Abbasi döneminde hilafet merkezinin Şam’dan Bağdat’a nakledilmesi ve bu süreçte ilim merkezinin de değişmesiyle Irak Tarih Ekolü’nün oluşum süreci hız kazanmış, neticede 3/9. yüzyılda Irak bölgesinde Medâinî, İbn Kuteybe, Belâzürî, Yâkûbî gibi önemli tarihçiler ortaya çıkmıştır. Bu dönemde aynı zamanda Şuûbiye hareketinin etkisiyle mevaliye dair bilgiler tarih kitaplarında kendilerine daha çok yer bulmuş, Arapça eserlerin Farsçaya çevrilmesiyle Farsça İslâm tarihlerinin ilk örnekleri yazılmıştır. Yine Helenistik kültürün etkileri tarih kitaplarına bu dönemde girmeye başlamıştır. Bu yüzyılın sonlarında Bağdat’ta dünyaya gelen Mes’ûdî, eserlerini tüm bu izleri ve etkileri üzerinde taşıyan bir tarihçi olarak vermiştir. Dünya coğrafyasını ve üzerindeki devletlerin tarihini anlatan Mes’ûdî’nin metinleri, geniş bir mekânı ve zamanı kapsar. Ayrıca seyahatleri vasıtasıyla da bu coğrafyanın büyük bir kısmını gezen müellifin gözlemleri, tarih anlatısının önemli bir unsurudur. Böylece coğrafya başta olmak üzere edebiyat, kelam, astronomi, astroloji gibi pek çok ilmi “ahbâr” çatısı altında tarih sahası içine almış, bu ilimleri kronolojik dünya tarihiyle birlikte kaydeden bir anlatı ortaya koymuştur. Bu kitapta inceleme konusu edilen Mürûcu’z-zeheb ve et-Tenbih adlı eserleri onun tarihi nasıl ele aldığını ve kapsamını nasıl belirlediğini anlamak için uygun bir zemin teşkil etmektedir. Bu çalışmada Mes’ûdî’nin eserlerinde öne çıkan özellikler tespit edilerek tarihçiliğini açıklamak için kuramsal bir çerçeve çizilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda müellifin tarihçi kimliği, eserlerindeki yazılı ve sözlü kaynaklar, metodu, tarihin konusu ve İslâm tarihindeki izdüşümleri incelenmiştir. Böylelikle gerek İslâm tarih yazımında gerekse de bir dünya tarihi anlatısı kurmada, köklerini ahbâr geleneğinden alan bir metodolojiden bahsetme imkânı doğmuştur
Abbasi döneminde hilafet merkezinin Şam’dan Bağdat’a nakledilmesi ve bu süreçte ilim merkezinin de değişmesiyle Irak Tarih Ekolü’nün oluşum süreci hız kazanmış, neticede 3/9. yüzyılda Irak bölgesinde Medâinî, İbn Kuteybe, Belâzürî, Yâkûbî gibi önemli tarihçiler ortaya çıkmıştır. Bu dönemde aynı zamanda Şuûbiye hareketinin etkisiyle mevaliye dair bilgiler tarih kitaplarında kendilerine daha çok yer bulmuş, Arapça eserlerin Farsçaya çevrilmesiyle Farsça İslâm tarihlerinin ilk örnekleri yazılmıştır. Yine Helenistik kültürün etkileri tarih kitaplarına bu dönemde girmeye başlamıştır. Bu yüzyılın sonlarında Bağdat’ta dünyaya gelen Mes’ûdî, eserlerini tüm bu izleri ve etkileri üzerinde taşıyan bir tarihçi olarak vermiştir. Dünya coğrafyasını ve üzerindeki devletlerin tarihini anlatan Mes’ûdî’nin metinleri, geniş bir mekânı ve zamanı kapsar. Ayrıca seyahatleri vasıtasıyla da bu coğrafyanın büyük bir kısmını gezen müellifin gözlemleri, tarih anlatısının önemli bir unsurudur. Böylece coğrafya başta olmak üzere edebiyat, kelam, astronomi, astroloji gibi pek çok ilmi “ahbâr” çatısı altında tarih sahası içine almış, bu ilimleri kronolojik dünya tarihiyle birlikte kaydeden bir anlatı ortaya koymuştur. Bu kitapta inceleme konusu edilen Mürûcu’z-zeheb ve et-Tenbih adlı eserleri onun tarihi nasıl ele aldığını ve kapsamını nasıl belirlediğini anlamak için uygun bir zemin teşkil etmektedir. Bu çalışmada Mes’ûdî’nin eserlerinde öne çıkan özellikler tespit edilerek tarihçiliğini açıklamak için kuramsal bir çerçeve çizilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda müellifin tarihçi kimliği, eserlerindeki yazılı ve sözlü kaynaklar, metodu, tarihin konusu ve İslâm tarihindeki izdüşümleri incelenmiştir. Böylelikle gerek İslâm tarih yazımında gerekse de bir dünya tarihi anlatısı kurmada, köklerini ahbâr geleneğinden alan bir metodolojiden bahsetme imkânı doğmuştur
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 211,05 | 211,05 |