğruyu bulma uğraşına girecek, lakin doğru tektir, o da gerçektir!
Kendinizle yüzleşme zamanı!
"Işığım yok benim ve pencerem, duvarlarımı yıktım, özgür bir ölüye dönmeden"
Bir piyon devleti uğruna neleri feda eder? Peki ya bir gazeteci, özel haber için neleri göze alır?
Eylem Tok, toplumsal gerçekçi yeni romanıyla karşımızda. İnsanın hissettiği acıları okura aracısız aktarmadaki ustalığıyla tanınan Tok bu kez kalemiyle, unutulmuş semtlerin üstü çizilmiş gençlerini konuşturuyor. Hırpalanmış, hor görülmüş, kökünden koparılmış insanların “yırtmak” için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor.
Gündemin sürekli değiştiği ve dudak uçuklatan türden haberleri dahi kanıksar hale gelen Türkiye, yine benzeri ancak filmlerde gerçekleşebilecek bir kurguyla koltuklarına kilitlenecek.
Yoksunluğun ve değersizliğin kol gezdiği İstanbul'un “en tehlikeli” mahallesi... Suç, şiddet ve uyuşturucu girdabının ortasında çocukluk arkadaşı üç bitirim delikanlı... Peşpeşe işlenen ve devletin parmağı olduğundan şüphelenilen 9 seri cinayet... Akıllara durgunluk veren bir olay örgüsü... Ve çaresizlik örgüsünün ölüm sessizliğiyle atılan ilmekleri: Gizli servisin maşa tetikçileri, ideolojik piyonlar, inancını kaybeden dindarlar, sansasyon peşinde koşan gazeteciler, ezildikçe erkekleşen erkekler...
Babadağlı Yusuf, Deli Hamza ve Taykurt... Vücutlarını birbirine siper edebilecek kadar harbi bu üç canciğer makûs yazgılarını değiştirmek istediler! Ama bilmiyorlardı ki kader cilvelidir. Bazen ağlarını öyle örer ki, birbiri için ölebilecek insanlar birbirlerini öldürebilirler.
Herkes kendini sorgulayacak ve doğruyu bulma uğraşına girecek, lakin doğru tektir, o da gerçektir!
Kendinizle yüzleşme zamanı!