04 Ekim 1927 yılında yürürlüğe giren 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, İsviçre’nin Neuchatel Kantonuna ait 1925 tarihli Medeni Usul Kanunundan tercüme edilerek alınmıştır. Ancak, Neuchatel Medeni Usul Kanununun tercüme edilerek hukukumuza alınması sırasında, bazı bölümler için Fransız ve Alman hukukundan da yararlanılmıştır.
1086 sayılı Kanun, yürürlüğe girmesinden bugüne kadar yaklaşık otuz kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin tümünde, geciken yargının hızlanması, daha basit ve daha ucuz bir yargının sağlanması amaçlanmıştır. Ancak, bu değişiklikler genellikle, uygulamada görülen aksaklıkların ve şikayet edilen hususların giderilmesine yönelik belirli maddelerin veya belirli kurumların değiştirilmesi biçiminde yapılmıştır.
Şimdiye kadar 1946, 1952, 1955, 1967, 1974, 1993 yılında hazırlanan tasarılar kanunlaşmamıştır.
Son yıllarda temel kanunlar tüm olarak gözden geçirilerek, yeni tasarılar hazırlanması yoluna gidilmiş ve bunun sonunda hazırlanan Türk Medeni Kanunu Tasarısı, 08. 12. 2001 tarihinde kabul edilerek, 01. 01. 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kanunun maddelerinde zaman içinde yapılan değişiklikler ve bazı maddelerin kanundan çıkarılmasından sonra boşluklar oluşmuş, bazı yeni ilke ve kurumlar 1086 sayılı Kanunda yer almamıştır. Bu gelişmeler, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine yeni bir tasarı hazırlanması gerektirmiştir.
1927 yılında yürürlüğe giren 1086 sayılı Kanunun dili oldukça eskimiş ve genç hukukçular tarafından anlaşılması zorlaşmıştır.
Yeni bir kanun hazırlanmasının nedenlerinden birisi de, ülkemizdeki adil yargılanma hakkının sağlanabilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile taahhüt edilen adil yargılanma hakkının sağlanabilmesi için, usul kanunlarındaki hükümler uygun hale getirilmelidir.
1086 sayılı Kanunun temel felsefesi korunup, mevcut hükümleri değerlendirilerek tasarı hazırlanmıştır. Zira 1086 sayılı Kanunun kabulünden bugüne kadar yaklaşık 80 yıllık bir yargılama hukuku tecrübesi ve kültürü oluşmuştur. Bu süre içinde, doktrinde bir çok kitap, tez ve makaleler yazılmış, farklı görüşler tartışılmış, yargı kararlarıyla ortaya çıkan ciddi bir içtihat birikimi ortaya çıkmıştır. Tüm bu birikimin yok sayılmasının doğru olmayacağı düşüncesi ile yeni bir yargılama sistemi yerine, mevcut yargılama hukuku kurallarının gözden geçirilmesi, aksayan yönlerinin tespit edilerek düzeltilmesi, geçen süre içinde eskiyen, güncelliğini kaybeden, ihtiyacı karşılamayan kurumların yenilenmesi, karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde yeni kurum ve kuralların kabul edilmesi, uygulamada ortaya çıkan sorunlara, temel kavram ve kurumları zedelemeden cevap verecek yeni düzenlemelerin kabul edilmesi kanun vazıınca benimsenmiştir.
HMK'nun 2004 yılında hazırlanan taslağı üzerine, o günden beri elinizdeki kitabın hazırlanmasına başlanmış ve değerli hakim ve avukat meslektaşlarımın yeni kanunun sistemini, güncelliğini koruyan Yargıtay İçtihatları ile desteklenmesi sonucu zaman kayıplarının önüne geçilmek istenmiştir.
2002 yılında kendi arzumla emekli olduktan sonra daha önceki Gayrimenkul Davaları ve Kadastro Davaları isimli eserlerimin yeni baskılarını devam ettirdikte sonra, boş zamanlarımı değerlendirmek, hakim ve avukat meslektaşlarımın çalışmalarında zamandan tasarruflarını sağlamak üzere yeni çıkacak HMK. üzerinde çalışmaya başladım. Uzun bir çalışma sonunda elinizdeki eseri hazırladığımdan mutluluğum sonsuzdur. Daha önceki eserlerimde olduğu gibi, kanunun sistematiğine sadık kalarak, önce konunun açıklanmasına yer verilerek bir düzen içinde incelenmesi sağlanmış, takiben Y. İBK, emsal Y. HGK ve Y. DK. larına orijinal halleriyle tam metin olarak yer verilmiştir. Aynı konuda içtihat tekrarından benzerlerine yer vermekten kaçınılmıştır. Karar seçimi de uygulamada kararlılık kazananlar titizlikle seçilmiştir. Seçilen kararların özetleri ve ilgili olduğu maddeler gösterilmiştir. Daha önceleri de tekrar ettiğim gibi, hakimleri ve avukatları olaylar yetiştirir, deneyimli hale getirir, aktardığım tam metin Yargıtay Kararlarının bu amaca hizmet edeceği inancındayım.
Meslektaşlarımın zamanlarının çok önemli olduğunu bildiğimden madde ve fihrist kavramlarına önem verilmiştir. Bu eseriminde daha önceki kitaplarım gibi uygulamacılara yararla olması dileğiyle saygıyla sunuyorum.
04 Ekim 1927 yılında yürürlüğe giren 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, İsviçre’nin Neuchatel Kantonuna ait 1925 tarihli Medeni Usul Kanunundan tercüme edilerek alınmıştır. Ancak, Neuchatel Medeni Usul Kanununun tercüme edilerek hukukumuza alınması sırasında, bazı bölümler için Fransız ve Alman hukukundan da yararlanılmıştır.
1086 sayılı Kanun, yürürlüğe girmesinden bugüne kadar yaklaşık otuz kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin tümünde, geciken yargının hızlanması, daha basit ve daha ucuz bir yargının sağlanması amaçlanmıştır. Ancak, bu değişiklikler genellikle, uygulamada görülen aksaklıkların ve şikayet edilen hususların giderilmesine yönelik belirli maddelerin veya belirli kurumların değiştirilmesi biçiminde yapılmıştır.
Şimdiye kadar 1946, 1952, 1955, 1967, 1974, 1993 yılında hazırlanan tasarılar kanunlaşmamıştır.
Son yıllarda temel kanunlar tüm olarak gözden geçirilerek, yeni tasarılar hazırlanması yoluna gidilmiş ve bunun sonunda hazırlanan Türk Medeni Kanunu Tasarısı, 08. 12. 2001 tarihinde kabul edilerek, 01. 01. 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kanunun maddelerinde zaman içinde yapılan değişiklikler ve bazı maddelerin kanundan çıkarılmasından sonra boşluklar oluşmuş, bazı yeni ilke ve kurumlar 1086 sayılı Kanunda yer almamıştır. Bu gelişmeler, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine yeni bir tasarı hazırlanması gerektirmiştir.
1927 yılında yürürlüğe giren 1086 sayılı Kanunun dili oldukça eskimiş ve genç hukukçular tarafından anlaşılması zorlaşmıştır.
Yeni bir kanun hazırlanmasının nedenlerinden birisi de, ülkemizdeki adil yargılanma hakkının sağlanabilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile taahhüt edilen adil yargılanma hakkının sağlanabilmesi için, usul kanunlarındaki hükümler uygun hale getirilmelidir.
1086 sayılı Kanunun temel felsefesi korunup, mevcut hükümleri değerlendirilerek tasarı hazırlanmıştır. Zira 1086 sayılı Kanunun kabulünden bugüne kadar yaklaşık 80 yıllık bir yargılama hukuku tecrübesi ve kültürü oluşmuştur. Bu süre içinde, doktrinde bir çok kitap, tez ve makaleler yazılmış, farklı görüşler tartışılmış, yargı kararlarıyla ortaya çıkan ciddi bir içtihat birikimi ortaya çıkmıştır. Tüm bu birikimin yok sayılmasının doğru olmayacağı düşüncesi ile yeni bir yargılama sistemi yerine, mevcut yargılama hukuku kurallarının gözden geçirilmesi, aksayan yönlerinin tespit edilerek düzeltilmesi, geçen süre içinde eskiyen, güncelliğini kaybeden, ihtiyacı karşılamayan kurumların yenilenmesi, karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde yeni kurum ve kuralların kabul edilmesi, uygulamada ortaya çıkan sorunlara, temel kavram ve kurumları zedelemeden cevap verecek yeni düzenlemelerin kabul edilmesi kanun vazıınca benimsenmiştir.
HMK'nun 2004 yılında hazırlanan taslağı üzerine, o günden beri elinizdeki kitabın hazırlanmasına başlanmış ve değerli hakim ve avukat meslektaşlarımın yeni kanunun sistemini, güncelliğini koruyan Yargıtay İçtihatları ile desteklenmesi sonucu zaman kayıplarının önüne geçilmek istenmiştir.
2002 yılında kendi arzumla emekli olduktan sonra daha önceki Gayrimenkul Davaları ve Kadastro Davaları isimli eserlerimin yeni baskılarını devam ettirdikte sonra, boş zamanlarımı değerlendirmek, hakim ve avukat meslektaşlarımın çalışmalarında zamandan tasarruflarını sağlamak üzere yeni çıkacak HMK. üzerinde çalışmaya başladım. Uzun bir çalışma sonunda elinizdeki eseri hazırladığımdan mutluluğum sonsuzdur. Daha önceki eserlerimde olduğu gibi, kanunun sistematiğine sadık kalarak, önce konunun açıklanmasına yer verilerek bir düzen içinde incelenmesi sağlanmış, takiben Y. İBK, emsal Y. HGK ve Y. DK. larına orijinal halleriyle tam metin olarak yer verilmiştir. Aynı konuda içtihat tekrarından benzerlerine yer vermekten kaçınılmıştır. Karar seçimi de uygulamada kararlılık kazananlar titizlikle seçilmiştir. Seçilen kararların özetleri ve ilgili olduğu maddeler gösterilmiştir. Daha önceleri de tekrar ettiğim gibi, hakimleri ve avukatları olaylar yetiştirir, deneyimli hale getirir, aktardığım tam metin Yargıtay Kararlarının bu amaca hizmet edeceği inancındayım.
Meslektaşlarımın zamanlarının çok önemli olduğunu bildiğimden madde ve fihrist kavramlarına önem verilmiştir. Bu eseriminde daha önceki kitaplarım gibi uygulamacılara yararla olması dileğiyle saygıyla sunuyorum.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 233,33 | 233,33 |