23 Mesele - Mehmed Alagaş

Stok Kodu:
9789756062333
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
158
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%29 indirimli
75,00TL
53,25TL
Taksitli fiyat: 1 x 53,25TL
Tedarikçi Stoğu 9 Adet
9789756062333
374304
23 Mesele - Mehmed Alagaş
23 Mesele - Mehmed Alagaş
53.25

Fatiha suresinde Allah'ı Rahman ve Rahim olarak bilen, Din gününe iman eden, yalnız O'na kulluk eden ve yalnız O'ndan yardım dileyen bu müslümanlar zaten dosdoğru bir yoldadır. Rabbimiz dosdoğru bir yolda olan bu müslümanlara "Bizi dosdoğru yola ilet" duasını tavsiye etmesinin gereği ve hikmeti ise bizlere doğru yolun ve müslümanlığın bir süreç olduğunu beyan etmesi içindir. Doğru yol ve müslümanlık, bizler için son nefesimize kadar devam edecek ve devam etmesi gereken bir süreçtir. Bu sürecin Allah'a ve ahiret gününe imanla başlayan ilk aşamasından, tağutu inkar etmekle devam eden ve alemlerin Rabbi olan Allah'ı hayatın en küçük detayında dahi birleyen noktalarına kadar uzanan ve "Ya Rabbi bilerek şirk koşmaktan Sana sığınırım, bilmediklerimi bağışla" buyuran Resulullah (s.a.v.)'in bile güç yetiremeyeceği üst aşamaları vardır.

Bizler bu sürecin içinde yaşıyor ve son nefesimize kadar tekrar edeceğimiz "Bizi dosdoğru yola ilet" duasıyla her gün yeni bir üst aşamaya gelme gayretinde bulunuyoruz. İşte bizler bu aşamaları yaşarken dikkat etmemiz gereken husus, doğru yolun ilk aşamaları yaşayan kardeşlerimizin müslümanlığını, bulunduğumuz aşamaya göre tanımlamamak ve bulunduğumuz aşamaya göre yargılamamaktır. Soruyoruz sizlere Resulullah (s.a.v.) kendi müslümanlığına göre bizim müslümanlığımızı tanımlayıp-yargılasaydı, aramızda kaç kişi ayakta kalabilirdi?

Bildikleri tevhidi gerçekliklerden hareketle herkesi yargılayabilen kardeşlerimiz, henüz bu gerçeklikleri bilmeyen ancak gelebildikleri noktadan görebildikleri İslam'ı anlayabildikleri kadar yaşayan insanların Rabbimiz nezdinde müslümanlardan olabileceği gerçekliğini gözardı etmeyeceklerdir. Çünkü İslami mükellefiyetlerimiz tebliğe muhtaç ve tebliğe muhtaç olmayan mükellefiyetler olmak üzere ikiye ayrılır. Tebliğe muhtaç mükellefiyetler konusunda henüz tebliğle karşılaşmamış veya bu tebliği henüz anlamamış kimseleri Rabbimiz o konularda mükellef tutmayacağı gibi, bizlerin de o insanları yerine getiremedikleri o mükellefiyetlere göre yargılamamamız gerekir.

Fatiha suresinde Allah'ı Rahman ve Rahim olarak bilen, Din gününe iman eden, yalnız O'na kulluk eden ve yalnız O'ndan yardım dileyen bu müslümanlar zaten dosdoğru bir yoldadır. Rabbimiz dosdoğru bir yolda olan bu müslümanlara "Bizi dosdoğru yola ilet" duasını tavsiye etmesinin gereği ve hikmeti ise bizlere doğru yolun ve müslümanlığın bir süreç olduğunu beyan etmesi içindir. Doğru yol ve müslümanlık, bizler için son nefesimize kadar devam edecek ve devam etmesi gereken bir süreçtir. Bu sürecin Allah'a ve ahiret gününe imanla başlayan ilk aşamasından, tağutu inkar etmekle devam eden ve alemlerin Rabbi olan Allah'ı hayatın en küçük detayında dahi birleyen noktalarına kadar uzanan ve "Ya Rabbi bilerek şirk koşmaktan Sana sığınırım, bilmediklerimi bağışla" buyuran Resulullah (s.a.v.)'in bile güç yetiremeyeceği üst aşamaları vardır.

Bizler bu sürecin içinde yaşıyor ve son nefesimize kadar tekrar edeceğimiz "Bizi dosdoğru yola ilet" duasıyla her gün yeni bir üst aşamaya gelme gayretinde bulunuyoruz. İşte bizler bu aşamaları yaşarken dikkat etmemiz gereken husus, doğru yolun ilk aşamaları yaşayan kardeşlerimizin müslümanlığını, bulunduğumuz aşamaya göre tanımlamamak ve bulunduğumuz aşamaya göre yargılamamaktır. Soruyoruz sizlere Resulullah (s.a.v.) kendi müslümanlığına göre bizim müslümanlığımızı tanımlayıp-yargılasaydı, aramızda kaç kişi ayakta kalabilirdi?

Bildikleri tevhidi gerçekliklerden hareketle herkesi yargılayabilen kardeşlerimiz, henüz bu gerçeklikleri bilmeyen ancak gelebildikleri noktadan görebildikleri İslam'ı anlayabildikleri kadar yaşayan insanların Rabbimiz nezdinde müslümanlardan olabileceği gerçekliğini gözardı etmeyeceklerdir. Çünkü İslami mükellefiyetlerimiz tebliğe muhtaç ve tebliğe muhtaç olmayan mükellefiyetler olmak üzere ikiye ayrılır. Tebliğe muhtaç mükellefiyetler konusunda henüz tebliğle karşılaşmamış veya bu tebliği henüz anlamamış kimseleri Rabbimiz o konularda mükellef tutmayacağı gibi, bizlerin de o insanları yerine getiremedikleri o mükellefiyetlere göre yargılamamamız gerekir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 53,25    53,25   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat