Abdullah Süreyc Türki: Hicaz Gına Ekolü Öncüsü

Stok Kodu:
9786256470699
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
470
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%22 indirimli
500,00TL
390,00TL
9786256470699
807436
Abdullah Süreyc Türki: Hicaz Gına Ekolü Öncüsü
Abdullah Süreyc Türki: Hicaz Gına Ekolü Öncüsü
390.00

Bu araştırma neden yazıldı? Araştırmanın ana konusu İslamiyetin ortaya çıkışıyla birlikte Hicaz Bölgesinde canlanan müziğin Hz.Peygamberden sonra meydana gelen değişiklikleri oluşturan ağıtçı-şarkıcı müzisyen şahsiyetlerin hem müzik tarihinde ayrı bir yeri olduğunu göstermek hemde öncü şahsiyetin kim olabileceği üzerine vurgu yapmaktır. 
Hicaz Gına Ekolü denilen bu ağıtçı - şarkıcıların bir ekol oluşturdukları hakkındaki ilk fikirler J.P.Nicolaas Land (1892) ve daha sonra Henry G.Farmer (1929) tarafından ortaya konmuştur. Farmer’ı takip eden fikirler J.Fück, G.Sawa, E.Rowson’un yazdıklarıyla bugüne taşınmışlardır. Bu fikrin Rowson ve Sawa günümüzde yaşayan temsilcilerinden ikisidir. DİA İslam Ansiklopedisi musiki (c.31, s.257) maddesinde Hicaz Gına Ekolünden hiç bahsedilmemiş olması konunun Türkiye’deki müzik tarihi açısından yeni olduğunu yeterince göstermektedir. 
Hicaz Gına Ekolünde isimleri sayılan belli başlı müzisyen öncü sanatçılar Abdullah Süreyc (Literatürde İbn Süreyc veya Ubeydullah ibn Süreyc), İbn Miscah, Tuveys, Garîz, Ma’bed, İbn Muhriz, Mâlik, Saib Hasîr, Azzetülmeyla, Cemile, Habbâbe, Neşid Farisi, Delâl, Find adları yaygın olarak bilinen kişilerdir. Hemen hemen haklarında bilinenleri, Shiloah’ın (1986) da işaret ettiği gibi, XX.yüzyılda ilk derleyen İngiliz araştırmacı Arap müziği tarihçisi H.G.Farmer olmuştur. Bu öncülerden bazılarının üzerinde ayrıntılı durulduğu için ansiklopedilerde madde başı olmuş iken, Tezcanoğlu, Ebûkabaha, Ebûlhaz gibi adları az bilinenler de vardır. Haklarında aktarılanları modern dünya neredeyse Farmer’ın yazdıklarından bilmektedir. 
Hicaz Gına Ekolü bugüne kadar hiç bir yerli araştırmacının el atmadığı bir konudur. Yukarıda isimleri geçen birkaç kişi hakkında yerli araştırmacıların yazdıklarına dikkatle eğildiğimizde Farmer etkisi çok açık bir şekilde görülür. Bağımsız bir bakış açısı sergilendiğine şahit olunamaz. 
Bu araştırma boyunca Hicaz Gına Ekolü ağıtçı-şarkıcılarından olan “Ubeydullah İbn Süreyc”ten Türk asıllı olduğu için “Abdullah Süreyc” şeklinde bahsedilecektir. Abdullah Süreyc’in hayatı Türk müziği tarihini yakından ilgilendirmektedir. Konusu itibariyle bu çalışma aynı zamanda İslamiyetin, Orta Doğunun, Türkler kadar, İranlılar ve Arapların da ortak müzik tarihinin önemli bir araştırmasıdır. Ve bu zorlu araştırma ancak iki kitaba sığdı. Kitabın birinci kısmı Abdullah Süreyc’in hayatı ve değerini ortaya odaklandı; Kitabın ikinci kısmı Abdullah Süreyc’in savt bestelerine odaklandı. Kitabın araştırmadan oluşan kısımları Recep Uslu; kitabın ikinci kısmında bulunan şiirlerin manzum tercümeleri Nevzat H. Yanık imzasını taşımaktadır.
Abdullah Süreyc Türki’nin bugüne kadar yeterince üzerinde durulmamış bir hayatı vardır. Belki gölgede kalmış bir Türk olduğu belki de başka sebeplerle hayatı üzerinde yeterince araştırma yapılmamış olduğu için Hicaz Gına Ekolündeki yeri de doğru tespit edilememiştir. İlginç bulgular ve tespitlerin yer aldığı bu araştırma, Abdullah Süreyc’in Hicaz Gına Ekolündeki yerinin tespiti, araştırmanın sonuçlarından sadece birisidir.

Bu araştırma neden yazıldı? Araştırmanın ana konusu İslamiyetin ortaya çıkışıyla birlikte Hicaz Bölgesinde canlanan müziğin Hz.Peygamberden sonra meydana gelen değişiklikleri oluşturan ağıtçı-şarkıcı müzisyen şahsiyetlerin hem müzik tarihinde ayrı bir yeri olduğunu göstermek hemde öncü şahsiyetin kim olabileceği üzerine vurgu yapmaktır. 
Hicaz Gına Ekolü denilen bu ağıtçı - şarkıcıların bir ekol oluşturdukları hakkındaki ilk fikirler J.P.Nicolaas Land (1892) ve daha sonra Henry G.Farmer (1929) tarafından ortaya konmuştur. Farmer’ı takip eden fikirler J.Fück, G.Sawa, E.Rowson’un yazdıklarıyla bugüne taşınmışlardır. Bu fikrin Rowson ve Sawa günümüzde yaşayan temsilcilerinden ikisidir. DİA İslam Ansiklopedisi musiki (c.31, s.257) maddesinde Hicaz Gına Ekolünden hiç bahsedilmemiş olması konunun Türkiye’deki müzik tarihi açısından yeni olduğunu yeterince göstermektedir. 
Hicaz Gına Ekolünde isimleri sayılan belli başlı müzisyen öncü sanatçılar Abdullah Süreyc (Literatürde İbn Süreyc veya Ubeydullah ibn Süreyc), İbn Miscah, Tuveys, Garîz, Ma’bed, İbn Muhriz, Mâlik, Saib Hasîr, Azzetülmeyla, Cemile, Habbâbe, Neşid Farisi, Delâl, Find adları yaygın olarak bilinen kişilerdir. Hemen hemen haklarında bilinenleri, Shiloah’ın (1986) da işaret ettiği gibi, XX.yüzyılda ilk derleyen İngiliz araştırmacı Arap müziği tarihçisi H.G.Farmer olmuştur. Bu öncülerden bazılarının üzerinde ayrıntılı durulduğu için ansiklopedilerde madde başı olmuş iken, Tezcanoğlu, Ebûkabaha, Ebûlhaz gibi adları az bilinenler de vardır. Haklarında aktarılanları modern dünya neredeyse Farmer’ın yazdıklarından bilmektedir. 
Hicaz Gına Ekolü bugüne kadar hiç bir yerli araştırmacının el atmadığı bir konudur. Yukarıda isimleri geçen birkaç kişi hakkında yerli araştırmacıların yazdıklarına dikkatle eğildiğimizde Farmer etkisi çok açık bir şekilde görülür. Bağımsız bir bakış açısı sergilendiğine şahit olunamaz. 
Bu araştırma boyunca Hicaz Gına Ekolü ağıtçı-şarkıcılarından olan “Ubeydullah İbn Süreyc”ten Türk asıllı olduğu için “Abdullah Süreyc” şeklinde bahsedilecektir. Abdullah Süreyc’in hayatı Türk müziği tarihini yakından ilgilendirmektedir. Konusu itibariyle bu çalışma aynı zamanda İslamiyetin, Orta Doğunun, Türkler kadar, İranlılar ve Arapların da ortak müzik tarihinin önemli bir araştırmasıdır. Ve bu zorlu araştırma ancak iki kitaba sığdı. Kitabın birinci kısmı Abdullah Süreyc’in hayatı ve değerini ortaya odaklandı; Kitabın ikinci kısmı Abdullah Süreyc’in savt bestelerine odaklandı. Kitabın araştırmadan oluşan kısımları Recep Uslu; kitabın ikinci kısmında bulunan şiirlerin manzum tercümeleri Nevzat H. Yanık imzasını taşımaktadır.
Abdullah Süreyc Türki’nin bugüne kadar yeterince üzerinde durulmamış bir hayatı vardır. Belki gölgede kalmış bir Türk olduğu belki de başka sebeplerle hayatı üzerinde yeterince araştırma yapılmamış olduğu için Hicaz Gına Ekolündeki yeri de doğru tespit edilememiştir. İlginç bulgular ve tespitlerin yer aldığı bu araştırma, Abdullah Süreyc’in Hicaz Gına Ekolündeki yerinin tespiti, araştırmanın sonuçlarından sadece birisidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat