100 Temel Eser Seti-7 Kitap Takım

Hamur Tipi:
2. Hamur
Kitap Seti:
Var
Stok Kodu:
2789788614419
Kapak Türü:
İnce Kapak
%37 indirimli
1.050,00TL
661,50TL
2789788614419
834825
100 Temel Eser Seti-7 Kitap Takım
100 Temel Eser Seti-7 Kitap Takım
661.50

Setin İçindeki Kitaplar

Dede Korkut-Seçme Hikayeler

Üç Ok, Boz Ok toplanıp buluşsalar Kazan evini yağmalatırdı. Kazan yine evini yağmalattı. Amma Dış Oğuz beraber bulunmadı. Sadece İç Oğuz yağmaladı. Ne zaman Kazan evini yağmalatsa helallisinin elini tutar, dışarı çıkardı, ondan sonra yağma ederlerdi. Dış Oğuz beylerinden Aruz, Emen ve diğer beyler bunu işittiler, dediler ki: “Bak bak, şimdiye kadar Kazanın evini birlikte yağma ederdik, şimdi niçin birlik olmayalım” dediler, Bütün Dış Oğuz beyleri, birleşip Kazana gelmediler, düşmanlık eylediler.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi-Seçme Hikayeler

Şu dünya üzerinde pek çok yeri gezme şerefine ulaşan zavallı ben, Derviş oğlu Mehmet Zıllî yani Evliya Çelebi, çocukluk yıllarımda Allah'tan hep gezmeyi bana nasip etmesini dilemişimdir.

1630 yılının Ağustos ayında bir Aşure gecesi uyumak için başımı yastığa koymuştum. Yarı uykulu vaziyette iken birden kendimi Yemiş İskelesi yakınındaki Ahi Çelebi Cami'sinde gördüm. Cami kapısı birdenbire açıldı. İçerisi nurlarla doluydu. Oldukça kalabalıktı. Onlarla
birlikte sabah namazının sünnetini kıldım. Sonra yanımda oturan adama dönüp sordum:

-Efendim, sizler kimlerdensiniz?

Onun bakışları benim içimi ısıtırken cemaattekiler:

-Yanında oturan kişi cennetle müjdelenmiş on kişiden biri olan Sa'd bin Ebî Vakkas'tır, dediler.

Hemen onun ellerini öptüm. Sonra tekrar cesaretimi topladım, sordum. Aynı kişiye:

-Peki ya bu sağ yanımdaki nurlu kişiler kimlerdir, diye sordum.

O bana, ağzından mis gibi kokular yayılarak,

-Öndekiler peygamberlerin aziz ruhları, geridekiler erenlerin, buradakiler de

Peygamberimizin ashabı ve şehitlerdir, dedi.

Hacivat ve Karagöz-Seçme Hikayeler

HACİVAT: Vay Karagöz'üm, sana ne oldu böyle. Her yerin mosmor olmuş, geçmiş olsun.

KARAGÖZ: Allah müstehakını versin. Başıma ne işler açtın. (vurur)

HACİVAT: Yıktın perdeyi eyledin vîran
Varayım sahibine haber vereyim hemen.

KARAGÖZ: Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.

Nasreddin Hoca-Seçme Hikayeler

Bir gün adamın biri, Nasreddin Hoca'ya bir mektup getirmiş. Ama bu mektup hocanın bildiği bir dilde değilmiş. Hoca mektup almış, evirmiş çevirmiş, bakmış. Sonra adama:

-Ben bunu okuyamam, demiş.

Adam bunu duyunca kaşlarını çatmış:

-Yahu bir de hoca olacaksın, benden utanmıyorsan başındaki kavuktan utan, demiş. Hoca bunu duyunca, kavuğu başından çıkarmış, adamın başına geçirmiş:

-Marifet kavuktaysa, al sen oku, demiş.

Mevlana-Seçme Hikayeler

Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı.

Dostu,

-Kapıyı çalan kim, diye seslenince adam,

-Benim, diye cevap verdi.

Dostu,

-Şimdi git zamanı değil. Böyle bir sofra, ham kişinin makamı olamaz. Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan ne kurtarabilir, dedi. Adamcağız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı. Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı. Kapıya varıp, ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile kapıyı çaldı.

Dostu,

-Kim o, deyince,

-Gönlümü alan dost sensin, diye cevap verdi.

Dostu,

-Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor, dedi. Onu içeri aldı.

Ömer Seyfettin-Seçme Hikayeler

Ben hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkıntı âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha dört yaşında yoktum. Ondan sonra yaptığım değil, hattâ düşündüğüm kötülüklerin bile vicdanımda tutuşturduğu sonsuz cehennem sıkıntıları içinde hâlâ kıvranıyorum. Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım.

Evet, acaba dört yaşımda var mıydım? Ondan önce hiçbir şey bilmiyorum. Bilinç, başımıza nasıl yakmayan bir yıldırım gibi düşer. Tolstoy, daha dokuz aylık bir çocukken kendisinin banyoya sokulduğunu hatırlıyor. İlk duygusu bir hoşlanma! Benimki müthiş bir sıkıntıyla
başladı. Ben ilk kez kendimi Şirket vapurunda hatırlıyorum. Hâlâ gözümün önünde: Sanki dünyaya o anda doğmuşum, annemin kucağı... Annem, yanındaki çok sarı saçlı, genç bir hanımla gülüşerek konuşuyor, sigara içiyorlar. Annem sigarasını ince gümüş bir maşaya
takmış. Ben bunu istiyorum.

Yunus Emre Divanı - Seçme Şiirler

Bir söz diyeyim sana,

Dinle canın var ise

Hiç tama eyleme

Aklın sana yar ise.

Manide getirmişler,

Kardeşten dost üstündür

Oğuldan dahi tatlı,

Eğer doğru dost ise.

Gördün dostun eğridir,

Ne

Setin İçindeki Kitaplar

Dede Korkut-Seçme Hikayeler

Üç Ok, Boz Ok toplanıp buluşsalar Kazan evini yağmalatırdı. Kazan yine evini yağmalattı. Amma Dış Oğuz beraber bulunmadı. Sadece İç Oğuz yağmaladı. Ne zaman Kazan evini yağmalatsa helallisinin elini tutar, dışarı çıkardı, ondan sonra yağma ederlerdi. Dış Oğuz beylerinden Aruz, Emen ve diğer beyler bunu işittiler, dediler ki: “Bak bak, şimdiye kadar Kazanın evini birlikte yağma ederdik, şimdi niçin birlik olmayalım” dediler, Bütün Dış Oğuz beyleri, birleşip Kazana gelmediler, düşmanlık eylediler.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi-Seçme Hikayeler

Şu dünya üzerinde pek çok yeri gezme şerefine ulaşan zavallı ben, Derviş oğlu Mehmet Zıllî yani Evliya Çelebi, çocukluk yıllarımda Allah'tan hep gezmeyi bana nasip etmesini dilemişimdir.

1630 yılının Ağustos ayında bir Aşure gecesi uyumak için başımı yastığa koymuştum. Yarı uykulu vaziyette iken birden kendimi Yemiş İskelesi yakınındaki Ahi Çelebi Cami'sinde gördüm. Cami kapısı birdenbire açıldı. İçerisi nurlarla doluydu. Oldukça kalabalıktı. Onlarla
birlikte sabah namazının sünnetini kıldım. Sonra yanımda oturan adama dönüp sordum:

-Efendim, sizler kimlerdensiniz?

Onun bakışları benim içimi ısıtırken cemaattekiler:

-Yanında oturan kişi cennetle müjdelenmiş on kişiden biri olan Sa'd bin Ebî Vakkas'tır, dediler.

Hemen onun ellerini öptüm. Sonra tekrar cesaretimi topladım, sordum. Aynı kişiye:

-Peki ya bu sağ yanımdaki nurlu kişiler kimlerdir, diye sordum.

O bana, ağzından mis gibi kokular yayılarak,

-Öndekiler peygamberlerin aziz ruhları, geridekiler erenlerin, buradakiler de

Peygamberimizin ashabı ve şehitlerdir, dedi.

Hacivat ve Karagöz-Seçme Hikayeler

HACİVAT: Vay Karagöz'üm, sana ne oldu böyle. Her yerin mosmor olmuş, geçmiş olsun.

KARAGÖZ: Allah müstehakını versin. Başıma ne işler açtın. (vurur)

HACİVAT: Yıktın perdeyi eyledin vîran
Varayım sahibine haber vereyim hemen.

KARAGÖZ: Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.

Nasreddin Hoca-Seçme Hikayeler

Bir gün adamın biri, Nasreddin Hoca'ya bir mektup getirmiş. Ama bu mektup hocanın bildiği bir dilde değilmiş. Hoca mektup almış, evirmiş çevirmiş, bakmış. Sonra adama:

-Ben bunu okuyamam, demiş.

Adam bunu duyunca kaşlarını çatmış:

-Yahu bir de hoca olacaksın, benden utanmıyorsan başındaki kavuktan utan, demiş. Hoca bunu duyunca, kavuğu başından çıkarmış, adamın başına geçirmiş:

-Marifet kavuktaysa, al sen oku, demiş.

Mevlana-Seçme Hikayeler

Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı.

Dostu,

-Kapıyı çalan kim, diye seslenince adam,

-Benim, diye cevap verdi.

Dostu,

-Şimdi git zamanı değil. Böyle bir sofra, ham kişinin makamı olamaz. Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan ne kurtarabilir, dedi. Adamcağız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı. Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı. Kapıya varıp, ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile kapıyı çaldı.

Dostu,

-Kim o, deyince,

-Gönlümü alan dost sensin, diye cevap verdi.

Dostu,

-Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor, dedi. Onu içeri aldı.

Ömer Seyfettin-Seçme Hikayeler

Ben hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkıntı âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha dört yaşında yoktum. Ondan sonra yaptığım değil, hattâ düşündüğüm kötülüklerin bile vicdanımda tutuşturduğu sonsuz cehennem sıkıntıları içinde hâlâ kıvranıyorum. Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım.

Evet, acaba dört yaşımda var mıydım? Ondan önce hiçbir şey bilmiyorum. Bilinç, başımıza nasıl yakmayan bir yıldırım gibi düşer. Tolstoy, daha dokuz aylık bir çocukken kendisinin banyoya sokulduğunu hatırlıyor. İlk duygusu bir hoşlanma! Benimki müthiş bir sıkıntıyla
başladı. Ben ilk kez kendimi Şirket vapurunda hatırlıyorum. Hâlâ gözümün önünde: Sanki dünyaya o anda doğmuşum, annemin kucağı... Annem, yanındaki çok sarı saçlı, genç bir hanımla gülüşerek konuşuyor, sigara içiyorlar. Annem sigarasını ince gümüş bir maşaya
takmış. Ben bunu istiyorum.

Yunus Emre Divanı - Seçme Şiirler

Bir söz diyeyim sana,

Dinle canın var ise

Hiç tama eyleme

Aklın sana yar ise.

Manide getirmişler,

Kardeşten dost üstündür

Oğuldan dahi tatlı,

Eğer doğru dost ise.

Gördün dostun eğridir,

Ne

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 661,50    661,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat